Gelecek Partisi Umumî Lideri Ahmet Davutoğlu, haftalık kıymetlendirme içtimasında gündeme ait açıklamalarda bulundu.

Medyanotu'nun aktardıklarına nazaran, iktidara sert laflarla yüklenen Davutoğlu “Bugün medyada hiçbir yolsuzluk yahut israf haberi mekan almıyor. Bu Türkiye’de artık yolsuzluğun yaşanmamasından kaynaklanmıyor. Yolsuzluk ve israfın ahtapotun kolları üzere sistemin her tarafını kaplamasından kaynaklanıyor. İktidar, bir yolsuzluk tuğlasının ortaya çıkması halinde, iktidar duvarının yıkılmasından korkuyor” sözlerini kullandı.

Parti heyetlerinden gelen raporlar ışığında vatandaşların, kendilerinden 4 temel talebi olduğunu belirten Davutoğlu, şunları sıraladı: “Korku iklimini yenin, Ekonomik darboğazı aşın, Adaleti tesis edin, Saf siyaseti getirin.“

Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

“Yeni umumi merkezini 26 Temmuz’da açıyoruz. Böylelikle süreksiz olarak kullandığımız Beysukent'teki umum merkezimizden Mustafa Kemal Mahallesi, ikibin yüzyirmiyedinci Cadde Numara 8’deki kalıcı umumi merkezimize taşınacağız. Açılış toplumsal ara kuralların uyularak gerçekleştireceğiz. Ayrıyeten dijital ortamda vilayetlerimize bağlanacağız. Hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Geçen hafta Giresun ve Düzce bölge yöneticilerimizin atanmasıyla teşkilatlandığımız vilayet sayısı 65’e ulaştı. Her geçen gün yeni ilçe teşkilatlarımızın oluşmasıyla ilçe sayımız 300’ü, gerçekleştirdiğimiz ilçe kongrelerimiz 70'i aştı. Ben de arkadaşlarımla birlikte geçtiğimiz hafta sonu Ankara Yenimahalle, Konya Meram ve Karatay kongrelerine katıldım. Başkaca Cihanbeyli ilçe binamızın açılışını gerçekleştirdik.

“SEÇİME KENDİ GÜCÜMÜZLE KATILABİLMEK İÇİN EFOR HARCIYORUZ”

Bu hafta içinde 25 Temmuz Cumartesi günü Batman vilayet kongremiz ile birlikte vilayet kongrelerimiz de başlatmış olacağız. Işık şarktan yükselir diyerek arkadaşlarımızla birlikte 25 Temmuz Batman ve 28 Temmuz Ardahan vilayet kongrelerimize katılacağız. Ağustos ayında kongre seferberliği ilan ederek her hafta devletimizin her bir bucağında kongrelerimize devam edeceğiz. Amacımız inşallah Eylül ayı içinde Büyük Kongremizi gerçekleştirmektir. Her devir söylediğimiz üzere olabilecek her seçime kendi gücümüzle katılabilmek için her türlü çabayı gösteriyoruz.

Siyaset sahada halkla birlikte ve halkın içinde yapılır. Ankara’nın bürokratik koridorlarına ya da İstanbul’un fildişi kulelerine sıkışan siyaset halktan ve halkın vicdanından kopar. Siyaset Anadolu’nun bozkır toprağının kokusunu, Dicle ve Fırat’ın rahmet suyunu, Karadeniz’in çoşkun dalgalarının sesini, Trakya’nın yeşil ovalarının tatlı esintisini, Ege ve Akdeniz’in engin ufkunun derinliğini hissedenlerin gönlünde mekan ettiği, çileli ellerinde formlandığı devir millete mal olur. Bu bilinçle geçtiğimiz iki hafta içinde parti idare heyeti üyelerimiz ve kurucularımızdan oluşan heyetlerimiz vatan toprağının her bir zaviyesine gittiler, halkımızla kucaklaştılar, teşkilatlarımızın heyecanını paylaştılar.”

“BÖYLE İKTİDAR BU TÜRLÜ TÜİK!”

“TÜİK’in geçtiğimiz hafta yayınladığı yüzde 12,8’lik işsizlik nispetine bakınca, Korona sürecinde hepimizin yaşayarak gördüğünün, hissettiğinin bilakis memleketimizde işsizlik düşüyor. Ne diyelim? Bu türlü iktidara bu türlü TÜİK. Yahu Allah aşkına kahvede, meskenlerde, mahallelerde, çarşıda, pazarda tek gündem unsuru işsizlik. Sağır sultan duydu fakat TÜİK duymamış. Zira bu iktidar geçinemeyenden koptu, ay sonunu getiremeyenden koptu, alının teriyle kazanmaya çalışandan koptu, mesleği olup emeğiyle çalışandan koptu. Bunlar TÜİK masallarıyla yalnızca kendilerini kandırırlar. Evet gerçekler ne? Yalnızca son bir yıllık gelişmelere bakınca memlekette işsizlik hangi boyutlarda?

