CENGİZ İNOĞLU | KARAR.COM

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin genel merkezinde basın mensupları ile bir ortaya geldi.

Gündemi kıymetlendiren Kılıçdaroğlu, geçen hafta , d, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sözcü gazetesi talimatı, Eski Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un 27 Mayıs’la ilgili açıklamaları, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü vazifesine Prof. Dr. Melih Bulu’nun getirilmesi, , eski CHP milletvekili Fikri Sağlar’ın başörtülü yargıçlara yönelik kelamları, toplumsal medyada gündem olan , ABD ile yeni devirde ilgiler ve bayana şiddetle çabaya ait değerli açıklamalarda bulundu.

‘2020’DEN 2021’E PROBLEMLERİ DEVRALDIK’

Konuşmasına tüm Türkiye’nin yeni yılını kutladığını söyleyerek başlayan Kılıçdaroğlu, “2020’den 2021’e sıkıntıları devraldık. 18 yıllık AK Parti iktidarın sonucunda, Türkiye Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale geldi. Erdoğan bu can yakıcı sıkıntıya asla yanıt vermiyor. Nasıl olur da hangi münasebetle Londra’daki bir avuç tefeciye ülkeyi teslim ettin? Ülke olarak dünyanın en yüksek faizini ödüyoruz. Almanya negatif faizle borç veriyor. Biz de rekor faizle borç ödüyoruz neden?” diye sordu.

‘SOKAKTAKİ ÇOCUK BİLE BU ÜLKEDE ADALET OLMADIĞINI BİLİYOR’

Türkiye’de en can yakıcı problemlerden birinin adalet eksikliği olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, kelamlarına şöyle devam etti:

“Bu ülkede sokaktaki çocuk bile adalet olmadığını biliyor. Biz Türkiye’nin tüm sıkıntılarına tahlil üreteceğiz. Türkiye’nin çözülemeyecek sorunu yoktur. Sorunu çözecek insan halk üzere yaşamalıdır. Sorunu çözecek insan adalet adalet diyecektir. Sorunu çözecek insan israfa asla müsde vermeyecek, 13 uçakla gezmeyecektir. İsraf haramdır. Sorunu çözecek insan hiçbir bayana vitrin süsü demeyecektir. Sorunu çözecek insan her türlü eleştiriyi olgunlukla karşılayacaktır. Vatandaşlarımızdan bu nitelikteki insanlara oy vermelerini istiyorum.”

Konuşmasının akabinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Sözcü gazetesini satın almayın’ davetini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Bunu Erdoğan’ın çaresizliği olarak değerlendiriyorum. Gazeteyi okumayın ne demek? Fikre karşı olmak demek? Doğrular kendisine anlatıldığında, doğruya karşı olmak demek? Her türlü tenkide hürmet duymamız lazım. Medyadan istediğimiz haberi objektif bir biçimde vermesi. Tenkidin olmadığı bir Türkiye felakete hakikat sürüklenir.”

Soru: İlker Başbuğ’un 27 Mayıs’la ilgili bir açıklaması oldu ve akabinde CHP’ye yönelik darbe suçlamaları gelmeye başladı, bu mevzu hakkındaki niyetleriniz nelerdir?

“Arkadaşlar 20 Temmuz’dan bu yana Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıya aslında. Biz hiçbir darbenin yanında durmadık. Kenan Cihan ne yaptıysa birebirini şu an bu iktidar yapıyor. Şu an Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıyadır. 20 Temmuz’dan bu yana darbe süreci motamot devam ediyor.”

Soru: Sizce iktidar Boğaziçi Üniversitesi’nin yerleşkesine neden kelepçe taktı? Üniversiteye nasıl bir dayanağınız olacak? Akademik özerklik konusunda sizin projeniz var mı?

