Eşinin toplumsal medya hesabından 7 sene boyunca evlenmeden evvelki soyadını kullanmasının inanç sarsıcı davranış olduğunu öne süren koca, boşanma davası açtı.

Aile Mahkemesi, davacı erkeğin bayana ağır hakaretler ettiği, kapıyı kilitleyerek bayanı meskene almadığı, bayana telefonda ithamlarda bulunduğu, davalı bayanın ise toplumsal medya hesaplarında 7 yıl boyunca evlenmeden evvelki soy ismini kullandığına dikkat çekti.

BAYANIN EVLENMEDEN EVVELKİ SOYADINI KULLANMASI İTİMAT SARSICI DEĞİL

Erkeğin birinci evliliğinden olan çocuklarının erkeği ziyaret etmesinden rahatsızlık duyduğu ve erkeğe hakaret ettiği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul ederek; erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların tazminat taleplerinin reddine ve bayan lehine önlem ve yoksulluk nafakasına hükmetti. Kararı her iki taraf avukatı da istinafa götürdü. Bölge adliye mahkemesi tarafların istinaf taleplerinin temelden reddine karar verdi. Kararı taraflar temyiz edince devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.

Kararda şu sözlere yer verildi:

“Yapılan yargılama ve toplanan kanıtlardan; bilhassa davalı bayana yüklenen ‘Sosyal medya hesaplarında kızlık soyadının kullanması’ bu kişinin itimat sarsıcı davranışının delili olarak kabul edilemeyeceği üzere, inanç sarsıcı davranış olarak da nitelendirilemeyeceğinden mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların başka kusurlu davranışlarına nazaran davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı bayanın ise az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.”

Karar