GÜZEL Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, pandemi sürecinin başında, hükümeti 21 gün tam karantinaya davet ettiklerini anımsatarak tekliflerinin kabul edilmesi durumunda virüsle çabanın daha sağlıklı olacağını söyledi.
Sıhhat sisteminin ağır bir yükle karşı karşıya kaldığını lisana getiren Ağıralioğlu, “Madem fiilen sürü bağışıklığını bir idare stratejisi olarak benimseyecektik, o vakit bu kadar sıhhat çalışanı neden bu kadar fedakarca gayret etti? Milletin imkanları bu kadar disiplinsiz bir halde neden heder edildi? Madem kaderciliğe teslim olacaktık, bu kadar fedakarlık neden yapıldı?” sorularını yöneltti.
“VİRÜS ÇABASI HALAYA, HORONA KURBAN GİTTİ”
Ağıralioğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Virüs uğraşında düğünlerde, halaya, horona kurban gittik. Tatil etmenin de bir adabı vardır. 300 bin, 500 bin üzere kalabalıklarda, denizlerde bir ortada olmak üzere bir nezaketsizlik sıhhat çalışanlarına yapıldı. Yaklaşık 7 aydır bizler çocuklarımızla meskende kendimizi müdafaaya çalışıyoruz. Sıhhat çalışanlarımız ise biz daha inançlı yaşayalım diye kendi ailelerinden uzakta yaşıyorlar. Bu kadar fedakarlık yapmış sıhhat çalışanlarına, ‘Biz tatilde havuz partilerine katıldık, düğünde halay çektik, orada virüsü kaptık.’ demek, uygar bir ülkenin yapabileceği işler değildir, ayıptır.
“SAĞLIK ÇALIŞANLARI İSTİFA EŞİĞİNE GELDİ”
Sıhhat çalışanlarının emeklerini bu kadar pervasızca kurban etmek ne devlete yakışır ne de bu milletin geçmişine yakışır. Her iyileşen hastayı alkışlarla uğurlayan sıhhat çalışanlarımızın yerine, emekleri heder edilmiş, motivasyonu kaybolmuş salık çalışanlarıyla karşı karşıyayız. Bu disiplinsizliğin, savrulmanın, kadir değer bilmezliğin karşısında sıhhat çalışanlarının uğraş iştiyakı yok oldu. Sıhhat çalışanları, devletin savurganlığının bedelinin, yalnızca kendilerinin ödemesinden mustarip oldular. İstifaların eşiğine geldiler.”
“YENİDEN TAM KARANTİNA DÜŞÜNÜLMELİ”
Yine tam karantinanın düşünülmesi gerektiğini belirten Ağıralioğlu, “Çok daha aktif bir gayret vermek zorundayız. Ambulansların yetmediği, sıhhat çalışanların moralsiz olduğu bir süreçte sonbahara giriyoruz. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, eğitim, sıhhat ve Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarımızla alanda tam karantinaya geçmemiz gerekir. Bu tertibi kurmazsak birkaç ay sonra karşılaşacağımız yük, bugünkünden çok daha fazla olacaktır” dedi.
“İŞSİZLİK ORANLARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Ağıralioğlu, iktisatta kronik meseleler olduğunu belirterek ekonomik durumun dış mihraklar ve pandemi üzere mazeretlerle açıklanmasını yanlış bulduklarını söz etti.
İşsizlik oranlarının her geçen gün arttığını belirten Ağıralioğlu, borçlarının ertelenmesini bekleyen esnafın, geçim kahrıyla boğuşan ve taban fiyatla geçinen vatandaşların sıkıntılarının olduğunu lisana getirdi.
“DOĞU TÜRKİSTANLILARI DA SURİYELİ SAYSINLAR”
Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerinin durumuna değinen Ağıralioğlu, meselelerini lisana getirmek için Ankara’da aktiflik yapmak isteyen 18 kişilik Doğu Türkistanlı kümenin hareketlerinin engellendiğini belirtti.
Türkiye’de yaklaşık 5 milyon Suriyelinin yaşadığına işaret eden Ağıralioğlu, “Türkiye’de 5 milyonu ağırlamak bir mecburiyetse Doğu Türkistanlıları da Suriyeli saysınlar. Hükümeti, Çin’i kınamaya ve oradaki Türklerin soykırımdan kurtulmaları için irade ve hal koymaya davet ediyoruz. Çin’den gelecek kredi ve fonları düşünerek sessiz kalamayız. Bu türlü bir utanç Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz.” dedi.
“TÜRK DEVLETİ BU TÜRLÜ BİR ÜSLUPLA YÖNETİLEMEZ”
Soylu’nun, Anayasa Duruşması Lideri Zühtü Aslan’a yönelik açıklamalarına ait bir soruyu cevapyan Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
“Kamu nizamını sağlamakla vazifeli bir bakanın, yargının en üst seviyedeki liderine bu lisanla konuşması dünyanın hiçbir uygar ülkesinde makul görülmez. 18 yıldır iktidarda olan hükümetin bir bakanının, ‘Bisikletle gezebiliyorsan, haydi gez.’ demesi, ‘Biz ülkeyi berbat ettik.’ demektir. Türk devleti bu türlü bir üslupla yönetilemez. Şimdi bisiklet savaşları başladı. Şu devletin haline, ciddiyetsizliğe bakın.”
SOYLU’NUN REAKSIYON ÇEKEN KONUŞMASI:
NE OLMUŞTU?
Anayasa Mahkemesi’nin şehirler ortası yollarda şov yürüyüşünü yasaklayan kanunu iptal etmesine reaksiyon gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AYM Lideri Zühtü Arslan’a da ‘ilginç’ bir davette bulunmuştu:
“Polis muhafazası almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Haydi git gel, özgürüz ya. Büsbütün her şey güvenlik altında, haydi git. Niçin polis müdafaası alıyorsun, niçin eskortlarla geziyorsunuz. Ben varım sen var mısın, Sayın Anayasa Duruşması Lideri? Ben varım. Tek başıma otomobilimle gitmeye ben varım, sen var mısın?
Her yere. Biz buralardan gideriz. Lakin ne olursunuz bu ülke büyük bir uğraş içerisinden geçiyor, ayağımızı topal, bizi naçar bırakmayın, bizi zorluk içerisinde bırakmayın ne olursunuz.”
Karar
