Organize cürüm örgütü önderi her pazar yayınladığı görüntüler 83 milyon için ‘sıradan’ hale geldi. Milyonların izlediği paylaşımlarda ortaya atılan tezler hakkında bugüne kadar ne kapsamlı bir soruşturma başlatıldı ne de Ankara toplumun başındaki soru işaretlerini giderecek bir yaklaşım sergiledi. ‘Bu işin sonu nereye varacak’ tartışmaları devam ederken Peker yeni ifşaatlarda bulundu.
‘SEZGİN BARAN KORKMAZ’I ÇAĞIRIP YURT DIŞINA ÇIK DEDİLER’
Soylu’nun söylediklerine değinen Sedat Peker “10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok, çanta çanta daha çok yolladıklarım var” tabirini kullandı.
Hakkında arama kararı bulunan firari iş adamı Sezgin Baran Korkmaz’ı işaret edip “İçişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Yurt dışına çık denildi. O da 5 Aralık’ta gitti” savında bulundu. Yargı mensuplarının, arandığı periyotta Korkmaz’ın otelinde kaldığını savundu.
TEZLER BÜYÜYOR YARGI ‘DERİN UYKUDA’
Peker, vahim argümanları gündeme getirdiği ifşaatlar serisinin dokuzuncu görüntüsünü yayınladı. AK Partili Külünk’e seçim periyotlarında para aktardığını, Soylu’nun firari iş insanı Korkmaz’a operasyon öncesi “Yurt dışına çık” dediğini ileri sürdü. Milyonlar ‘rutin bir pazar sabahı etkinliği’ haline dönüşen içeriğe kilitlendi. Cürüm ögesi oluşturan tezler karşısında yargının 35 gündür harekete geçmemesi reaksiyon çekiyor.
Organize kabahat örgütü başkanı Sedat Peker’in 2 Mayıs’tan bu yana YouTube üzerinden yayınladığı görüntüler ülke gündemini belirliyor. Vahim sav ve suçlamalar yönelten, ifşaatlarda bulunan Peker’in anlattıklarını milyonlar takip ediyor. Siyaset, mafya, ticaret üçgenine ait dikkat çeken argümanları gündeme getiren Peker’in anlattıkları kamuoyundaki davetlere rağmen yargıyı harekete geçiremedi.
Tek soruşturma Kıbrıs’ta katledilen gazeteci Kutlu Adalı cinayeti hakkında başlatıldı. Peker’in başka tezleriyle ortaya çıkan sorular ise cevap bekliyor. Adeta rutin bir pazar aktifliğine dönüşen görüntülerin sonunun nereye varacağı merak ediliyor.
“Peker’den aylık 10 bin dolar alan siyasetçi kim?” sorusunun gündemde olduğu süreçte Peker yeni görüntü yayınladı. Dokuzuncu içerikte yeniden İçişleri Bakanı Soylu’yu amaç aldı, “Diyordu ya ‘Ben poliçe sesini çok seviyorum’. Şirketin 57 kat büyümüş. O poliçenin sesine ben de uyurum, herkes uyur” dedi.
Peker, 10 bin dolar alan siyasetçi hakkında da konuştu “Bu sayısı bana nasıl yakıştırırsınız, daha fazlası var… Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok ancak daha çok yolladıklarım var” dedi. Peker, AK Parti MKYK üyesi Metin Külünk’ün kendisini arayarak Biden-Erdoğan görüşmesinden evvel görüntü çekmemesi istediğini de ileri sürdü.
Belediyelerde ve ihalelerde dönen rüşvet sistemine işaret eden Peker “Bir belediyeye gittiğinde, belediye lideri senden para almıyor, huylanıyor, ‘Ya bir kelek yaparsa’ diyor. ‘Bizim bir derneğimiz var. Git oraya bağış yap, 1 milyon-3 milyon-5 milyon’ diyor. Sen gidip oraya parayı yatırıyorsun. Hayır işi için güya. Sen ne yapmak istiyorsan, kaçak kat mı çıkacaksın, hani ne yapmak istiyorsan onu yapıyorsun. Hani Süleyman’ın akrabası var ya Ankara’da onun yaptığı iş üzere. Bu onun belediye aksamı.
Onun yaptığı dev iş. O bakanları falan herkesi yönlendiriyor. Artık sen parayı oraya yatırdın, belediye liderine yahut adamlarına para gitmedi diyeceksin. O ne yapıyor? Diyelim ki; gerçek maliyeti 100 bin liralık bir iş var. Birine diyor ki, arkadaşına mesela ‘1 milyonluk fatura kes’ diyor. Ona bir 1 milyona iş veriyor.
