Meclis’e verilen ortanın son bulmasının akabinde yeni periyotta partisinin ilk küme toplantısında konuşan CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu halde:

“Tam bir kaygı yumağına dönmüş Türkiye’de meselelerin tahlili için parlamentoda en azından meselelere katkı vermek ismine vatandaşlar en azından sıkıntıların tahlili için partilerin katkı vermelerini istiyorlar. Sizin problemlerinizin tahlilleri için hangi partiden teklif gelirse gelsin, buradan açık imza veriyorum, katkı vereceğiz. Bu türlü bir teklif gelmezse sizin meselelerini çözmek için CHP’li milletvekilleri kanun teklifini hazırlayıp TBMM’ye getirecekler, sonra o meseleyle ilgilenen kanaat başkanlarıyla görüşüp sizin problemleriniz için tahlil üretiyoruz diyeceğiz.”

“AZERBAYCAN TOPRAKLARI İŞGAL ALTINDA OLAN BİR DEVLET”

“Azerbaycan toprakları işgal altında olan bir devlet. Milletlerarası hukuka muhalif olarak toprakları işgal edildi. Ermenistan idaresi hiç dinlemiyor. Azerbaycan idaresi de artık bizin işgale tahammülümüz kalmadı diyor. Artık burada bir çatışma var. 83 milyon olarak Azerbaycan’ın yanındayız. Bürokrat olarak Azerbaycan’a 2 kere gittim. Türkiye’de yaşayan çok sayıda Azeri vatandaşımız var. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruyarak bu işgalin sonlanmasını diliyoruz. Sayın Aliyev net bir açıklama yaptı. Bizim Ermeni halkıyla değil, Ermeni idaresiyle meselemiz var. Bu ortada sivillerin gaye alınması çok acı bir hadise. Umarım milletlerarası kuruluşlar bu bahiste adımlar atarlar.

Problemler nasıl çözülür, demokrasiyle çözülür. Parlamentoya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçimiyle geliyoruz. Demokrasi bizim için vazgeçilmez bir alan. Bu alanı güçlendirmemiz lazım. Ayrıyeten niyetlerini özgürce tabir ederler. Fikirlerine katılırsınız ya da katılmazsınız fakat fikirlerine hürmet duyarsınız. Şayet siz bir gazeteciyi mahpusa atarsanız, farklı düşündü diye bir siyasetçiyi mahpusa atarsanız bunlar hakikat değil. Bu çeşit aksiyonlar Türkiye’de demokrasi olmadığı inancını memleketler arası arenada kuvvetlendiriyor.”

“BURADA BİR SORUN VAR DEMEKTİR”

“Biz her şartta demokrasiyi korumak zorundayız. Baroların kendi seçimlerini yapmalarıyla ilgili yasak geldi. Hukukçuya, avukata yasaya muhalif süreç yaptırıyorlar ve ülkede demokrasi var diyorlar. Demokrasinin bir öteki özelliği de seçimle gelenin seçimle gitmesidir. İster cumhurbaşkanı ister muhtar, seçimle geliyorsunuz. Neden seçimle gelmek kıymetlidir, zira meşruiyetin kaynağı halktır. Şayet seçimle gelen birinin yerine kayyum atıyorsanız burada demokrasi yok demektir. Hele ki seçimle gelen biri gözaltına alınmış, mahpusa girmiş, ceza almış ve sonrasında Anayasa Duruşması bu hususta devleti tazminata mahkum oluyorsa burada bir sorun var demektir. Sayın Davutoğlu istifa ettiğinde de tıpkı itirazı yaptık. Demokrasinin ikili standardı olmaz. Aksi halde sizin adalet kavramınız üniversal adalet kavramıyla uyuşmuyor demektir.”

“BUNLAR BİZ MİLLET İTTİFAKINI NASIL DAĞITIRIZ DİYE BAKIYORLAR”

“Bazen deniyor ki gözaltına alınanlar HDP’li ya da bir diğer partiden. Bir yerde haksızlık varsa o haksızlığa susana ne denir? Haksızlıklara kaşı susana dilsiz şeytan denir. Varsa bir adaletsizlik yapma kardeşim diyeceksiniz. Balyoz, Ergenekon hadiselerini hatırlıyorsunuz. O vakit da itiraz ettik. Kim haklı çıktı, biz çıktık. Bir kişi seçime girmek istiyorsa, savcılığa dilekçe veriyorsunuz aday olacağım diye. Savcı sizin sicilinize bakıp olabilirsin diyor. Sonra YSK bakıyor olabilirsiniz diyor. Pekala bir hata için 6 yıl niçin beklediniz. Papazı çabucak bırakıyorsunuz. Bunlar biz Millet İttifakını nasıl dağıtırız diye bakıyorlar. Fakat milletimiz bunları çok iyi biliyor. Biz yanlışsız olamaya devam edeceğiz.”

