CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün emekli emniyet mensuplarıyla kahvaltıda bir ortaya geldi. Emekli polislere seslenen Kılıçdaroğlu, “Siyaset müdahale etmediği vakit bu ülkenin huzurunu sağlarsınız. Bir gram kokain bu ülkeye girmez” dedi.

Kılıçdaroğlu, Emekli Emniyet Mensupları Buluşması’nda, polislerin yaşadığı sıkıntıları lisana getirdi. CHP önderi, “Beşiktaş’taki terör akınında şehit olan polislerinin ailelerine para topladılar. Bu paranın üzerine çöktüler. ‘Biz iyi para veriyoruz’ dediler. 152 lira mıydı, 163 lira mıydı, bağlanan aylığı söyledik. Dekontunu gösterdik” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasında özetle şunları lisana getirdi:

SORUN SİYASETÇİLERDEN KAYNAKLANIYOR

“Bazen bir kişi sokakta, caddede, parkta haksızlığa uğradığında ‘Nerede bu devlet’ diye bağırır. Bir manada ‘Nerede bu polis’ der. Devletle polisi özdeşleştiririz. Polis teşkilatımızın 150 yılı aşkın bir tarihi, kurumsal yapısı var. Bu yapının çok büyük meseleleri var. Sorun, vazife yapan, emekli olan polislerden değil yöneticilerden, siyasetçilerden kaynaklanmaktadır. Örgüte ya da devlet mensuplarına yakışmayan şahıslar olabilir. Her meslek kümesinde olabilir. Kıymetli olan ırmağın aktığı mecradır. Bu mecra ülkenin, vatandaşın çıkarına ilerliyorsa onu desteklememiz lazım.”

YAŞADIĞINIZ SORUNU BİLMEZSEK NASIL TAHLİL BULABİLİRİZ

“Genelde polis teşkilatının mensupları sıkıntısını lisana getiremiyor. Bu türlü bir mecra yok. Münasebetiyle derneklerin kurulması, bir sendikanın oluşması, en azından problemlerin lisana getirilmesi için değerlidir. Herkesin problemleri var. Problemden azade kurum yoktur. Problemlerini kamuoyu ile paylaşabilirse meslek mensupları, o vakit sorunun tahlili konusunda siyaset kurumu dikkatli davranmak zorunda kalır. Sizin yaşadığınız sorunu biz bilmezsek nasıl tahlil bulabiliriz? Ben 3600’ü birinci söylediğimde, miting meydanında güvenliğimizi sağlayan arkadaşlarımın talebi olarak geldi. Sonra biz daha detaylı değerlendirmeler yaptık.”

TECRÜBELİ POLİSLERİN KADROSUZLUK YÜZÜNDEN EMEKLİ EDİLMESİ HAKİKAT DEĞİL

“Polislik mesleği kutsal bir meslektir. Bizim can ve mal güvenliğimizi koruyan, güvenliğimizi sağlayan şahısların polisler olduğunu biliyoruz. Bütün polis teşkilatı mensuplarına şükran borçluyuz. Hayatımızın o kadar içindesiniz ki bazen sizi fark edemiyoruz. En çok izlenen sinemalar polisiyelerdir. Bir polisin muvaffakiyetini izlemek kadar keyifli bir şey yoktur. Hayatımıza sanal olarak dokunan polis teşkilatını hürmetle selamlıyorum. Polis olmak kolay değil. Deneyimli bir polis, kimin hatalı olup olmadığını birinci bakışta tespit edebilir. Bu tecrübeyle olur. Tecrübeli polislerin kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmesi yanlışsız değil. İktidar olursak onları düşüneceğiz. Mafyayla, yer altı dünyasıyla en önemli çabayı polis yapıyor. Ben İstanbul’da genç bir hesap uzmanıyken o periyot bir polis müdürümüz vardı. Saadettin Tantan, bütün batakhaneleri kapattı. O devrin gazetelerine bakarsanız görürsünüz. Siyasetçi direkt müdahale etmese polisimiz yer altıyla da rüşvet alanla da uyuşturucu satanla da gayret eder.”

POLİS MEVTİ GÖZE ALIYOR YAKALIYOR, BİR BAKIYORSUNUZ ADAM DIŞARIDA

“Kocaeli Dilovası’nda kokain araması yapılır. Bir şey çıkmaz. Baştaki kişi ‘Bir daha arama yapın’ der ve bulurlar. Polis vazifesini yaptı. Yakalanan kokain isimli emanete götürüldü. Pekala bunla ilgili neden savcılar harekete geçmiyor? Polisler vefatı göze alıyor bu işi yaparken. Yakalayıp getiriyorsunuz lakin savcı soruşturma dahi açamıyor. Siyaset yalnızca emniyete değil adalet kurumuna da nüfuz ediyor. Birtakım bireylerin korunmasını sağlıyor. Zindaşti’yi siz yakaladınız hakim hür bıraktı. Akabinde aradılar, Zindaşti toz oldu. İki askerimizi yakarak şehit ettiler. Talimatı veren kişi hapisteydi. Ne hikmetse birileri ortaya girdi, özgür bıraktılar. Polis yakalamıştı ancak özgür bıraktılar. Bir gazeteci yazdı; tekrar yakalandı, tekrar mahpusa atıldı. Polis vazifesini yapıyor, adliyeye teslim ediyor, bir bakıyorsunuz adam dışarıda. Bunun üzerine gitmemiz lazım. Polis siyasetteki bütün rezillikleri bilir. Bazen şahidi da olur.”

