Büyükada Anadolu Kulübü’nde düzenlenen “Prens Adaları İdeoloji ve Siyaset Sempozyumu”na, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Genel Lider Yardımcıları Gamze Akkuş İlgezdi, Ali Öztunç, CHP milletvekilleri Enis Berberoğlu Sibel Özdemir, Akif Hamzaçebi; CHP Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu ile CHP’li ilçe belediye Liderleri, Lüksemburg ve Yeni Zelanda büyükelçileri, İstanbul Kent Kurulu Lideri Tülin Haydi, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
‘ÜLKENİN GÜÇLÜ BİR FELSEFİ FİKRE MUHTAÇLIĞI VAR’
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, ülkede sahiden de güçlü bir felsefi niyete muhtaçlık bulunduğunu belirtirken, “Bu yalnızca bugünün sorunu değil. Aslında tarihî süreç içinde incelediğinizde bizim temel sorun alanlarımızdan birisidir” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Seçimler münasebetiyle Adalar’a birinci geldiğimde, ‘Adalar’ın biraz tanıtılması lazım, bir turistik alan olarak görülmemesi lazım’ dedim. Buranın bir tarihî derinliği var, görkemli bir geçmişi var, harika bir coğrafyası var ve harika hoş insanları var. Lidere dedim ki ‘Seçildikten sonra burayı yalnızca Türkiye’nin değil aslında Avrupa’nın, dünyanın bir ideoloji merkezine dönüştürebiliriz. Dünyanın en değerli felsefecileri gelip Adalar’da ideolojiyi anlatabilirler. Doğayı izleyebilirler. Bir ağacın altına uzanıp gökyüzüne baktıklarında sonsuzluğu görebilirler.’ Felsefecilerin en çok bu cins şeylere muhtaçlığı var. Görecek, düşünecek, sorgulayacak hayatı, bunların hepsinin olması lazım. Daha çok şey bilmeliyiz, daha çok şeyleri keşfetmeliyiz. Şayet biz bunu yapabilirsek, Türkiye’ye çok hoş katkılarda bulunmuş oluruz. Evet, siyasetçinin en çok muhtaçlık duyduğu alanlardan birisidir. Şayet siyasetçi ülkenin problemlerine eğiliyor ve o problemleri çözmeye adaysa kesinlikle felsefecilerle de bir ortaya gelmek zorundadır.
‘PEK ÇOK SANATKARIMIZI HAPİSHANELERDE ÇÜRÜTTÜK’
Siyasetçinin en azından minimum belirli bir entelektüel derinliğe gereksinimi vardır, bunun olması lazım. Entelektüellerde aşikâr bir felsefi derinlik olunca özgüvenin olduğunu da görebiliyorsunuz. Sanki sanata ve hasebiyle ideolojiye ne kadar kıymet veren bir toplum muyuz bunun sorgulanması lazım. Pek çok sanatkarımızı hapishanelerde çürüttük. Bilimi, ideolojiyi unuttuk.”
Karar