Son 1 yılda; Çalışma nüfusumuz 1 milyon kişi artmış. Buna rağmen işgücümüz 3 milyon kişi azalmış. Gayrı bir deyişle istihdam piyasasına girebilecek 1 milyon insana iş bulmak bir tarafa, işgücünde olan 3 milyon kişimiz da istihdam piyasasını terk etmiş. Sonuç olarak yalnızca 1 yılda işgücü piyasasına dahil olmayanlardaki artış 4 milyon kişiyi aşmış. Halihazırda AB devletlerinde yüzde 74 olan işgücüne katılan nüfus nispeti devletimizde son 1 yıl içinde 5,7 puan azalarak yüzde 47,2’ye gerilemiş.Bu nasıl bir felakettir? Tekrar ediyorum. Şu an çalışabilecek nüfusumuzun yarısı bile çalışmamaktadır. Bu manzara önünde biraz ciddiyeti olan iktidar ağzını farklı hiçbir hususta açmaz, başını ellerinin arasına alıp ben nerede cürüm yaptım der.Bu elbette millete karşı hesap verme derdinde olan bir iktidarın yapacağı şeydir. Bunlar ne yapıyorlar? Hesap vermek bir tarafa her hususta kendilerinden olmayana bağırıp duruyorlar.

“İYİ OLURSA İKTİDAR, ISTENILMEYEN OLURSA DIŞ MİHRAKLAR”

Memleketimiz için bu hiç hak etmediği bir manzaradır. Bu duruma memleketimizi, kişimizi ve hepsinden kıymetlisi gençlerimizi mahkûm eden iktidar durumdan hiç de rahatsız görünmüyor. Zira bunlar ekonomiyi boş laflarla, komplo teorileriyle yöneteceklerini zannediyorlar. Ellerinde bir sihirli çubuk var. Iktisatta iyi ne olursa bu iktidarın büyük bir başarısı oluyor. Iktisatta beğenilmeyen ne olursa dış mihraklar yüzünden oluyor. Bu söylem, artık kabak tadı verdi. Kâfi artık. Bu memlekete daha fazla kötülük yapmayın. Yüzde 22 işsizlik, memleketimizin ekonomik bir felakete akıllıca sürüklendiğinin habercisidir. Sizin kahve muhabbeti seviyesindeki iktisat yaklaşımlarınızla, borsa simsarı şark kurnazlıklarıyla halledilebilecek problemler değildir bunlar!

“BU YOLSUZLUK… SİSTEMİK YOLSUZLUK…”

Hiçbir periyotta bu periyotta olduğu kadar ağır bir liyakatsizlik, yolsuzluk ve milletimizin geleceğinden çalan bir idare olmadı. Bugün milletimizin alın teriyle oluşan kamu kaynaklarını har vurup harman savuran, sorumsuzca harcayan, hesap vermeksizin kamu kaynaklarını dağıtan, yetim hakkını umursamazca harcayan bir yolsuzluk sistemi oluşmuştur. Bu yolsuzluk sistemi dünyada ve devletimizde bildiğimiz kaba yolsuzluk, çürümüş idare ve rüşvet bataklığının ötesindedir. Bu yolsuzluk 'sistemik yolsuzluk' denilen bir tertiptir.

“İSRAF AHTAPOTUN KOLLARI ÜZERE SİSTEMİ SARMIŞ”

Bugün medyada hiçbir yolsuzluk yahut israf haberi mekan almıyor. Bu Türkiye'de artık yolsuzluğun yaşanmamasından kaynaklanmıyor. Yolsuzluk ve israfın ahtapotun kolları üzere sistemin her tarafını kaplamasından kaynaklanıyor. İktidar, bir yolsuzluk tuğlasının ortaya çıkması halinde, iktidar duvarının yıkılmasından korkuyor. Artık evvelce olduğu üzere arsızın, haramdan korkmayanın kamu malına ve kaynağına üşüşmesinden bahsetmiyoruz. Bugün tecrübe ettiğimiz sistemik yolsuzluk bizatihi kamu kaynaklarını israf etmek, aşikâr anapara kümelerine peşkeş çekmek, baştan aşağı birilerini kalkındırmak için milletin gözünü boyayan israf yatırımlarına kanalize etmek için yapılmaktadır.”

Karar