Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Şu salgın periyodunda bu iktidarın milleti düşürdüğü hallere bakar mısınız. Bakın Sıhhat Siyasetleri Başkanlığımızın verdiği bilgilere nazaran Çam Sakura Hastanesinde Bayan Doğum servisi bile kapatılıp kovid servisi haline getirilirken, Zeynep Kamil üzere Türkiye’nin en değerli bayan hastalıkları ve doğum hastanesinde vazifeli anestezi uzmanları kovid nedeniyle pandemi hastanelerine süreksiz vazifeye gönderilmiş olup, randevusu verilmiş operasyonlar dahi yapılamaz hale gelmiş bulunmaktadır.

Şu hadiselerdeki tırmanışın sorumlusu kim? Neden dönüp dolaşıp başa döndük? Bırakın başa dönmeyi, daha makus bir evreye nasıl geçtik? Bilimin ve aklın sağlayacağı önlemler iktisada ziyan verecek diye bütün bir ülkeye yaşattıklarına bakın hele. Aşılamada başından bu yana şeffaf olmayan bir süreç yaşattılar ülkeye. Daima aşı takvimlerini değiştirdiler, aşılama sayılarını çelişkilerle sundular, nedendir bilinmez bir türlü aşı çeşitlemesine ulaşamadılar. Ülkemizde hala 7 şahıstan 6’sı aşılanmamış durumda.

Öte yandan salgın demek dayanışma demekken, bunlar muhalefetin elinde olan mahallî idarelerin dayanışma uğraşlarına bile taş koydular. Sonra da hem aklı hem de bilimi susturdular. Zannettiler ki bilimsel gerçekler bunların zati makus yönettikleri ekonomiyi daha da zora sokacak; bunlar da halk karşısından zora düşecek, oy kaybedecekler. Halbuki tam aksine, bilim, rasyonel akıl ve planlama sayesinde bugün hem sıhhatte hem de iktisatta daha iyi yerlerde olabilirdik.

Pekala neden dön dolaş bu türlü bir kriz basamağına ulaştık? Bunun nedenlerini bir sefer daha bıkmadan usanmadan iktidar sahiplerinin yüzüne vuralım.

Bir, dataları saklayarak gerçeklerle yüzleşmekten kaçtınız yani başınızı kuma gömdünüz; dürüstlük ve şeffaflık testinden sınıfta kaldınız.

İki, halka önlemleri icbar ederken kendinizi istisna tuttunuz ve lebalep kavramını literatüre kazandıracak ikili standartlar uyguladınız; samimiyet testinden sınıfta kaldınız.

Üç, hususa stratejik bir planlama perspektifinden değil günlük çıkar perspektifinden baktınız; kriz idare marifeti testinde sınıfta kaldınız.

Dört, iktisat idaresindeki vahim kusurların derinleştirdiği ekonomik krizin tesirini azaltabilmek için vaktinde tam kapanma kararı alamadınız ve halkı can riski ile geçim riski ortasına sıkıştırdınız; sorumluluk testinde sınıfta kaldınız.

Beş, aşılamayı hem geç hem yetersiz bir formda uygulamaya koydunuz, Türkiye’yi tek bir kaynağa mahkum ederek ülke sıhhatini Çin’in merhametine emanet ettiniz; bağımsızlık testinde sınıfta kaldınız.

Altı, özetle salgın krizini bir idare krizine dönüştürdünüz; idare testinde sınıfta kaldınız.

Baktınız ki, hem kriz hem denetimli kapanma seçim planlarını etkileyecek, ülkeyi tümden açtınız; salgın derinleşince de iki ortada bir derede kısıtlamalar uygulayarak bir uçtan öbür uca savruldunuz.
Artık de çıkıp sürüklendiğiniz felakette sorumluluğu tekrar bütün ülkeye yüklüyorsunuz.

SORUMLU HEPİMİZMİŞİZ!

Yeni bir sorumlu buldular artık; Kimmiş biliyor musunuz? Halbuki sorumlu hepimizmişiz! Yani 84 milyonmuş!

Zati nerede bir başarısızlık var, bunları orta ki bulasın. Lakin iş sorumlu ilan etmeye geldiğinde, sorumlular muhakkak: Milyonlar!

Sormak gerek bunlara: Siz “hayat konuta sığar” kampanyası başlattınız da halkı konutta mi tutamadınız? Siz “maske-mesafe-hijyen” dediniz de, halkımız kent şehir, kongre kongre dolaşıp, her kente virüs falan mı taşıdı?

Siz milyarlarca liralık dayanakları 3-5 müteahhite değil de halka verdiniz de, bu halk aç gözlülük yapıp fazla mesai için gizlice sokaklara falan mı çıktı?

Bir de çıkıp utanmadan sorumlu hepimiziz, yani 84 milyon diye halkı aklıyla alay eden, hakaret eden açıklamalar yapıyorlar.

Yani bizi Beştepe’nin günü birlik alınan keyfi kararları, kara sistem plansız idaresi değil de halkın sorumsuzluğu bugünlere getirdi o denli mi?

Bu halk mı size “sakın kongrelerinizi yaz aylarına, açık havada stadyumlara falan ertelemeyin” dedi yoksa!

Siz her işinizi inadına yapacaksınız ancak sorumlusu hepimiz olacağız o denli mi?

