CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
CHP’DEN ÇALIŞKAN HAKKINDA BİRİNCİ AÇIKLAMA
Anadolu Ajansı’nın organize kabahat örgütü önderi Sedat Peker hakkında çıkartılan yakalama kararı sonrası servis ettiği Emniyet evraklarında imzası bulunan periyodun İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın İçişleri Bakanı Soylu’nun açıklamalarından rahatsız olduğunu belirten açıklamalarının akabinde CHP’den birinci açıklama Öztrak’tan geldi.
“TAM BİR DEVLET KRİZİ YAŞIYORUZ”
Öztrak, Çalışkan’ın “Soylu’nun tabirlerinden toplum rahatsız, Mustafa Çalışkan üzere insanı kim nasıl açığa alınacak, görelim” demesine ait olarak şunları söyledi:
“Erdoğan, ipin ucunu kaçırdı. Artık yönetemiyor. Kimin eli kimin cebinde aşikâr değil… Bürokratlar ülkedeki bu kirliliğin ve yaşananlardan toplumun son derece rahatsız olduğunun farkında. Tam bir devlet krizi yaşıyoruz. Bu noktada bürokratların sözlerini tartışmayı yanlışsız bulmuyorum.”
Öztrak’ın basın toplantısından öne çıkanlar ise şöyle:
“SAĞLIK BAKANI AŞI DEĞİL SAYI YAĞDIRIYOR”
“Mayıs ayının artık son günlerindeyiz. 1 Haziran’da, yeni bir açılma periyoduna girilmesi bekleniyor. Esnaf dükkânını 1 Haziran’da nasıl açacak? Hafta sonlarında meskene kapanma bitecek mi? Yiyecek içecek servisi nasıl olacak? Esnaf hala bilmiyor. Bu belirsizlik hem esnafı hem de çalışanlarını büyük derde sokuyor. Ortada bu meçhullüğü giderecek, Rastgele bir plan, program, açıklama yok. Esnaf, Erdoğan şahsım hükümetinin keyfini bekliyor. Salgının başında tüm aşı stratejisi, Çin aşısı üzerine kurulmuştu. Nisanda da yerli aşı gelecekti. Çin aşıları gelmedi, yerli aşıda tarih tutmadı. Yeni umut Alman aşısı oldu. ‘Neden aşı çeşitlendirmesi yapmıyorsunuz’ diye sorduğumuzda, Sıhhat Bakanı, Alman aşısının güvenilirliği konusunda kuşkularını açıklamıştı. Amerika, Avrupa, Japonya, Kanada geçtiğimiz yıl ortasında, Almanya’dan aşı siparişi verirken, Erdoğan şahsım hükümeti seyretti. ‘Çin’ dedi, ‘Yerli aşı’ dedi, bekledi. Beş ayı yok yere kaybettik. Sıhhat Bakanı hala aşı değil, sayı yağdırıyor… Sayın Bakan hiç kusura bakmayın. Biz artık sizin yalancı çoban taktiklerinize kanmıyoruz. Biz, sizden sayı değil, önemli bir aşı takvimi bekliyoruz. 50 yaş, 40 yaş, 30 yaş, 20 yaş ne vakit, hangi tarihlerde aşılanacak?
“CHP HER TÜRLÜ DARBEYE KARŞIDIR”
Milletin kederini anlatan muhalefete kumpas kuruyorlar, sonra da pişkin bir tutumla ‘bu daha başlangıç’ diyorlar. Kendi partilerinin genel başkanlığını ve başbakanlık yapmış bir siyasetçiyi polis zoruyla Meclis’e sokmuyorlar. Ülke askeri darbeden daha beter bir sivil darbe vesayetiyle karşı karşıya… Bu vesileyle bir defa daha açıkça söylüyoruz: CHP her türlü darbeye karşıdır, karşı olmuştur. Biz, darbenin postallısına da makosenlisine de karşıyız. Bu ülkede darbelerin gerçek mağduru her vakit CHP olmuştur. CHP bu ülkede ne vakit iktidara yürüse, önü darbelerle kesildi. Mal varlıklarına el kondu, yöneticileri mahpuslara atıldı. Kimse tarihi ve hakikatleri çığırtkanlıkla tahrif etmeye kalkmasın.
“ERDOĞAN TEKRAR CUMHURBAŞKANI OLAMADI”
Dünyadaki en güçlü paydaşlık hata iştirakidir. Hata ortakları birbirlerine göbekten bağlıdır. Birbirlerine mecburdur. Erdoğan şahsım hükümetini açıkça destekleyen, onun hakka, hukuka karşıt davranışlarına karşı çıkanları alenen tehdit eden, hükümetin kendisine polis muhafazası verdiği, bir organize cürüm örgütü elebaşı, bir aydır tefrika halinde, birlikte yol yürüdüğü eski yol arkadaşlarını ve bir grup kirli alakaları deşifre ediyor. Bu türlü bir durumda, olağan işleyen bir demokraside, tarafsız cumhurbaşkanı çıkar, tüm siyasi parti başkanlarını bir masa etrafında toplar, siyasetin neleri yapacağını o masada kararlaştırırdı… Erdoğan, argümanların ortaya atılmasından 24 gün sonra, İçişleri Bakanı’na sahip çıktı. AK Parti Genel Lideri Erdoğan, yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan olamadı. Bu ülkede en büyük açığın, tarafsız cumhurbaşkanı açığı olduğunu, bir kere daha gösterdi.