“Zor bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu devirde sağlıkçılar tarih yazdılar. Türk Tabipleri Birliği “rakamları yanlış açıklıyorsunuz doğruyu açıklayın” dediler. Sonra “vay sen bunu nasıl dersin” dediler. Sonra çıktı ki sahiden Sıhhat Bakanı doğruları millete söylemiyor. Devlet palavra söyler mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sözcüsü olan biri palavra söyler mi? Biz bilgi vermiyoruz diyebilirsiniz eyvallah fakat doğruyu söylemek zorundasınız. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarımıza başsağlığı diliyoruz. Bu süreçte kıymetli bir bilim insanı hayatını kaybetti. Prof. Dr. Hasan Onat… Kendisi ilahiyat alanında dünyaca tanınan biriydi.”

“ESNAFIN BORCUNA DEVLETİN SAHİP ÇIKMASI LAZIM”

“Bugün konuşmanın yükünü esnafa vereceğim. Esnafı bir direk üzere tanımlarız. Devletin orta direği… Esnafın yaygınlığı, coğrafyanın her yanına dağıldığı bir kümedir. Esnaf, ahilik ocağının kurallarına uyan kişidir. Çocukken birinci alışveriş yaptığımız kişi de mahallenin bakkalıdır. Gelirimiz yoksa açar defterini istediğimiz verir, defterine kaydeder. Ahilik geleneğinin verdiği her şeyi yansıtır.”

“DAMAT, İNTİHAR EDEN ESNAFI BİLİYOR MU ACABA”

“Salgın periyodunda esnafa dükkanı kapatacaksın dediler. 700 bine yakın dükkan kapandı. Kapatıldı da ne oldu? Basın toplantısında söylemiştim. Dükkanın kapatılması doğruydu lakin mali imkanları onlara sağlamak zorundasın. Çabucak bir sicil affı çıkar, esnafın kredi almasını sağlarsın. Stopaj vergisini kaldır. Aslında stopaj vergisi esnafla değil gayrimenkul sahibiyle alakalı. Esnafın elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödenmesine devlet dayanak versin dedik ancak hiçbirine yapmadılar. Üstüne artırım üstüne artırım yaptılar. Bütün dünyada doğalgaz fiyatları düşüyor, bizde artırım yapıyorlar. Esnafın kim onlara sahip çıkıyor, kim sahip çıkıyormuş üzere yapıyor görmesi lazım. Yalnızca İstanbul, Ankara ve İzmir’de 35 bin esnaf kepenk kapattı.

Yalnızca İstanbul, Ankara ve İzmir’de 35 bin esnaf kepenk kapattı. TÜİK’in bilgilerine nazaran, 2 milyon 616 bin esnafımız var geçen yıl. Bu yıl 335 bin esnaf dükkan kapattı. Birleşik Esnaf Derneği lideri vilayet konuştu arkadaşlar. Lider, devlet bize hiç takviye vermedi, yalnızca kredi verdi dedi. Kahveciler, lokantacılar iş yapamıyor bizim kira ve stopaj takviyesine muhtaçlığımız var diyor. Söylediklerinin tamamı doğrudur. Eksiği var, fazlası yok.

Bir ekonomik buhran yaşıyoruz. Yıllardır yapılan yanlış iktisat siyasetleri yüzünden bu hale geldik. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde 5 çocuk babası bir esnaf borcunu ödeyemediği için kendini dükkanında astı. Sonra dükkanı satılığa çıkarıldı. Aydın’da evli ve 2 çocuk babası bir kişi kendini meskeninde astı. Eşine attığı son bildiride ekonomik sebepler yüzünden intihar ettiğini söylüyor.”

“SARAY BİR TANE ESNAFI ÇAĞIRIP DİNLEDİ Mİ?”

“Bunlar esnaf. Bütün esnaf kardeşlerime sesleniyorum: Saray, bakanlar, damat, sizin sesinizi duyuyor mu? Bütün esnafların, sokak satıcılarının alnının teriyle ekmeğini kazananların sözcüsüyüm, olmaya da devam edeceğim. Sorunu yaşayanı dinlemezsen nasıl çözeceksin? CHP’li bütün milletvekili arkadaşlarımı görevlendirdim. Vilayetlere dağılın, bütün esnaf dernekleriyle görüşün bir rapor hazırlayın. Saray bir tane esnafı çağırıp dinledi mi?”

“18 YILDIR BU ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR?”

“Biz halkın partisi isek herkesin ayağına gidip meselelerini dinleyeceğiz, sonra tahlil üreteceğiz. Bir kırtasiye esnafı bütün yıl içinde satışların yüzde 40’ını okulların açık olduğu vakit yapıyoruz dedi. Lakin artık okullar kapalı. Bir esnaf kardeşim 60 yıldır bu türlü bir tablo görmedim diyor. O vakit şu soruyu sorması lazım esnaf kardeşimin: 18 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor?”