“Az evvel söyledim. Türkiye bir sivil darbe ile karşı karşıya, YÖK’ü kim kurdu? 12 Eylül darbecileri. Bugün de birebir süreç devam ediyor. Rektör atamaları da 12 Eylül’deki üzere, tek fark var partili olması gerekiyor rektörün. Akademik özerklik çok kıymetli. Bilim üretilen yerlerde akademik özerklik vardır. Akademisyenler bildiri okudukları için üniversiteden atılıyorsa, o ülkede darbe sürecinin devam ettiği ortaya çıkar.”

Soru: Ömer Çelik, “Bir kişinin siyasi kimliğinin olması cürüm değildir” dedi. Protestolarla ilgili de birtakım CHP’lilerin yer almasını siyasallaştırılıyor” dedi. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?

“Erdoğan vazifeye gelmeden evvel, cumhurbaşkanı üniversitenin seçtiği 3 adaydan birini rektör olarak seçiyordu. 20 Temmuz’dan sonra Erdoğan tek başına seçiyor. Bu uygulamanın darbeden bir farkı bulunmuyor.”

“TÜİK’E ARTIK DE ENFLASYONU YÜZDE 5’E DÜŞÜR TALİMATI VERDİLER”

Soru: Emekli ve memurların artırım oranı muhakkak oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

“18 yılın sonunda Türkiye bir ekonomik ve toplumsal buhranla karşı karşıya. Türkiye o denli bir noktaya geldi ki, borcun faizini ödemek için de borçlanmak zorunda. Ana paradan bahsetmiyorum. Pekala bu borçların ödenmesini hangi toplumsal sınıflar üstlenecek? Paralar kimlere verilmiyor? Esnafa, memura, personele, emekliye işsize verilmiyor. Toplumun üreten kısmı iktisadın yanlış yönetilmesinin faturasını ödemek zorunda. AK Parti’nin siyasi tercihi bu istikamette. Geniş kitleler bu siyasi tercihe karşı çıkıyorsa, oylarını ve tercihlerini değiştirmek zorundadırlar.

TÜİK’e “Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumu” diyorum. TÜİK’e talimat veriyorlar o da yerine getiriyor. Artık enflasyonu yüzde 5’e düşürme talimatı verdiler.

Dediklerini yapmayanları vazifeden alıyorlar. Türkiye’de gerçek enflasyon bilim insanlarının açıkladığına nazaran yüzde 36, TÜİK’e nazaran yüzde 14. Metropol geçenlerde bir anket yaptı, ülkenin yüzde 64’ü enflasyonun çok yüksek olduğuna inanıyor. Bilim insanlarının sayısını sokaktaki adam doğruluyor.”

“BAŞÖRTÜSÜ ARTIK TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDE DEĞİL”

Soru: Fikri Sağlar, sizin yansınızın akabinde “Benden kurtulmaya çalışıyorlar” dedi. Ne düşünüyorsunuz bu sav için?

“Gereksiz bir tartışma ve rastgele bir yorumum da yok. Türkiye’nin gündeminde olmayan bir tartışmayı gündeme getirmenin hiçbir mantısı yok.”

Soru: Kimi bakanlar SMA hastaları için başlatılan kampanyayı ‘kirli bir kampanya’ olarak nitelendirdi. Hastalar bu hususta umutlarını tek bir ilaca bağlamış durumda. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Umut her vakit kıymetlidir. Umudun önüne para konulamaz. Para umudu desteklemek zorundadır. Sanki karşı çıkanlar kendi çocukları birebir konumda olsaydı karşı çıkarlar mıydı? O ailelerin dramını biliyorlar mı? Para her şey değildir. Acı olan bunun bir doktor tarafından söylenmesidir.”

“TÜM PARTİLER PARLAMENTER SİSTEMLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPARSA GÜZEL OLUR”

Soru: Parlamenter sisteme ait ortaklarınızla bir çalışma yapacak mısınız?

“Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışmamız var. Parti içinde ve dışında da uzman beşerler var onların da görüşlerine başvuruyoruz. Gelecek Partisi çalışmasını bize getirdi, öteki partiler de çalışma yapıyor. Tüm partiler bir ortaya gelip ortak bir çalışma yaparsa daha iyi olur.”

Soru: Demokrat Parti’nin Millet İttifakı’ndan ayrılacağı sav ediliyor, bu türlü bir duyumunuz var mı?

“Hiç telaşınız olmasın o haberler asparagas. Ben bir kaç gün evvel sayın genel liderle yemekte bir ortaya geldim ve ilgilerimiz çok iyi durumda.”

YENİ İTTİFAKIN İSMİ “PARLAMENTER SİSTEM İTTİFAKI” MI OLACAK?

Soru: Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu Millet İttifakı’nda yok, önümüzdeki süreçte ittifakın ismi güçlendirilmiş parlamenter sistem olabilir mi?

“Onu bilemiyorum, ben Millet İttifakı’nın sözcüsü değilim. Bütün genel liderler eşit seviyede. Bir ortaya gelip bu mevzuyu konuşmamız gerekir. Tek başına bu türlü bir karar alacak durumda değilim. Sayın Akşener de birinci küme toplantısında parlamenter sistemle ilgili hazırladıkları raporu kamuoyuna sunacak.”

“‘FAİZ SEBEP’ DİYEN ERDOĞAN İSTİFA ETMELİ”

Soru: Enflasyon sayılarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Merkez Bankası bugün elektrik ve doğal gaz faturalarındaki artırımların önümüzdeki ay enflasyona yansıyacağını açıkladı. Merkez bankasının faiz siyasetini nasıl buluyorsunuz?

“Enflasyon artacak o denli görünüyor. Tüketimde de bir düşme bekliyorum. Münasebetiyle burada bir sorun var. Gerçek sayıların açıklanmadığı bir ortamda yorum yapmak sıkıntı. Siyasi iktidarın açıklamalarına nazaran, sayı açıklayan kurumlar inandırıcılığını yitiriyor. Belli mağazalara gidip, fiyatları da önden indirmeleri talimatını vererek enflasyon sayılarını açıklıyorlar. Pazara gitseler gerçekleri görecekler.

Faizin artmasının akabinde Erdoğan’ın istifa etmesi gerekiyordu. Faiz sebep diyordu. Onun için bir sürü lideri misyondan aldı fakat kendisi vazifeden istifa edemez. Merkez Bankası’nın faizi artırması, Londra’daki tefecilerin galip geldiğini gösterdi.”

“ERDOĞAN GECE HAYALİNDE EN ÇOK BENİ GÖRÜYOR”

Soru: Sayın Başbuğ’un “27 Mayıs’tan evvel erken seçim olsaydı darbe olmazdı” açıklamasının sizin erken seçim davetinizle ilişkilendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Erdoğan’ın birisini düşmanlaştırması gerekiyor. İktidara en yakın parti CHP olduğu için bizi maksat alıyor. Bu onun acizliğini gösteriyor. Korkuyor Erdoğan. Niye? CHP iktidara geldiğinde devletin nasıl yönetildiğini bütün dünya görecek onun için. İsrafla yolsuzlukla nasıl uğraş edilir? Bunları görecek. Aslında gece de hayalinde en çok beni görüyordur.

Taşeron personellerin meselesini biz çözdük. Minimum fiyatı onlardan fazla biz veriyoruz. Devlet olarak sen veremiyorsun biz belediye olarak veriyoruz. CHP’li belediyeler Erdoğan’ın dışarıdan aldığı faizden daha düşük faizle borçlanıyor. Erdoğan bunların dillendirilmesini istemiyor.”

“5 MASKEYİ DAĞITAMAYANLAR AŞI TAKVİMİ AÇIKLAYAMAZ”

Soru: Öbür Muhalefet partilerinden Çin’in geliştirdiği Sinovac aşısıyla ilgili şeffaf bir süreç yönetilmediği için güvenemedikleri istikametinde açıklamalar geldi. Siz ne düşünüyorsunuz Sinovac hakkındaki tartışmalarla ilgili? Siz de aşı olacak mısınız?

