HSK üyesi Hamit Kocabey, kurumdan sürpriz istifasının münasebetini bu sözlerle açıkladı: TBMM tarafından seçilmiş olduğum HSK üyeliği vazifemden Genel Başkan’ımız Sayın Devlet Bahçeli ile yaptığımız istişare sonucu istifa etmiş bulunmaktayım. Dünden bu yana binlerce hoş kelam ve temenni duyduk, herkese şükranlarımı sunuyorum. Misyon yaptığımız 4,5 yılda binlerce insanın hayatına dokunduk, devletin ve milletin hukukunu gözeterek çaba verdik. Hayatımız boyunca bulunduğumuz noktada hiçbir yanlışa göz yummadık. Gelinen kademede verdiğimiz kararın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Taha Akyol, Kocabey’in istifasının perde gerisinde yaşananları gündeme taşıdı.
İşte o yazı:
MHP kontenjanından Yargıçlar ve Savcılar Kurulu’na seçilen Av. Hamit Kocabey’in istifası, CB sisteminin yol açtığı ağır kurumsal meselelerin bir dışavurumudur.
Rivayet muhtelif… İsmail Saymaz’a nazaran, AK Parti bürokrasisinde beklediği hassasiyeti görmeyen Bahçeli sert bir ikazda bulunmak istemiş, aslında çalışmalarından mutlu olduğu Av. Hamit Kocabey’i bu emelle istifa ettirmiş.
Böyleyse, HSK bu dozda bir siyasi faktör haline gelmiş demektir, vahimdir.
Kocabey’i yakından tanıyan İYİ Partilerden benim dinlediğime nazaran, Kocabey “hukuk, adalet kalmadı” diye yakınıyormuş, hukukçu kimliğiyle istifa etmek istediğini Bahçeli’ye anlatmış o da onaylamış.
Böyleyse tekrar vahimdir, ülkede hukukun, adaletin ne durumda olduğunun bir sözüdür. Bahçeli ile “istişare ederek” istifa ettiğini belirten Kocabey’in “hiçbir yanlışa göz yummadık” diye vurgulaması dikkat caziptir.
“KÜLLİYE’YE SORALIM”
Bütün kontrolsüz ve istikrarsız sistemler üzere CB sistemi de kurumları ezdi. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, daha bir yıl yeni dolduğunda sistemde “yer yer kireçlenmeler” olduğunu söylemişti. (11 Temmuz 2019)
CB Yardımcısı Fuat Oktay’ın başkanlığında Beştepe’de çalışma başlatılmıştı. Oktay’a nazaran, sistemde sorun yoktu, sıkıntılar “uygulama kaynaklı” idi, mesela “inisiyatif almak istemeyen yöneticiler… Külliye’ye soralım diyorlar”dı. (11 Mart 2021)
Bürokrasiyi kilitleyen bu hal tam ta sistemin eseridir…
Merkez Bankası’nın getirildiği duruma bakın… Yirmi ayda üç lider azledildi, dördüncüsü şimdilik devam ediyor. Liderler yardımcıları, PPK ve kısımlara kadar işçi değişikliği yapıldı… Faiz indirimine “karşı oy” yazan üç yönetici birkaç gün evvel azledildi…
Bu türlü bir sistemde hangi bürokrat, bırakın inisiyatif almayı, öncelikle “Külliye’ye soralım” demez mi?!. Bunu en iyi bilmesi gereken, bürokrasi kökenli Sayın Fuat Oktay’dır.
MHP’NİN ÖNERİSİ
İktidarın ağır siyasi yanlışları bir tarafa, “tek kişilik hükümet” sisteminde kurumların bozulması o kadar açık ki MHP Genel Lideri Bahçeli revizyon önerdi. Erdoğan’ın kolay kolay içine sindiremeyeceği revizyon teklifinin birkaçını buraya alıyorum:
. İki lider yardımcısı olsun ve bunları da halk seçsin…
. Merkez Bankası anayasal kuruluş halile gelsin…
. HSK yerine Yüksek Yargı Şurası kurulsun…
. Milletlerarası mutabakatları sona erdirme yetkisi Meclis’e verilsin…
Liste uzun, ben buraya birkaç örnek aldım.
Bahçeli’nin açıkladığı metinde “kurumsallaşmış başkanlık sistemi” denilmesi de dikkat caziptir. Devlet yönetiminin ne kadar şahsileştiği görülüyor demek ki…
Bu türlü revizyonlarla CB sistemini “kontrollü ve istikrarlı” hale getirmek, yani klasik başkanlıksistemine dönüştürmek mümkün olmaz.
Bilhassa de HSK’dan partilerin eli çıkarılmalıdır…
GERİLEMENİN SAYILARI
Prof. Ergun Özbudun, iktidarın 2011’den itibaren taraf değiştirerek otoriterleşmeye başladığını anlatıyor. (Türkiye’de Demokratikleşme Süreci, s. 193 vd)
Hukuk devletinin birinci tanımı, iktidarın kuvvetler ayrılığı ile, bağımsız yargıyla, hak ve hürriyetlerle sonlandırılmasıdır. Bizde ise CB sisteminde, iktidar partisinin önderi Cumhurbaşkanına sağlıklı demokrasilerde görülmeyen yetkiler verildi…
“Dünya Adalet Projesi” (WJP) ölçümlerine nazaran, gelişmiş demokrasilerde “iktidarın sonlandırılması” 0.80 puan civarındadır. Türkiye ise 2012 yılında 0.47 puanla 97 ülke ortasında 68. sıradaydı… CB sisteminde, 2021 yılında puanımız 0.28’e düştü! 139 ülke ortasında 134. Sıradayız!
Bu türlü bir sistem düzgün çalışamaz, tıkandı zati.
GÜÇ BOZAR
Üstü örtüle örtüle yolsuzluk tezleri da ayyuka çıktı. TÜGVA’nın İBB ile şaibeli münasebetlerine dair savlar ortaya atıldı. DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu, bu savların Ceza Kanunu’nda hangi hususlara tekabül ettiğini açıkladı…
Yargı soruşturma açabilir mi? Açsa tarafsız yürütebilir mi?
HSK buna cüret eden savcıyı çabucak diğer bir yere tayin eder…
Bütün milletlerarası raporlarda Türkiye hakkındaki yolsuzluk algısı ağırlaşıyor…
Lord Acton 1887’de yazmıştı: “Güç bozar, mutlak güç kesinlikle bozar!”
Önlemenin yolu kontrol ve istikrar, kuvvetler ayrılığı, güçlü kamu kurumları….
Biz ise bilakis son on yıldır bu unsurlardan uzaklaşıyoruz. Bu yüzden ekmeğimiz de küçüldü.
Karar
