Üstad Sezai Karakoç’a hürmet programına katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Doğu batı dikotomilerini aşarken Sezai Bey’in bu Avrupa merkezciliğini aşılmaya dönükte önemli bir efor içerisinde olduğunu düşünüyorum” dedi.
İstanbul Üniversitesi tarafından Türk edebiyatının yaşanan en kıymetli isimlerinden olan Sezai Karakoç’a hürmet programı düzenlendi. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Doktora Salonu’nda Sezai Karakoç’a fahri doktora unvanının verildiği programa Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, akademisyenler ve davetliler katıldı.
Sezai Karakoç’a hürmet programında konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Sezai Karakoç’un niyetinde oryantalizmin inşa ettiği ve uzun yıllar zihnimizde zerk ettiği batı bireycidir, doğu toplumcudur. Kolektivisttir. O yüzden doğuda kişisel yetenek yoktur, çıkmamıştır. Bireyler kolektif yapı içerisinde erirler tezlerinin de bir reddi olduğunu rahatlıkla görürüz. Ancak bu mevzuların hala daha fazla incelenmeye izlenmeye gereksinimi var. Ben her vesileyle söylüyorum zihinlerimiz hala Avrupa merkezciliği kalıplarından kurtarabilmiş değiliz.
Tarihe, sanata, estetiğe, kültüre, dünya siyasetine, iktisada, arkeoloji, antropolojiye hala çok büyük oranda Avrupa merkezciliği perspektifinden bakıyoruz. Bu kadar dar bu kadar taraflı tarih okumasından biz hala zihinlerimizi bütünüyle kurtarabilmiş değiliz. Bizim burada Sezai Karakoç vesilesiyle üzerinde tekrar ciddiyetle durmamız gereken mevzulardan birisini oluşturuyor. Avrupa merkezci olmayan bir tarih perspektifiyle tarihi okuduğumuzda karşımıza sanki ne çeşit imkânlar çıkacak.
Şimdi bunu keşfedebilmiş değiliz. Mesela Afrika’ya bu gözle baktığımızda kim bilir karşımıza ne çeşit söz imkânları çıkacak. Bilimi, kültürü, medeniyeti yalnızca yazılı kültürle özdeşleştirdiğimizde Afrika’dan elimizde çok az şey kalıyor. Ancak perspektifinizi değiştirdiğinizde insanın tabiatla münasebetine, kelamlı geleneğe uyarladığınızda, insanın o tabiatla münasebetinde ortaya koyduğu tabir biçimleriyle ilişkilendirdiğinizde karşınıza apayrı dünya çıkıyor. Doğu batı dikotomilerini aşarken Sezai Bey’in bu Avrupa merkezciliğini aşılmaya dönükte önemli bir gayret içerisinde olduğunu düşünüyorum.
Şairin şiirle, şiirin şairle olan münasebetinde de Sezai Bey’in bize çok değerli şeyler söylediğini düşünüyorum. Sanat ile sanatçı ortasındaki güçlü alaka veya irdelenmesi gereken ilgi konusunda da kendisinin hakikat bir çerçeve ortaya koyduğunu düşünüyorum. Şair onun gözünde manası en hoş biçimde sırtlanmış ozandır” dedi.
“BAZILARI ONA ÇAĞDAŞ DERVİŞ DİYOR”
Sezai Bey’in hayatıyla da hayatıyla da örnek bir şahsiyet olduğunu tabir eden Kalın, “Tevazu, alçak gönüllülüğüyle, işiyle, sanatına ve bu dünyadaki davetine olan bağlılığıyla ve bunun dışına taşmayarak bu aks üzerinde ortaya eserler koymasıyla kimileri ona çağdaş dervişi diyor. O denli de tabir edilebilir. Şahsiyetinin de ortaya çok kıymetli bir numune koyduğunu, hepimize örnek teşkil edecek seyahat yaşadığını ortaya koyduğunu söz etmek istiyorum. Bu fahri doktora programının bildirim edilmesini inşallah Sezai Bey’in yapıtlarının siyasetinin tekrar okunmasına ve tekrar tekrar incelenmesine, hakkında da yeni çalışmalar yapılmasına vesile olmasını diliyorum. Kendisine de sağlıklı uzun ömürler diliyorum” formunda konuştu.
Çağımızın en büyük kıymetlerinden şair ve mütefekkir Sezai Karakoç’un kendisine verilen fahri doktora mükafatını kabul etmesi İstanbul Üniversitesi’ni onurlandırdı yorumları yapıldı.
Karar