POLİSLERE YASA DIŞI İŞLER EMREDİLİYOR

“Meslekte yükselme objektif kriterlere bağlı olmalı. Liyakat dediğimiz kavram, bilhassa polis teşkilatında çok kıymetli. Olmazsa olmazıdır. Siyasetçi gelip hak etmeyen kişiyi yönetici pozisyonuna getirirse aşağıdaki bireyler sağlıklı hizmet yapamaz. Polis teşkilatında hengameyi, kutuplaşmayı bitirir bu türlü bir uygulama. Polis teşkilatının kendi dinamikleri ile yükselmesi lazım. Jandarma da İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Birebir işi yapıyorsunuz çabucak hemen. Tıpkı vazifesi yapanlara birebir imkanların sağlanması lazım. Kanun diyor ki ‘Polis kendi vazifesi dışında öbür işlerde kullanılamaz’ diyor. Emredici karar. Siz de biliyorsunuz, size verilen vazifelerin haddi hesabı yok. Deseniz, ‘Bizim kanunun 4. maddesi…’, nefesinizi öteki yerde alırsınız. Sürgün edilirsiniz. Yasanın öngöremediği, yasa dışı işler emrediliyor size. Bu da dramatik bir tablo. Devletin polisini angarya olarak çalıştırmaya toplumsal devlet müsaade verir mi? Kalkması lazım bu uygulamanın.”

“En çok intiharların olduğu alan sizin alanınız. Şayet duygusal tükenmişlik, fizikî yorgunluk, ruhsal bozukluk olduğunda ne olacak? Siyasal iktidar bu bahiste şapkasını önüne alıp düşündü mü? Akademik alanın da bu hususa el atması lazım. Her 50 metreye bir polis dikeceksiniz. Neymiş, birisi geçecek… Bunlar nerede yemek yiyecek, nerede tuvaletini edecek? Bunu iktidarın düşünmesi lazım. Bayan polisler var. Onların kreş sorunu hala çözülmüş değil. Türkiye’nin her yerinde olması lazım. Yalnızca bayan polisler değil, başka polislerin de kreş gereksinimi var. Sıkıntı bir sorun değil. Rahat çözülebilir. Siyasi yönetim bir cümle kuracak, gereğini bürokrasi yerine getirecek.”

POLİSLERİN HAKLARI İLE İLGİLİ DÜZENLEME OY BİRLİĞİYLE GEÇER

“Sayın İçişleri Bakanı’nın 19 Haziran 2021’de bir açıklaması var. ‘Hangi meslek kümesi bir çalışıyorsa emniyet teşkilatı onun 24 katı fazla çalışması lazım. Polislik bir maaş mesleği değildir. Bu türlü düşünen bir dakika durmasın.’ Senin orada bir dakika durmaman lazım. Bu cümleyi kuran arkadaşın başka meslek mensuplarına nazaran 24 kat maaş vermesi lazım. Bu meslek onurlu bir meslektir. Herkse nasip olan bir meslek değildir. Bir manada hayatını ülkesine feda eden bir beşere 3600 ek gösterge neden verilmez? Bu kişi hayatını verdi, şehitler verdi. Bu mevzuyu Meclis’e taşıdık. Araştırma önergesi verdik. Polislerin hakları ile ilgili bir düzenleme oy birliği ile geçer. İtiraz, tahminen neden bu kadar az verdik diye olur.”

HABERAL O ÖNERGEYİ TEKRAR GETİRSİN

“İlk çağrım Sayın Bahçeli’ye olacak. 13 Nisan 2013’te MHP Milletvekili Erkan Haberal, polislerin meselelerinin araştırılması için bir araştırma önergesi verir. O önerge AKP’li milletvekillerinin oyları ile reddedilmiş. O vakit Cumhur İttifakı yoktu. Artık Sayın Haberal’a çağrımı yapıyorum. Bu önergeyi verin, parlamentodan çıksın, emniyet mensuplarının yaşadığı tüm problemler TBMM kayıtlarına geçsin. Biz, yürütmeye tahlil önerelim. ‘Bunu yapmayacağız lakin 3600 ek göstergeyi vereceğiz’ diyorsa o da başımızın üzerinde. Teşekkür ederiz. Sayın Erdoğan diyor ki -burayı hassas dinleyelim- ‘Polis, hemşire, din görevlilerimize müjde vermek istiyorum. Öteki idarecilerimizin ek göstergelerini 3600’e çıkaracağız’. 2018-2021… Bekliyoruz ki getirsinler. 13 Temmuz 2018, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nin açılışında, “3600 Ek Gösterge sıkıntısını kelam verdiğimiz halde çözeceğimizi tabir etmek istiyorum. Seçimden sonra ele alacağımız mevzulardan biri de budur. Yeni seçime gideceğiz, ortada bir şey yok. 3600 ek gösterge için gayret edeceğiz. Ya onlara verdirteceğiz ya da biz vereceğiz.”

SİYASET MÜDAHALE ETMEZSE BİR GRAM KOKAİN GİREMEZ

“Beşiktaş’taki terör hücumunda şehit olan polislerinin ailelerine para topladılar. Bu paranın üzerine çöktüler. ‘Biz iyi para veriyoruz’ dediler. 152 lira mıydı, 163 lira mıydı, bağlanan aylığı söyledik. Dekontunu gösterdik. Siyaset müdahale etmediği vakit bu ülkenin huzurunu sağlarsınız. Bir gram kokain bu ülkeye girmez.”

Toplantı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının akabinde basına kapalı olarak sürdü.

Karar