yayımlanan rapor, Çin medyasında “Aşırılığın ortadan kaldırılması Sincan bayanlarına çocuk doğurma konusunda şuurlu tercih hakkı sağladı” başlığı ile haberleştirildi. İnsanlık dışı uygulama raporda pişkin tabirlerle savunuldu.

“Uygur bayanları bebek yapma makineleri olmaktan çıkarıldı” kelamlarına yer verildi. Çin’in ABD Büyükelçiliği de kamplarda tutulan bayanlar için “zihinleri özgürleştirildi ve üreme sıhhati kazandırıldı” biçiminde paylaşım yaptı.

2018’DE 60 BİN KISIRLAŞTIRMA

Çin’in ‘aile planlaması siyasetlerinin bölgede tam olarak uygulandığı’ söz edilen rapora nazaran doğum oranı 2017’de yüzde 1.6 iken 2018’de yüzde 1’e, doğal nüfus artış suratı da yüzde 1.1’den yüzde 0.6’ya düştü.

Kayıtlara nazaran ülke genelindeki doğum denetim aygıtlarının yüzde 80’i Doğu Türkistan’da kullanıldı. 2014’te 3 bin 214 kısırlaştırma yapılan bölgede bu sayı 2018’de 60 bin 440 oldu. BM “Belirli bir topluluk içindeki doğumları engellemeyi” soykırım aksiyonu kabul ediyor.

‘SOY’ KIRIM İTİRAFI

Çin’de bir internet haber sitesinde, Doğu Türkistan’daki bayanların doğurganlığını azaltan yollar uygulandığının yazılması, Pekin idaresini de itirafa zorladı. Haberi Twitter’dan paylaşan ABD’nin Çin Büyükelçiliği, “kısırlaştırma” uygulamasını “kadınları özgürleştiriyoruz” kılıfıyla savunmaya kalktı.

Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine uyguladığı zulüm her geçen gün daha da belirginleşiyor. Evvelki gün China Daily isimli bir internet haber sitesinde yer alan haberde, Doğu Türkistan’daki Uygur Türkü bayanların doğurganlığını azaltan usuller uygulandığının yazılması, Pekin idaresini de itirafa zorladı.

“Aşırılığın ortadan kaldırılması Sincan bayanlarına daha fazla özerklik kazandırdı” başlığı ile yayınlanan haberde yer verilen raporda, Uygur Türkü bayanların kısırlaştırılmasına “Kadınlar çocuk yapma makineleri olmaktan çıkarıldı” cümleleri ile yer verildi.

Çin’in ABD Büyükelçiliği de bayanların kısırlaştırılmasını ve kültürel soykırımı “Zihinlerin özgürleştirilmesi ve üreme sağlığı” olarak ele alan haberi paylaştı. China Daily’nin aktardığı Sincan Kalkınma Araştırma Merkezi tarafından evvelki gün yayınlanan raporda, Çin’in siyasetlerinin sonucu şöyle verildi:

“Doğum oranı 2017’de yüzde 1,6’dan 2018’de yüzde 1’e düştü ve doğal nüfus artış suratı yüzde 1,1’den yüzde 0,6’ya düştü. Uygur nüfusu 2010’da 10,2 milyondan 2018’de yüzde 25’in üzerinde bir artışla 12,7 milyona yükselirken, bölgedeki Han nüfusu ise tıpkı periyotta yalnızca yüzde 2 artarak 9 milyona çıktı.”

Uygur Türkü Müslümanları kamplarda tuttuğu için milletlerarası kamuoyu ve insan hakları örgütleri tarafından eleştirilen Çin idaresinin, Müslüman azınlığın nüfusunun artmasını engellemek için mecburi doğum denetim prosedürleri uygulamaya koyduğu ortaya çıkmıştı.

Geçen yıl yayınlanan bu araştırma raporunda, Alman bilim insanı Adrian Zenz, 2018’de Doğu Türkistan’da doğal nüfus artış suratında değerli bir düşüş olduğunu söylemiş ve Çin’in Uygur nüfusunun büyüklüğünü denetim etmeye çalıştığını kanıtladığını açıklamıştı.

Resmi kayıtlara nazaran Çin genelinde tüm rahim içi kontraseptif aygıtların (IUD) yüzde 80’i Uygurların bulunduğu Doğu Türkistan bölgesinde kullanıldı. Yaşananlar bilhassa de Birleşmiş Milletler soykırımı tedbire konvansiyonun “Doğum engelleme” kriterine uyuyor.

Karar