“CUMHUR İTTİFAKI HİCAP DUYMALI”
Erdoğan kendi koltuğunu, yeniden milletin hakkının, hukukunun önüne koydu. Erdoğan şahsım hükümeti, millet iradesinin tecelligâhı TBMM’nin önünü bir kere daha tıkadı. Meclisin kontrol misyonunu yeniden engelledi. Ulusal iradeden kaçtı. Mafya-siyaset eksenindeki argümanların, TBMM’de araştırılması için verilen önerge, AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Ne acıdır ki Türkiye’de hükümet, Meclis’ten, ulusal iradesinden kaçarken, yavru vatan Kıbrıs, bizdeki bu olayların kendini alakadar eden kısmının soruşturmasını kendi Meclisinde yapmaya hazırlanıyor. KKTC Parlamentosu, Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili son tezleri araştırmak için oy birliğiyle bir Araştırma Komitesi kurdu. Dikkat edin bu soruşturmanın akabinde mafya dedikleriniz, kabahat örgütü önderi dedikleriniz, istihbarat elemanı çıkmasın. Bu rezalet kolay kolay temizlenmez. Artık bu tablodan kim hicap duymalı? Elbette Erdoğan’ın vesayetine boyun eğen AK Parti ve MHP milletvekilleri hicap duymalı. Bu ucube sistemi milletin başına bela eden cürme ve çamura batmış Cumhur İttifakı hicap duymalı.
“BREZİLYA DİZİLERİNDEKİ ENTRİKALAR GÜNAHSIZ KALIR”
Tabi hata örgütü elebaşına, televizyonlarda karşılık yetiştirmeye çalışan İçişleri Bakanı’nın itirafları, AK Parti’nin nasıl hengameli bir mesken olduğunu da ortaya koydu. AK Parti’de herkes, birbirine kumpas kurmuş. Bu ülkenin seçilmiş Başbakanı’nın altından hem AK Parti Genel Başkanlığı hem de Başbakanlık koltuğu kumpasla çekilip alınmış, bugünkü İçişleri Bakanı bu kumpasta rol aldığını açıkça itiraf etti. Kumpasın başka aktörleri kim? Damat ve Binali Yıldırım. Kumpası kuran kim? Erdoğan. Saray entrikalarıyla ulusal iradeye darbe nasıl yapılır, bunun kitabını yazmışlar. Brezilya dizilerindeki entrikalar, bunlarınkiler yanında suçsuz kalır.
“ERDOĞAN İPLERİ ELİNDEN KAÇIRDI”
Kapısı çalınan mafya artık İçişleri Bakanı’na racon kesiyor. İçişleri Bakanı, kendi hükümetine racon kesiyor. Hükümetin küçük ortağı, büyük ortağa racon kesiyor. Tüm bu raconlara maruz kalan Erdoğan da çıkıyor. Millete ve Millet İttifakı’na racon kesmeye, Millet İttifakı’nı tehdit etmeye kalkıyor. Karizması çizilen, ipleri büsbütün elinden kaçıran Erdoğan, çaresizliğini milleti ve millet ittifakını tehditle kapatmaya çalışıyor… Şu tabloya bir bakın. Organize kabahat örgütü elebaşlarıyla bu kadar sıkı fıkı olursanız ya suyundan ya huyundan kaparsınız. İçiniz kararır. İçinizdeki kötülük de dilinize vurur. Dünyanın neresinde bir Cumhurbaşkanı çıkıp, siyasi rakiplerini tehdit eder. Hangi aklı başında cumhurbaşkanı, bundan görev çıkaracak kendini bilmezlerin önünü açar? Ülkesini, demokrasisini bu türlü bir riske atar? Allah Aşkına! Rakiplerini açıkça tehdit eden, ‘Daha neler olacak neler’ diyen bir Cumhurbaşkanı’na, bu ülkede yabancı yatırımcı canını, malını nasıl emanet eder?
“ÜLKEDE HERKES BURNUNDAN SOLUYOR”
Biz hatırlatalım. Raconu, siz lebalep kongreler yaparken, hakikat dürüst takviye vermeden kapattığınız esnaf kesecek. Raconu, tarladaki eseri para etmeyen çiftçi kesecek. Raconu, sayıları 10 milyonu aşan işsizlerimiz kesecek. Raconu, bayram ikramiyesinden 400 lirasını iç ettiğiniz emekli kesecek. Raconun hükümdarını, kaçtığınız milletimiz, o korktuğunuz sandıkta kesecek. Ülkede herkes burnundan soluyor. Alın terini tarlasına döken çiftçi son derece kızgın.