“Çin aşısıyla ilgili benim bir açıklama yapmam yanlışsız değil. Bilim insanlarını dikkate almamız lazım. Bence bunu tartışmak yerine, kim ne vakit aşı olacak bunu tartışmalıyız. 5 maskeyi dağıtamayan iktidar aşıyı nasıl dağıtacak. Toplumun önüne bir aşı takvimi koymak zorundalar. Uygar ülkeler bu süreci şeffaf bir formda yürütüyor. Almanya vatandaşlarına bir takvim sunabiliyor. Fakat bunlar daha maske dağıtmayı beceremediler. Bari toplumun önüne bir takvim koyun. Bu takvime muhtaçlığımız var. Aşı gelirse neden olmayalım.”

Soru: Erken seçimin iktisada olumlu bir tesiri olur mu?

“İktidarın birinci evvel yapması gereken, Ekonomik Toplumsal Kurulu derhal toplamak. Sorunu yaşayanlara kaygıları bu iktidar devrinde sorulmadı. Ülkede bir kişinin görüşü değerli o da Erdoğan. Kibri görüş almaya müsde vermiyor. Görüş almak bir fazilettir. Karşıdaki bireye hürmettir. Bir anayasal kurumdan kelam ediyorum. Ekonomik Toplumsal Kurul, en son 5 Şubat 2009’da toplandı. Damatla birlikte süreci götürüyorlardı. Sonra bütün sorumluluğu damada yıktı. Halbuki damat buyrukları yerine getiriyordu. Sorunu çözemezler zira; bilgileri, kapasiteleri ve öngörüleri yok. Dünyayı bilmiyorlar. Erdoğan iktisadın ‘E’sinden bile habersiz. İktisat tahsili görmüş. Âlâ ki görmüş, ya görmeseydi!”

Soru: Süleyman Girgin’le ilgili HTS kayıtları incelendi. O kayıtlar da neler var? Girgin’e yönelik iftirayı atan kim?

“Kayıtlarda ne var bilmiyorum. Lakin bir iftira var onu biliyorum. İftiranın üstüne gidilmesi gerekir. Önümüzdeki günlerde bu mevzuda kamuoyu bilgilendirilecek.”

“ÜLKEDE DIŞIŞLERİ BAKANI YOK”

Soru: Joe Biden’la birlikte Türkiye’nin dış siyaseti nasıl etkilenecek?

“Dış siyaset Türkiye’nin en problemli alanlarından biri. Türkiye’nin dış siyasetini hükümran güçler belirliyor. Erdoğan’ın bu türlü bir gücü yok. Ülkede, Dışişleri Bakanlığı diye de bir kurum yok. Kim Dışişleri Bakanı? Çavuşoğlu mu, İbrahim Kalın mı, Hulusi Akar mı?

“Papazı bırak” dediler, bıraktı. Putin’in kapısında bekledi. Bu mu dış politika… Hükümran güçlerin her kaidesini şartsız yerine getiren bir Erdoğan var. S-400’leri hani etkin edeceklerdi. Erdoğan biz kendimizi savunuruz diyordu. Çavuşoğlu ne dedi? Amerika ile görüşüyoruz. Akdeniz’deki bir gemimizde 5 st arama yaptılar. Kimse Erdoğan’a ulaşamadığı için 5 st müdahale edilemedi. Dışişleri Bakanı olsaydı müdahale ederdi. 36 askerimiz şehit edildiğinde koşa koşa Putin’in ayağına koştu. Bu mudur dış siyaset?”

Soru: Sizce seçim ne vakit olacak? Seçimi kaybedersiniz kendiniz için bir yol haritası çiziyor musunuz?

