Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Avrupa Birliği (AB) tarafından yürütülen İrini Harekatı’nda “Hamburg” isimli Alman savaş gemisinin Ambarlı Limanı’ndan Libya Musirata’ya boya, boya gereci ve insani yardım taşıyan “MV Roseline A” isimli Türk bayraklı ticaret gemisinde hukuka karşıt arama yapmasıyla geçen hafta re’sen başlattığı soruşturmada, FETÖ hesaplarının toplumsal medya paylaşımlarını da değerlendirmeye aldı.

DHA’nın haberine nazaran; FETÖ üyeleri uzun bir müddettir Türk gemilerinin Libya’ya silah taşıdığı tezini toplumsal medya hesaplarından paylaşarak, sığındıkları Avrupa ülkelerinde Türkiye aleyhine kamuoyu oluşturmaya ve harekete geçirmeye zorladığı belirlendi. Terör örgütü üyelerinin paylaşımlarından, FETÖ’nün MİT TIR’ları kumpasına emsal kara propagandayı Libya konusunda da yapmaya çalıştığı değerlendirildi.

‘MİT TIR’LARI KUMPASIYLA BİREBİR KARA PROPAGANDA’

FETÖ üyelerinin Türk ticaret gemisi aranmadan aylar evvel toplumsal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarda “Suriye-MİT TIR’ları, Libya-Türk Savaş Gemileri”, “MİT TIR’larından MİT gemilerine”, üzere kara propagandalarla milletlerarası kamuoyunda Türkiye aleyhine algı oluşturmaya çalıştığı dikkat çekti.

Terör örgütü üyelerinin Libya’da şehit olan MİT görevlisini de toplumsal medya hesaplarından birebir kumpasa alet etme çalıştığı belirlendi. Örgüt Avrupa ülkelerinin Türkiye’nin Libya’da Ulusal Hükümete verdiği dayanaktan duyduğu rahatsızlığı, toplumsal medya hesaplarından paylaştığı palavra haberlerle artırmayı hedeflediği değerlendirildi.

NE OLMUŞTU?

Türkiye’den Libya’ya besin ve boya üzere çeşitli hususlar taşıyan “Roseline-A” gemisi, İrini Harekatı’nda vazifeli Alman fırkateyni tarafından, Doğu Akdeniz’de, Mora Yarımadası’nın güneybatısında milletlerarası hukuka ters biçimde durdurularak aranmıştı.

Deniz hukukuna nazaran, gemilerde arama yapabilmek üzere gemiye işçinin çıkması için bayrak devletinin isteğinin alınması gerekiyor.

Hamburg Fırkateyni’nin işçisi, Türkiye’den bu türlü bir müsaade almadan gemiye helikopterden iniş yapmış, yapılanın hukuksal olmadığı tarafındaki ikazlara uymayarak tüm konteynerleri açarak aramıştı. Sabahın birinci ışıklarına kadar süren aramanın akabinde gemide insani yardım gereci, yiyecek ve boya üzere hususlar dışında bir şey olmadığını anlayan askerler, daha sonra gemiden ayrılmıştı.

Daha evvel de yaz aylarında Libya’ya yol alan bir Türk kargo gemisi durdurulmuş ve güvertede yalnızca savaş uçaklarında kullanılan özel tip bir kerosen hususu bulunmuştu.

‘HUKUKA KARŞIT BİR DAVRANIŞ’

Güvenlik kaynakları bahse ait yaptıkları değerlendirmede, İrini Harekatı ögelerinin bayrak devletinin isteği olmadan gemiye çıkmasını “hukuka ters bir davranış” olarak nitelendirmişti. Yaşanan skandal nedeniyle geminin saatlerce Akdeniz’de ağır deniz kurallarına maruz bırakıldığını belirten kaynaklar, olay nedeniyle “açık denizlerin serbestisi” unsurunun de açık olarak ihlal edildiğini vurgulamıştı.

İRİNİ HAREKATI NEDİR?

AB, BM Güvenlik Kurulunun silah ambargosunun denetlenmesi için 31 Mart’ta “İrini” ismi verilen bir operasyon başlatma kararı almıştı.

Operasyona, Yunanca “barış” manasına gelen “İrini” ismi verilmiş, operasyonda hava, uydu ve deniz ögelerinden yararlanılacağı aktarılmıştı.

Operasyonun, Libya açıklarında gemileri denetlemesi ve yasa dışı petrol ticareti hakkında bilgi toplaması da bekleniyor.

Tuğamiral Fabio Agostini tarafından yönetilen ve karargahı İtalya’nın başşehri Roma’da olan operasyon, Libya’nın BM nezdinde yasal temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac tarafından reddedilmişti.

Serrac, kelam konusu operasyonun, Libya’nın doğusundaki gayri yasal silahlı güçlerin önderi Halife Hafter’e silah ve mühimmat ulaşan hudutları ve hava alanının denetimini sağlamayı ihmal ettiğini açıklamıştı.

Karar