Aslında istediği bireye verme yetkisi var. Sonra o 1 milyon liralık işi alıyor. Lakin 100 bin liraya yapıyor. 100 bin lira da vergi mergi çıkarsa, geri kalan 800 bin lirayı cebe indiriyor. Latife yapmıyorum. Sistem bunun üzerine hiçbir polis takibine de uğramıyorlar” dedi.
‘Taşeron sistemi’ni anlatan Peker “Şimdi diyoruz 5’li çete, 10’lu çete. Onlara ihaleyi veriyorlar. Kaç lira 1 milyar dolar. Bunların siz zannediyor musunuz, çalışanları var. Yok. Bunların alt taşeron sistemi var. 1 milyarı kendisi alıyor. 400’ü alt taşerona veriyor. 600 milyon kılçıksız bu tarafta kalıyor. Alt taşeronun da alt taşeronu var” diye konuştu.
Peker, Binali Yıldırım’ın oğlu Erkam Yıldırım ile ilgili argümanlarını tekrarladı: “Binali Yıldırım beyefendi bir adam. ‘O uyuşturucu işinde değil’ dedim. Oğlunu korumak için o çıkmış meydana. Sayın Başbakan senin oğlunu korumak için ortaya çıkmana gerek yok ki…
Adam 15 senede kaç milyar dolarlık servet yapmış. Biz yalnızca Hollanda ayağını biliyoruz, onu da Hollanda devleti açıkladı. Başka ülkelerde kaç milyar dolar daha var? Bu adam muhteşem dahi olmaza milyar dolarları nasıl kazansın? Bırak senin çocuğun kendini savunsun. Kit getirmiş.”
Soylu’nun ‘Sedat Peker’den ayda 10 bin dolar alan siyasetçi var’ tezi hakkında konuşan Peker, şunları kaydetti: “Kardeşlerim, bu 10 bin dolar problemine gelelim. Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok lakin daha çok yolladıklarım var. Bana hakaret ettiniz, bana 10 bin doları nasıl yakıştırırsınız? Süleyman var ya, tak tak her şeyi söylüyor. 10 bin dolar işi palavra. Lakin ben daha büyüklerini yolladım. Çanta çanta yolladım. Artık Metin Külünk’ten konuşacağız. Metin ağabeyden.
Metin abi beni aradı, “Biden, Tayyip Erdoğan’a karşı senin şeyini… “ ‘Metin abi ne diyorsun sen’ dedim. Biden işi gücü bırakmış Sedat Peker’e mi bakacak? Tamamıyla delirmiş bunlar. Adam dünyayı yönetiyor. Dedim abi, ‘Ben Biden falan anlamam’ dedim. ‘Abi benim kendi sorunum var’ dedim. Benimle konuştu, konuştu sakinleştirdi.
Başında konuştum, beni yolda bırakanı rezil edeceğim. Metin abiyi rezil etmeyeceğim ne yaşadık onları konuşacağız. Bir de bana diyorlar, ‘Pislik mafya’. AK Parti’nin seçim vakti dağıttığı kahve var ya, o benim kahvemdi. Hani ben pisliktim? Onlarca milyonluk kahveyi benden alıp dağıtmadınız mı? Bir lira para mı verdiniz? Verdiyseniz hani fatura? Bir özür bekledim, benim işim Mehmet Ağar ileydi. İşi buraya siz getirdiniz.”
Külünk ile ilgili birçok tezde bulunan Peker, şunları söyledi: “Almanya’daki dernekler var, rica ederdi onlara el altından para yollardım. Lakin o denli her ay giden bir on bin yok, seçim vakti geldiğinde otomobiline para bırakırdım. Artık ben bu türlü deyince öbür milletvekilleri de bizi de söylemesin diye konuşacaktır. Biz kimseyi satmayız fakat Biden falan diyerek beni sakinleştirmek için sinema yapıp sonra karalama kampanyasına ağabeylik yap. Daha birçoklarını verdim. 10 bin değil, 150 bin değil daha fazlasını verdim.”
Aydın Doğan’ın sahip olduğu Hürriyet gazetesinin satış süreci ile ilgili de çarpıcı argümanlar öne süren Peker, Demirören Grubu’nun Ziraat Bankası’ndan aldığını 750 milyon dolarlık krediyi hala ödemediğini tez etti. İmar rantı tezlerini da anlatan Peker, Soylu’nun, SBK Holding’in sahibi iş insanı Sezgin Baran Korkmaz’a, “Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık” dediğini argüman etti.
Korkmaz’ın İçişleri Bakanlığı’na gittiği söyleyen Peker “İçişleri Bakanı, Organize Kabahatler Daire Başkanı’nı telefonla arayıp, hakkında 6 aydır belge hazırlanan adamı İçişleri Bakanlığı’na çağırıyor ve görüşüyor ve yurtdışına çıkmasını söylüyor” dedi.
Karar