“Türkiye’de bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Hiç kimsenin önümüzdeki ay ne olacağını bilme imkanı var mı? Öngörü için elinizde data olması lazım. Ortada öngörü olabilecek bir doküman yok. Biz de yarın seçim olacakmış üzere hazırlanıyoruz. Öngörümüz yok. Bütün hazırlıklarımız mevcut. Çok hoş projelerimiz var, Türkiye’yi sarsacak projelerimiz var. Bütün bunlarla toplumun önüne çıkacağız. Ferdî mesleğim için bir planım yok.”

“YAP İŞLET DEVRET BU DEĞİL”

Soru: Dönemi sabık yaratacağınız söyleniyor. Mevcut girişimcilere nasıl yaklaşacaksınız?

“Ülkeye yatırım yapanlara, kamu vazifelisi üzere hizmet ettikleri gözüyle bakıyoruz. Onlara saygın işi insanı üzere bakıyoruz. Onların haklarını her ortamda koruyacağız. Lakin devleti soyan anlayışa da asla müsde vermeyeceğiz.

Geleceksin döviz bazında ihale ve garanti alacaksın. Ortadaki farkı da devlete ödeteceksin. Bu devletin soyulması demek. Buna karşı çıkmak zorundayız. Bu istikamette alacağımız tedbirler, girişimciyi asla ürkütmez. Avrasya Tünelinden geçen araç 11 milyon geçmeyen 12 milyon, 48 milyon dolar karşılığı para ödeyeceğiz. Yazık günah değil mi? Yap işlet devret bu değil.”

Soru: Garanti ödemeli projeleri sonlandıracağınız söylemiştiniz. Bunun maliyeti ne olur iktisada?

“Bu projeleri sonlandırmadan evvel, maliyetini çıkaracağız işin. Kaça yaptınız, ne kadar kar marjınız var? Bunları tespit ettikten sonra harekete geçeceğiz. Torunlarımız büyük bir yükten kurtulacak. Buradan artan parayla yatırım yapacağız. İntikam hissiyle hareket etmeyeceğiz. Bu ihaleler maddelere alışılmamış yapıldı. Kimseyi mağdur etme üzere bir niyetimiz yok. Maliyet artı kar marjını verip sorunu çözeceğiz.”

Soru: Bütçe konuşmanızın misyona geldiğinizden bu yana en iyisi olmasını neye bağlıyorsunuz? Bayana şiddeti önlemek bir tedbir paketi açıklayacak mısınız?

“Her vakit yaptığım konuşmalardan biriydi. Tek farkı AK Partili vekillerin yüzüne bu tenkitleri anlatmamdı. O bütçe konuşmasının en kıymetli detayı, şehitler ortasında ayrım yapıldığını kabul etmeleri. Fuat Oktay ‘Devletin sayılarına güvenin’ dedi. Devletin sayılarından haberleri olmadığı ortaya çıktı.

Şiddete uğrayan bir bayana yaptığımız bir uygulama ile telefon açtığında her türlü takviye veriliyor. Dilek ederse avukat ve ruhsal takviye veriyoruz. Hiçbir bedel almadan. Bunu yapan öteki bir parti yok. Bizim yaptığımız konun teklifi iktidar tarafından kabul edilmediği için, onlar getirsin biz de oy verelim.”

“İNCE’NİN İSTİFA EDİP ETMEDİĞİNİ BİLMİYORUM”

Soru: Muharrem İnce parti kuracağını söylemişti. Genel merkeze istifa dilekçesi ulaştı mı?

“Bilmiyorum, doğal olarak şunu kabul etmeniz lazım. Üyelikten kim ayrıldı günlük olarak bileme talihim yok. Biz MYK toplantılarında toplam kaç kişi üye oldu, kaç kişi istifa etti onları konuşuruz. MYK toplantısında, en genç bayan ve erkek üyeyi arayıp tebrik ediyorum. Benim bu türlü bir yolum var.”

Karar