“MB HÜKÜMETİN ELİNDE OYUNCAK OLMUŞ”
2018 haziran ayından bu yana dört tane Merkez Bankası lideri gördük. Neredeyse her 9 ayda bir, bir Merkez Bankası lideri değişti. Yeniden gece yarısı kararnameleriyle lider yardımcıları misyondan alındı. Dün de öğrendik ki, Merkez Bankası’nda genel müdürlüklerden, ünite müdürlüklerine kadar orta ve alt kademe 100’e yakın yönetici vazifeden alınmış. Merkez bankalarının en değerli sermayesi inançtır. Hükümetin elinde oyuncak olmuş bir Merkez Bankası, istikrarı sağlayamaz. Türk Lirası bugün Amerikan Doları karşısında tarihi tabanları gördüyse, sebepleri bunlardır. Hayat pahalılığı ise almış yürümüş.”
“TAM BİR DEVLET KRİZİ YAŞANIYOR”
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, basın mensuplarının sorularına da karşılık verdi. Öztrak, Süleyman Soylu’nun Sedat Peker’e müdafaa verilmesi konusunda emniyetten isimler vermesi ve Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’ın “Soylu’nun tabirlerinden toplum rahatsız, Mustafa Çalışkan üzere insanı kim nasıl açığa alınacak, görelim” demesi hakkında “Erdoğan, ipin ucunu kaçırdı. Artık yönetemiyor. Kimin eli kimin cebinde aşikâr değil… Bürokratlar ülkedeki bu kirliliğin ve yaşananlardan toplumun son derece rahatsız olduğunun farkında. Tam bir devlet krizi yaşıyoruz. Bu noktada bürokratların tabirlerini tartışmayı gerçek bulmuyorum” dedi.
“AA, FETÖ İZİ ARARKEN YOLU AK PARTİ’YE ÇIKMIŞ”
AA’nın Sedat Peker’in muhafaza kararıyla ilgili “FETÖ izinin tespit edildiği” ile ilgili haberinde bugün AK Parti Milletvekili olan periyodun Vilayet Emniyet Müdürü Selami Altınok ile bugün Ankara Valisi olan devrin İstanbul Valisi Vasip Şahin’in de imzalarının yer alması ve bu haberin silinmesine ait de Öztrak şöyle konuştu:
“Öyle görünüyor ki AA, FETÖ izi ararken yolu AK Parti’ye çıkmış, bundan da çok heyecanlanmış. Bulduğu belgeyi silmek için de boşuna uğraşmış. FETÖ’nün izini bulmak için ‘her işin sorumlusu benim ben’ diyene bakacaksın. Bu ülkede cürüm örgütü elebaşına muhafaza tahsis eden de o, örgüt ele başlarının mitinglerine göz yuman da o, ‘akademisyenlerin kanlarından banyo yapacağım’ dendiğinde ‘görmeyin, duymayın’ diyen de o. Bir diğer mafya elebaşı Genel Başkanı’mızı tehdit ettiğinde ‘aldırmayın’ diyen de o. Muhalefet önderlerine kumpaslar düzenlendiğinde ‘bunlar daha iyi günleriniz’ diyerek durumdan görev çıkaranlara yürek veren de o. Partisinin evvelki genel başkanlığını, başbakanlığı yapmış bir kişiyi polis zoruyla Meclis’e sokmayan da o.”
“SOYLU İSMİ KOZ OLARAK TUTUYOR” TEZİ
“10 bin dolar alan siyasetçi kim?” tartışmasına ait de Öztrak şöyle konuştu:
“Erdoğan’ın Genel Lideri olduğu AK Parti kendi içinde arbedeli olan, komplolar ve kumpaslarla yönetilen bir parti. İçişleri Bakanı çıkıyor, ‘mafyanın bir milletvekilini aylık 10 bin dolar maaşa bağladığını’ söylüyor lakin ismini açıklamıyor. Niçin? Elinde koz diye tutuyor. Parti içi kavgalarında kullanacak. İçişleri Bakanı kamu vazifelisi olduğunu unutup bu vekili yetkili makamlara bildirmeyerek kabahat işliyor, suç… Yargı cürüm işleyen bakan hakkında da resen harekete geçmiyor. Türkiye bırakın hukuk devletini kanun devleti olmaktan bile çıktı.”
“BARAJ DÜZENEĞİNE GEREKSİNİM YOK”
AK Parti’nin seçim yasası taslağının hazırlandığı istikametindeki haberlere ait Öztrak, “Biz baştan itibaren barajlardan yana olmadığımızı söylüyoruz. Benim anlamadığım konu şu, bu mevcut ucube başkanlık rejimini getiren Cumhur İttifakı, seçim barajını niçin tartışıyor? Hükümet artık Meclis’ten çıkmıyor ki, hükümeti artık cumhurbaşkanı kuruyor, milletvekilliğinden istifa eden bireyler bakan oluyor. İstikrarı sağlamak için Meclis’te çoğunluğu güçlendirecek baraj sistemine gereksinim yok. Anlayabildiğimiz kadarıyla getirdikleri bu ucube rejimi kendileri bile anlayamamış” dedi.
Karar