“Gelir olmayınca konut kirası, elektrik su faturası ödeyemez hale geldi vatandaş. Bir milletvekili arkadaşımızın raporuna nazaran, yalnızca bir esnaf SGK primlerini ödeyebilmiş. Bayburtlu bir servisçi arkadaşımız eğitimin yüzde 90’ı tanımalı eğitim 6 aydır iş yok. Diyarbakır’da okul servis güzergah fiyatları yılda bir kez belediyeler tarafından alınıyor. Türkiye’de en fazla fiyat Diyarbakır’da. Yozgat’ta bir arkadaş araç muayene fiyatları harika arttı, ödeyemiyoruz diyor. Konya’daki Bosna bölgesinde ticaret büsbütün durdu esnaf kepenk kapatma noktasında diyor esnafımız.”

“DEVLET ŞANTAJ YAPAR MI?”

“Devlete mal satan medikal firmalar 15 aydır paramız verilmiyor dediler. Bunlar fatura kestiler KDV verdiler. Olağanda 150 günde ödenmesi gereken para 450 gündür ödenmiyor. Artık resmi yazı yazmışlar, yüzde 25 alacağınızı düşürün ödeyelim yoksa ödemeyeceğiz diyorlar. Devlet şantaj yapar mı? Sen ona nazaran vergini almışsın.”

“ÖDEMELER BAŞLADI LAKIN DÜKKAN KAPALI”

“Bu taleplerin tamamının gerisinde duracağız. Kederlerini anlatacağı bir muhatap bulamıyorlar. CHP iktidarında mutlaka esnaf bakanlığı kuracağız. Kesinlikle sicil affının çıkması lazım. CHP’li küme başkanvekili arkadaşlarıma söylüyorum, kesinlikle yine kanun teklifini hazırlayın sicil affını çıkaralım. Kamu bankalarından kredi alındı ödemeler başladı lakin dükkan kapalı. Esnaf diyor ki ben ödeyeceğim üzere taksitlendirin faiz almayın.”

“Stopajı kaldırın diyorlar. Bu hususta da bir kanun teklifi hazırlayın. Zincir mağazalar ilgili düzenleme yapın, AVM’ler en azından bir gün kapalı olsun diyorlar. Zincir mağazalar turşu vakti kavanoz, okul vakti bot satıyorlar. Esnafın bunla gayret etmesi mümkün değil. Esnafın sicili işini sürdürebilmek için vergisini, primini ödeyebilmek için bozuldu. Bu esnafa hürmet duymak lazım. Esnafın toplumsal güvenlik primlerini devlet ödesin. Esnaf, primlerini yatıramazsa sıhhat hizmetlerinden de yararlanamıyor.”

“TÜRKİYE’DE PARA VAR VE TÜRKİYE BÜYÜK VE GÜÇLÜ BİR ÜLKE”

“Esnafa bu süreçte insafsızca ceza kesmekten vazgeçin. Devlet esnafa borcunu ödesin. Kısa çalışma ödeneğinden esnafın yanında da çalışanlar yararlanmalı. Ertelenen vergi ve stopaj primleri ekim, kasım ve aralık aylarında çift ödemeye dönüşecek bu sorun da çözülmeli. Esnaf, icra memurlarının baskısından kurtarılmalı. Servis işletmecilerinden ihale için alınan teminat mektupları iade edilmeli ya da iptal edilmeli. Pandemi devrinde ziyan eden esnafa kira yardımı verilmeli.”

“Türkiye’de para var ve Türkiye büyük ve güçlü bir ülke. Diyecekler ki nerede para var? Esnafa para vermemek bir siyasi tercihtir. Siyasi tercihinizi koyar para kaynağını dağıtırsınız. 8 ayda Saray hükümeti ne kadar para kullandı? 510 milyar 418 milyar vergi toplandı. 26 milyar 400 milyon dış borç alındı. 389 milyar 791 milyon lira yurt içinden borçlandı. Merkez Bankası’nın 44 milyar 460 milyon liralık karını Hazine’ye devretti. Yetmedi karşılıksız olarak 66 milyar lira para bastırdı. Ayrıyeten kasadaki 73 milyar 878 milyon doları döviz satarak aldı. Kullandığı para 1 tirlyon 568 milyar 748 milyon lira.

Vergileri ertelediler lakin faiziyle. 8 ayda 1 tirlyon 568 milyar 748 milyon lira para kullanan devletin esnafa verdiği tek kuruş yok Tefecilere 8 ayda 91 milyar 614 milyon lira ödediler. Bunu dolara çevirelim, 13,8 milyar dolar. Esnafa, çiftçiye, emekliye vermedi lakin tefeciye gelince kesenin ağzını sonuna kadar harcadı.” 

Karar