Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, Medyascope TV’de gazeteci Ruşen Çakır ve izleyicilerin sorularını yanıtladı.

Salgın takviyelerinin yetersizliğine işaret eden Davutoğlu “Esnafa verilen dayanak devede kulak bile değil. Anadolu’da beşerler kan ağlıyor. İnanılmaz bir yoksullaşma var. Küstahça ‘Türkiye’de yoksulluk yok’, ‘Kuru ekmek buluyorlarsa aç değiller’ diyorlar. Devlet kendisi tasarruf yaparsa sonra halka dönüp ‘şuna da katlanalım’ deme bahtı olur. Müteahhit ödemelerinde hiç gecikme yapılmadı ama dar gelirli bölümlerin ödemeleri daima ertelendi ve krediye dönüştürüldü. Bu baştan itibaren yanlış. Sıhhat, eğitim ve tarım dışındaki kamu harcamaları durdurulmalıydı. Müteahhitlere yapılan ödemeler revize edilmeliydi. İsraftan vazgeçilmeliydi. Kendi lükslerinden, israflarından, şatafatlarından tek bir milim geri adım atmadılar fakat halktan para toplama yoluna kadar gittiler. Gelecek jenerasyonlar borçlandırıldı. Artık yapılması gereken evvel müteahhitlerle mutabakatların revize edilmesi, akabinde da bütünüyle gözden geçirilmesi” dedi.

‘BU PARTİ BİTECEK DEDİM’

AK Parti’den ayrılış süreciyle ilgili de konuşan Davutoğlu “Erdoğan’a çok söyledim. Benim aleyhimde imzalar birinci toplandığında ‘Yapmayın, bu partiyi siz kurdunuz fakat partiyi kurumsallaştırmama müsaade vermezseniz bu parti bitecek’ dedim” sözünü kullandı.

“Erdoğan mı, Davutoğlu mu değişti?” sorusuna Davutoğlu “İnsanı insan yapan unsurlarda değişim yaşamadım. Recep Tayyip Erdoğan ise her şeyiyle değişti. Keçiören’de bir mahalle ortasında oturan ve hürmet gören bir Başbakan’dan Beştepe ve Türkiye’deki bütün saraylara sığmayan bir Cumhurbaşkanı’na geçiş, olumsuz bir değişimdir. Yolsuzluklarla gayret için açık ve şeffaf ihale devrinden, Türkiye’deki bütün ihaleleri bâtın ortakların da bulunduğu şirketlere veren değişim, negatif bir değişimdir. Yasaklar konusunda şiir okudu diye mahpusta yatmasından ötürü özgürlükçü görünen bir siyasetçiden, en yakın vakitte bile kendisiyle birlikte olan insanları bile hain, terörist gören birine değişim makus bir değişimdir. Türkiye 22. yüzyıla hazırlanması gereken yerde, 20. yüzyılın son çeyreğine geri döndü” formunda karşılık verdi.

DİYARBAKIR’A BAŞKANLIK OFİSİ

Vazifeye devam etmesi halinde Diyarbakır’a da Başbakanlık Ofisi açacağını ve muhakkak aralıklarla Bakanlar Şurası’nı burada toplamak istediğini anlatan Davutoğlu “Bir gün inşaallah Diyarbakırlıların da takviyesiyle iktidara gelince Sur’u asli Diyarbakır meskenlerinden oluşan bir hale getireceğiz” dedi.

BAHÇELİ’NİN ‘HDP KAPATILSIN’ ÇIKIŞI

Bahçeli’nin çıkışı sorulan Gelecek Partisi önderi, şunları söyledi:

“MHP’liler HDP’liler ile Meclis’te yan yana oturuyorlar, HDP’nin bir milletvekili Meclis’i yönettiği vakit da MHP’liler onlarla bağlantıya giriyorlar sonra da çıkıp yalnızca İç Anadolu ve Karadeniz’deki seçmene bildiri verebilmek için ‘HDP kapatılsın’ diyorlar. HDP mecliste olmaya hak kazanmış bir parti. Parti kapatılması temelden yanlıştır. Seçmen iradesini yok sayarak, seçmeni terör örgütünün propagandasına açık hale getirirsiniz. Partilere oy veren seçmenlerin cezalandırılması yoluna gidilmemeli. Güneydoğu’da seçmen AK Parti’nin güvenlikçi ve özgürlüklerden kopmuş lisanıyla PKK ve HDP’nin kamu sistemini ihlal eden lisanı ortasına sıkıştırılmış durumda. Gelecek Partisi Güneydoğu’da bu kıskacı kıracak. KCK nizamına de kayyum sistemine de karşıyız. HDP’ye şunu diyoruz, terörle ortanıza net bir çizgi koyun. Siyasi bir gayret verecekseniz bunu netleştirin. AK Parti’ye de şunu söylüyorum, demokratik gayret içinde ortaya çıkan tablodan rahatsız olmayın, demokratik çabayı siz verin.”

‘SEÇİMLER DEMOKRATİK KURALLAR İÇİNDE YAPILACAK’

Gelecek Partisi’ni ‘Davutoğlu’nun partisi’ olarak kurmadıklarını lisana getiren Davutoğlu “Çok argümanlı bir biçimde söylüyorum, Gelecek Partisi kurumsallaşmış ve on yıllar, yüz yıllar sürecek bir siyasi gelenek oluşturacak” tabirlerini kullandı.

Davutoğlu, seçimler hakkında ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Seçimler itimat ve demokratik koşullar içinde yapılacaktır. Ben bu işe kellemi koydum, arkadaşlarım da koydu. Şayet Erdoğan yahut öteki birileri Türkiye’de seçim sandığına karşı baskı kurmaya kalkarsa en sert çabayı veririm.” Davutoğlu, yargıya ait de “Tutuklu yargılama o denli bir hal aldı ki, beşerler karar verilmiş üzere mahpusta kalıyor. Osman Kavala evrakında ve daha birçok evrakta en temel sorun burada. Rahip Brunson teslim edilmeyecekti. Deniz Yücel casuslukla suçlandı. Osman Kavala yahut diğer birinin hür kalması için illa dış baskı mı gerekecek?” yorumunda bulundu.

Karar