Ankara’nın Mamak ilçesi Akdere Mahallesi’ndeki meskeninde 5 Ağustos’ta meyyit bulunan Esra Hankulu’nun kuşkulu vefatına ait yürütülen soruşturmada yeni bir gelişme yaşandı.

Hakkında ağırlaştırılmış ömür uzunluğu mahpus istemiyle iddianame düzenlenen Ümitcan Uygun, olay günü avukatının araması ile uyandığını, uyandığında Hankulu’nun hayatta olduğunu ve kendisine taksi çağırdığını tez etmişti. HTS kayıtlarına nazaran Uygun’un, uyandığını söylediği st 10.15’ten evvel öteki kişiyi arayıp görüştüğü, avukatını da kendisinin aradığı, konuta taksiyi de Hankulu’nun değil kendisinin çağırdığı ortaya çıktı.

Ayrıyeten Hankulu’nun vefatına yol açan, künt travmaya neden olan hareketin ise Uygun ile odada baş başa bulundukları sırada gerçekleştiği öğrenildi.

‘ÖLÜM STİNE KADAR OLAĞAN SIHHAT DURUMUNA SAHİPTİ’

Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede; Esra Hankulu’nun kesin vefat nedeninin İsimli Tıp Kurumu raporuna nazaran, künt baş travmasına bağlı baş içi kanama (subdural kanama) olduğu belirtilerek, “Kişinin vefatına neden olan beyin kanamasının, vefatından evvelki 24 st içinde gerçekleşen denetimsiz bir formda düşerek başını sert ve künt bir tabana çarparak olabileceği üzere kişinin bir oburu tarafından düşürülmesi yahut başının sert ve künt bir cisme çarptırılması yahut cisimle vurulması sonucu da oluşabilir” değerlendirmesi yapıldı.

İddianamede İsimli Tıp Kurumu raporuna nazaran, kişinin travmanın tesiri ile 1 st içinde de ölebileceği kıymetlendirilmesi yapılarak, Esra Hankulu’nun 2 Ağustos günü st 17.55’te şüphelilerden Dilan C. ile buluştuğu, bu stten Ümitcan Uygun ile birebir odaya girdiği 3 Ağustos 02.00 sıralarına kadar başına künt travmaya neden olacak rastgele bir darbe almadığı, elde edilen tüm kanıtlar ışığında Hankulu’nun mevt stine kadar olağan sıhhat durumuna sahip olduğu kaydedildi.

‘KÜNT TRAVMA BAŞ BAŞA BULUNDUKLARI SIRADA GERÇEKLEŞTİ’

İddianamede, alınan tabirler ve telefon kayıtlarının incelemesi sonucu da Esra Hankulu’nun meyyit bulunduğu odaya kuşkulu Ümitcan Uygun dışında birinin girdiği tarafında tespit bulunmadığı belirtilerek, “Mevcut kanıtlara ve İsimli Tıp Kurumu raporu ile oluşan kante nazaran Esra Hankulu’nun vefatının meydana geldiği 3 Ağustos günü kuşkulu Ümitcan Uygun ile birlikte kalmak hedefiyle odaya girmeden evvelki rahatsızlığına kullandığı ilaç ile alkolün neden olduğu; lakin Hankulu’nun vefatına yol açan künt travmaya neden olan aksiyonun, Uygun ile odada baş başa bulundukları sırada gerçekleştiği” değerlendirmesi yapıldı.

‘BAŞINI BİZATİHİ ÇARPMASI MÜMKÜN DEĞİL’

İddianamede; sıhhat grupları olay yerine girdiklerinde Hankulu’nun, odasındaki bazanın üzerinde üzeri örtülü olduğu halde sırt üstü ve elleri çapraz olarak göğüs bölgesini kavramış olarak bulunduğu, cesedin bulunduğu durumun maktulenin kendi kusuru sonucu künt travmaya neden olmasının mümkün olmadığı kaydedildi. Ayrıyeten savcılık tarafından yapılan meyyit muayene tutanağında da Hankulu’nun sol kol dirseğinde lokal sıyrıklar ve sol dizinde de 5 santimetrelik deri kaybının, sağ dizinde de lokal sıyrıkların olduğu aktarıldı. Tekrar iddianamede, İsimli Tıp Kurumu raporunda Hankulu’nun tırnak ortalarında Ümitcan Uygun’a ilişkin düşük yoğunluklu da olsa DNA örneklerinin tespit edildiği bilgisi yer aldı.

HTS KAYITLARI YALANLADI

İddianamede; Ümitcan Uygun’un sözünde olay günü st 10.15 sıralarında telefonun çalması nedeniyle uyandığını, arayanın avukatı olduğunu, o sırada uyanan Hankulu’ya taksi çağırmasını istediğini söylediği belirtilerek, “Ancak şahit olarak sözü alınan taksici, st 10.30-11.00 ortasında durağı bir erkek şahsın aradığını ve belirtilen adrese taksi istediğini tabir etti. HTS kayıtlarına nazaran de şüphelinin st 09.46’da G.U.’yu kendisinin aradığı, telefon sesine uyandığını tez ettiği avukatıyla da st 10.09 sıralarında kendisi arayarak görüştükleri tespit edildi” denildi.

‘KAPI İÇERİDEN KİLİTLİ DEĞİLDİ’

Ümitcan Uygun’un, konuttan çıkarken Esra Hankulu’nun hayatta olduğu ve kendisini uğurladıktan sonra kapıyı arttan kilitlediği tarafında beyanları olduğu hatırlatılarak, “Ancak olay günü sıhhat gruplarına kapıyı açan kuşkulu Furkan G., savcılığa verdiği ek sözünde kapının içeriden kilitli olmadığını beyan etti. Bu nedenle kuşkulu Uygun konuttan çıkarken Hankulu’nun hayatta olmadığı ispatlandı” denilerek Uygun’un, Hankulu’nun vefatına neden olacak biçimde baş bölgesine cebir uyguladığı, cesede yatakta bulunduğu konumu vererek, konuttan ayrıldığı belirtildi.

NE OLMUŞTU?

Hankulu ile geceyi meskende geçiren ve gözaltına alınan arkadaşları Dilan C. ile Furkan G., kamuoyunda ‘Aleyna Çakır’ olarak bilinen Sema Esen’in vefatıyla ilgili soruşturmada, Ümitcan Uygun’un da geceyi meskende geçirdiğini söyledi. Bunun üzerine Ümitcan Uygun da gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen Uygun, ‘kasten öldürme’ cürmünden tutuklandı, Furkan G. ile Dilan C. ise isimli denetim kuralıyla hür bırakıldı.

Yürütülen soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede, Ümitcan Uygun için ‘kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi tmmüden öldürme’ kabahatinden ağırlaştırılmış ömür uzunluğu, Furkan G. ve Dilan C. için ise ‘suç kanıtlarını gizlemek’ hatasından 5 yıla kadar mahpus cezası talep edildi.

Karar