Siz Bilim Kurulu’nu da Sıhhat Bakanlığı’nı da bypass edeceksiniz ancak sorumlusu 84 milyon olacak o denli mi?

Siz bir gecede aldığınız kararlarla ülkeye yüzmilyarlarca ziyan verecek; kapanmaya gidemeyeceksiniz lakin sorumlusu vatandaş olacak o denli mi?

Siz liyakatsiz ellerdeki berbat iktisat idarenizle hazineyi boşaltacak; salgında gerekli dayanağı millete sunamayacaksınız fakat sorumlusu bütün bir millet olacak o denli mi?

Daha fazla sorumsuzluk sergilemeyin ve can riski ile geçim riski ortasına sıkışmış olan halkı bu cendereden çıkaracak kararlı ve net önlemler alın.

Ne mi yapacaksınız?

Ramazan başında önerdiğimiz önlemler paketini derhal devreye sokun! Günü değil, canı kurtarın!
Yanlışlarınızın faturasını vatandaşa kesmeyin! Geç kalmış olsa da Ramazan’ın ikinci yarısında bari ülke çapında tam ve kararlı bir kapanma uygulayın!

Bunu uygularken halkı geçim derdinden kurtaracak şu 4 önlemi ivedilikle hayata geçirin!

1- Ramazan mühletince esnafımızın kira ve tüm faturalarını devlet tarafından karşılayın ve her bir esnafımıza 5000 TL’den az olmamak üzere ciro kaybı takviyesi verin.

2- Hasat devrine girmekte olan çiftçilerimize özel uygulamalar geliştirin ve mazot, gübre ve yem muhtaçlıklarını karşılayacak hibe dayanağı verin.

3- Personellerimiz için kısa çalışma ödeneğini derhal tekrar başlatın.

4- İşsizlere ve toplumsal yardıma muhtaç kısımlara açlık sonu olan 2736 TL’den az olmamak üzere hane başı yardım yapın.

Unutmayın, bu önlemler asla lütuf değildir. Sakın ha kaynak yok demeyin!

3-5 müteahhide peşkeş çektiğiniz, bir gecede Merkez Bankası Liderini değiştirerek hazineye yüklediğiniz ölçüler karşısında bu dayanaklar devede kulaktır! Türkiye’yi o denli bir kıskaca soktunuz ki, tam kapanma halinde ekonomik hayat durduğu için bu önlemden kaçıyorsunuz; tam kapanma yapmadan da hadise sayılarını durduramıyorsunuz.

Olay sayıları arttıkça da bu defa seyahat kısıtlamaları hasebiyle iktisadın öncü döviz kaynaklarından turizm kesimini son derece yıkıcı bir dönem riski bekliyor. 2019 yılında 51.7 milyon ziyaretçi ağırlayıp ülkeye 34.5 milyar dolar getiren Turizm kesiminin geçen sene 2020’de ziyaretçi sayısı %69 düşüşle 15.9 milyona, gelir ise %65 düşüşle 12,1 milyar dolara gerilemişti.

BUNLAR İSTİYOR Kİ REZERVLERİ SAÇIP SAVURSUNLAR

Kritik aylarda bilhassa Rusya’dan gelen son kısıtlamalar yalnızca bölüm için değil genel döviz gelirlerimiz açısından da önemli bir alarm sinyalleri vermektedir. Turizm haftasını kutladığımız bugünlerde dala yönelik önemli bir önlemler paketi açıklanmalıdır. Gelecek Partisi olarak bu bahiste kapsamlı tekliflerimizi önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağız.

Bizler, sizin isminize, bu iktidarın yanlışlarını, gerçek dışı beyanlarını, cahilliklerini yüzlerine vurmaktan utanır hale geldik; bunlar tıpkı yaveleri tekrarlamaktan sıkılmıyorlar. Merkez Bankasına ettikleri onca azap göz önünde cereyan etmiyormuş üzere, “Bu hususların yanlış ve eksik bilgiye dayalı olarak kamuoyu önünde tartışılması Merkez Bankasına ziyan veriyor!” teranelerini sıralamaktan bıkıp usanmıyorlar.

Bunlar istiyor ki herkes kendileri üzere yapsın! Bunlar istiyor ki herkes bunların kapalı kapılar arkasındaki süreçleri üzere meselelerin üstünü örtsün. Bunlar istiyor ki rezervleri saçıp savursunlar, 4 yılda 4 lider değiştirsinler, “faiz sebep enflasyon sonuç” saplantılarıyla kriz üstüne kriz çıkartsınlar, Merkez Bankası Liderlerini kovup Bankanın prestijini içeride-dışarıda iki paralık etsinler ancak çıkıp kimseye de hesap vermesinler!

Bunlar “iftiradır, yalandır” diyerek koltuklarını müdafaa hedefli propagandalar yapacak diye bizler sizin isminize şu soruları sormayacak mıyız aziz vatandaşlarım:

“2017 yılında imzalandığını söylediğiniz protokol yeni bir protokol müydü yoksa MB ile Hazine ortasında evvelden beri var olan ve dış borç ödemelerinin uyumu için kullanılan protokolü mü genişlettiniz? Bu protokolden kamuoyunun ve piyasaların neden haberi olmadı?

Karar