Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lider Yardımcısı ve Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de gündeme ait açıklamalarda bulundu.
Merkez Bankası Liderinin misyondan alınması, ‘nin feshedilmesi, HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi üzere son günlerde yaşanan gelişmeleri hatırlatan Yeneroğlu, ”Son günlerde iktidar büsbütün freni patlamış formda ülkeyi uçuruma gerçek sürüklemeye çalışmaktadır. Son bir haftada her sabah hukuk devletinin son izlerinin de ortadan kaldırılmaya çalışıldığı farklı bir gündemle uyanıyoruz” dedi.
Türkiye’nin cuma gecesi yayımlanan sürpriz bir kararname ile birinci imzacısı olduğu İstanbul Mukavelesi’ni feshetmesine reaksiyon gösteren Yeneroğlu, iktidarın artık hukukla büsbütün bağını koparttığını argüman ederek şu kelamları kaydetti:
“Bir hafta içerisinde Sn. Gergerlioğlu’nun vekilliği meclis ve yargı marifetiyle düşürülmüştür. Bu hukuksuzluk yetmezmiş üzere 90’lardan utanarak hatırladığımız bir sahneyle, Ömer Faruk Beyefendi sabah vakti abdest alırken, terlikleriyle uydurma bir soruşturmayla Meclis’te gözaltına alınmıştır. Ülkenin en esaslı insan hakları derneğinin eş lideri gözaltına alınmıştır. Tekrar bir gece vakti operasyonuyla yalnızca vazifesini yaptığı için Merkez Bankası Başkanı’nı vazifeden almıştır.
‘İKTİDAR HUKUKLA BAĞINI BÜSBÜTÜN KOPARMIŞTIR’
Tüm bunların üzerine bir de bayanları şiddete karşı müdafaayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden, gece vakti Cumhurbaşkanı kararı ile çıkılmıştır. İktidar artık hukukla bağını büsbütün koparmıştır. İşte iki gündür iktisadın tepetaklak olmasının asıl nedeni de Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğuna içeride ve dışarıda kimsenin artık inanmamasıdır. İktisadın bu hale gelmesinin tek müsebbibi tüm yetkileri tek elde toplamaktan, hukuku ayaklar altına almaktan, yargıya buyruk ve talimat vermekten en ufak bir rahatsızlık duymayan Cumhurbaşkanı’dır.
‘SÖZLEŞMEYİ ANLADIKLARINDAN ŞÜPHELİYİM’
İstanbul Kontratı Türkiye’nin öncülüğünde hazırlanan, birinci imzacı olduğumuz ve iktidarın yakın vakte kadar ‘sessiz devrimleri’ ortasında saydığı bir kontrattır. Vaktiyle Sözleşme’yi destekleyenlerin bugün kontrata karşı çıkması siyasette yükselen düşman arama anlayışının açık tezahürüdür. Sözleşme’ye karşı çıkanların bu Mukavele metnini okuduklarından ve anladıklarından önemli kuşku duyuyorum.
Zira sav edildiği üzere mukavele, aile yapımıza ve kıymetlerimize ters bir içeriğe katiyetle sahip değildir. Lakin sabahtan akşama kadar kin ve nefret lisanıyla milletimize hitap edip şiddet kültürünü hâkim kılmaya çalışanların makiyavelist anlayışlarına elbette karşıttır.
Mukavele, bayanlar öncelikli olmak kaydıyla hiçbir ayrım gözetmeden herkesin aile içi şiddetten korunmasını amaçlamaktadır. Bayana şiddet milletimizin kıymeti değildir, asla da olamaz.
Bayan – erkek eşitliği Anayasa’nın buyruğudur ve demokrasi ve refahın kuralıdır. 2021 yılında bunları konuşmak zorunda kalmak zulümdür.
‘TÜRK AİLE YAPISIYLA BAĞDAŞMIYORSA NEDEN ONAYLANDI?’
Kontrat Türk aile yapısıyla bağdaşmıyorsa neden onaylanmıştır? Zira o devirde kendisini hukukla bağlı kabul eden bir iktidar vardı. Ne yazık ki bugün tek kişinin keyfi idaresinden ibaret iktidar anlayışı kendisini hukukun üstünde görerek memleketler arası hukukla bağlı olmaktan ve sorumluluklarından kaçmak ismine bu mukaveleden çıktığını belirtmiştir.
Bayan cinayetlerinin giderek artış gösterdiği bir periyotta mukaveleden imzanın çekilmek istenmesi; bayan cinayetleri, bayana yönelen şiddet ve cinsiyet ayrımcılığı üzere mevzularda tablonun daha da kötüleşmesine yol açar.
‘BU KARAR BÜSBÜTÜN HUKUKSUZDUR’
Maalesef bu çekilme kararı bayanların hukuksal kazanımlarını ve bayan gayretinin verdiği emekleri yok saymaktır. Bu karar büsbütün hukuksuzdur. Hukuka alışılmamış bir kararnameye dayanılarak bu Kontrattan çıkılması hiçbir halde geçerli değildir.
‘FESHETME YETKİSİ YOK’
İstanbul Sözleşmesi’nin yasama yetkisi gasp edilerek, Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilmesi milletlerarası hukuka ve Anayasa’ya terstir. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul kontratını feshetme yetkisi yoktur. Bu tek taraflı fesih süreci şahsen Anayasa’yı ve TBMM’yi yok saymaktır.
Anayasa’nın 90. hususunda bir muahedenin yürütme organı tarafından imzalanmasından sonra TBMM tarafından çıkarılacak bir kanunla onaylanacağı öngörülmüştür. İstanbul Mukavelesi TBMM tarafından çıkarılan 6251 sayılı kanun ile kabul edilmiştir ve bu kanun hala yürürlüktedir. Yürürlükte olan bir kanun lakin adapta paralellik prensibi yeterince nasıl yürürlüğe girdiyse birebir tarz ile geri alınabilir.”
Karar
