Danıştay’a verilen dava dilekçelerinin akabinde yapılan basın açıklamasında, Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcıları Ayhan Sefer Üstün, Serap Yazıcı, Sema Silkin Ün, Aile Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Siyasetleri Lideri Seren Yıldız Öztürk, Parti İdare Şurası üyesi Hasan Seymen, Gelecek Partisi İdare Konseyi üyesi Berrin Sempatik, Genel Sekreter Yardımcısı Nuray Sağıroğlu, , Dış Bağlar Lider Yardımcısı Seda Orbay, partililer ve Ankara Vilayet Teşkilatı hazır bulundu.
“TAM MUTABAKATLA İMZALANMIŞ KONTRATTAN TEK İMZA İLE GERİ ÇEKİLİNMİŞTİR”
Gelecek Partisi ismine açıklamayı yapan Genel Lider Yardımcısı Seren Yıldız Öztürk, İstanbul Sözleşmesi’nin yalnızca bayanı değil tüm aile bireylerini korumak üzere imzalandığını hatırlattı ve şunları kaydetti:
“İstanbul Kontratı ne için imzalanmıştı, bunu hatırlayalım; bayanı ancak yalnızca bayanı değil, bayan, erkek, yaşlı, çocuk tüm aile bireyleri korumak için imzalanmıştı. Bu mukavele, sanıldığı üzere Avrupa devletlerinin öncülüğünde değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin öncülüğünde imzalanmış ve yapılmış ve İstanbul’da imzaya açılmıştır. İmzalayan ve onaylayan birinci devlet Türkiye Cumhuriyeti Devleti olması ayrıcalığı vardır.
İstanbul Mukavelesi yalnızca bir metindir. Şiddetin nasıl engelleneceğine dair devlete tavsiyelerde bulunur. Şiddetten müdafaa tarafında standartlar belirleyen, bağlayıcılığı ve yaptırım gücü olan memleketler arası bir kontrattır. Mukaveleye taraf devlet olmak, o devletin Bayanı Yönelik Şiddet karşısında nerede durduğunu belirmekti aslında.
Bugün geldiğimiz durumda, toplum için bu kadar değerli ve Meclis’te iktidarı ile muhalefeti ile tüm partilerin tam mutabakatıyla imzalanmış bir kontrattan, tek imza ile ve ‘toplumda spekülasyon olduğu’ mazeretiyle geri çekilinmiştir. Pekala bu spekülasyonları kimler üretmiştir?”
“SÖZLEŞMEDEN ÇIKMAK ÜLKEMİZ İÇİN HATAYDI”
“Bu kontrat ile ilgili bilgi sahibi olmadan fikir üreten ve pek de iyi niyetli de olmayan bireyler üretmiş ve mukavele temelinde toplum bir sefer daha iki kutba ayrışmıştır. Taraflardan biri İstanbul Mukavelesini günah keçisi haline getirip her berbatlığın sebebi ilan ederken, öteki taraf tek kurtarıcı üzere davranmıştır. İktidar ise bu ayrışma halini yalnızca izlemeyi tercih etmiş ve yetinmiştir.
İktidar, mukavelenin neden imzalandığını, neden gereksinim duyulduğunu, mukavelenin ideolojisini, gayesini, şiddetle çabaya yönelik tahlil tekliflerini rasyonel ve itidalli bir üslupla topluma anlatmalıydı fakat yapmadı. Zira bunu yaptığı takdirde toplumsal uzlaşı sağlanacaktı.
Mukaveleden çıkmak ülkemiz için küsurdu. Biz, bugün, burada, bu yanılgıların hukuk yoluyla telafisi için buradayız. Hem Gelecek Partisi ismine hem de parti idaresinden arkadaşlarımız ve Genel Lider Yardımcılarımız bugün burada kişisel olarak dava açtı. Beklentimiz odur ki yargının baskılarından arınarak Anayasal Kararlar doğrultusunda hukuka uygun bir karar vermesidir. “
Karar
