Van Gölü’nün doğu kıyısında yer alan Ayanis Kalesi, süslemeleri, mimari yapısı ve kalıntılarıyla Urartular ile ilgili değerli bilgiler sunuyor.

Uygarlık tarihinde değerli bir yere sahip olan Urartular, tarihi araştırmalar için değerli bir medeniyet. Urartu Hükümdarı II. Rusa tarafından yaklaşık 2 bin 700 yıl öncesinden bugüne ulaşan Ayanis Kalesi’nde hafriyatlar 33 yıldır aralıksız sürüyor.

Bu sene, Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı’nın başkanlığında sürdürülen hafriyatlarda 30 kişilik bir grup vazife aldı. Prof. Işıklı, bakanlığın bu yıl bölgeyi 12 aylık hafriyat statüsüne aldığını, bu sayede kaidelerin uygun olduğu ölçüde yıl uzunluğu kazıların yapılabileceğini söyledi.

VAN’DAN TAKVİYE BEKLİYORUZ

Prof. Dr. Işıklı, bu yılki hafriyatlarının temel maksadının kuzeyde kalan yerleri ortaya çıkarmak olduğunu, bunu gerçekleştirdikten sonra ise gayelerinin Urartu kültürünü, dini özellikleri başta olmak üzere her şeyiyle ortaya koyan bir stant açmak olduğunu belirtti.

Alanda müdafaa, tamirat ve onarım çalışmalarının sürdüğünü belirten Işıklı, “Deprem ve yangın sebebiyle buradaki bazalt yüklü taş bina yapılar büyük bir tahribata uğramış durumda. Bu mevzuda çalışmalarımız sürüyor. Tüm bunlar bittikten sonra bu alanda Urartu’nun kültürel mirasını tüm özellikleriyle sergileyebileceğimiz bir stant alanına kavuşmak. Olağan bu mevzuda Van’dan da dayanak bekliyoruz. Burası Van bölgesinde çok kıymetli bir turizm destinasyonu olacaktır” diye konuştu.

Prof. Dr. Mehmet Işıklı

KOYUN, KEÇİ, HATTA GÖÇMEN KUŞLARI BİLE TÜKETMİŞLER

Kalede devam eden hafriyat çalışmalarının yanında, Urartuların yeme içme kültürleri ile ilgili de çalışan araştırmacılar, Urartuların yaklaşık 3000 yıl önceye dayanan çöplüklerini incelemeleri sonucu ulaştıkları çarpıcı sonuçları paylaştı.

Dr. Sezer, 2016 yılında kuzey açmasında çarpıcı sonuçlar elde ettiklerini ve buradan çok fazla sayıda hayvan kemiğine ulaştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
“Buradaki eski çalışmaların tersine biz aşikâr araştırma sorunsalları üzerinde çalışıyoruz. Urartuluların hangi hayvanları yediklerini, bunların hayvanlarla ilgili dini ritüellerinin olup olmadığı, bu hayvanların beslenme hedefinin süt ve süt eserleri mi? Olduğu üzerine çalışıyoruz. Bu çalışmalar kısa vadede tamamlanmıyor. Biz 6 yıldır çalışıyoruz. Şu anda elde ettiğimiz sonuçlar çok çarpıcı. Urartuların çok ağır bir biçimde koyun ve keçi tükettiklerini öğrendik. Buradaki göçmen kuşları bile tükettiklerini gördük.”

Karar