Özcan Deniz ve İrem Helvacıoğlu’nun başrollerinde yer alacağı ‘Seni Çok Bekledim’ bu akşam Star TV’de birinci kısmıyla ekranlara gelecek.
Birinci kısım öncesi dizinin senaryonu da yazan Özcan Deniz ve partneri İrem Helvacıoğlu NTV’nin sorularını yanıtladı.
İşte röportajdan öne çıkan başlıklar:
Başarılı bir projenin akabinde yine Star ekranlarındasınız. Başlangıç nasıl oldu, Seni Çok Bekledim ile yollarınız nasıl kesişti?
Özcan Deniz: Bu dizi abartmıyorum 20 yıllık bir sinema öyküsüydü, kökü gerçek bir öyküye dayanıyordu. Lakin yıllar içinde evrildi ve kurgusal bir şeye dönüştü. Sinemaya film yapma fikriyle üç sene evvel yola çıkıp öykünün zenginliğini görünce ‘Bunu neden dizi yapmıyoruz?’ demeye başladık. Üç yıldır ‘Bunu televizyona aktarırsak nasıl zenginleştirebiliriz?’ diye baş yorduğum bir öyküye döndü. Son bir buçuk yıldır da yazdığımız ve hayata geçirmek için uğraştığımız bir işti.
Pekala nasıl bir öykü izleyeceğiz, senaryo size neler hissettiriyor?
“Senaryoyu yazarken en temel aldığım öge tevafuk oldu. Tevafuk üzerinden bir kıssa anlatmak istedim. Tesadüfün, tesadüf olmadığını anlatan İslami bir tabirdir ancak bütün kültürlerde ve inançlarda neredeyse bunun bir karşılığı var. Butterfly effect (Kelebek etkisi) diyoruz… Bu insanlığın büyük bir gizemi. Nitekim bir kurgunun, ilahi bir müdahalenin içinde mi yaşıyoruz yoksa yaşadığımız her şey oluşuyor, oluştuktan sonra diğer olasılıklar devreye giriyor ve birini irademizle mi seçiyoruz? Bu büyük bir soru işareti ve bir bilinmez. Tevafuk ile yola çıktık. 1992 Erzincan sarsıntısında parçalanmış bir ailenin 29-30 yıl sonra tırnak içinde ‘tesadüfen’ bir ortaya gelişlerini izleyeceğiz. Bunu izlerken üstte çok etkileyici tevafuğun cereyan ettiği bir aşk kıssası olacak”
Proje farklı coğrafyalarda çekildi. Oralardaki çekimlerde yapım, temaslar ve ilgi nasıldı?
“Çok hoş lakin çok yorucu bir süreçti. Bu Kovid devrinde bu kadar hareketli olmak; Erzincan’a gittik Katar’a gittik İstanbul’un birçok bölgesinde çekimler yaptık.”
Birinci kısım Katar, Erzincan ve İstanbul’da çekildi. Siz Katar ve İstanbul ayağında kamera karşısına geçtiniz. Buralarda çekimler nasıldı, zorlandığınız sahneler oldu mu?
İrem Helvacıoğlu: İstanbul’u çektik ve bir müddet sonra Katar’a gittik. Çok görkemli bir yer, oradaki çalışma arkadaşlarımızla birlikte olmak da çok keyifliydi. Natürel ki birtakım aksiler oldu. Hava durumunu belirleyemiyorsun. Karantina müddetinde otel odasında kımıldamadan kalmak zordu. Çok hoş bir görüntü var ve yalnızca odanın camından bakabiliyorsun. Senede bir sefer yağmur yağıyormuş biz o yağmuru gördük. Çölde sis olmazmış biz o sise denk geldik. Yağmur bulutu olması çok imkansızmış ona da denk geldik. Çölde bir tek yağmur yağmadığı kaldı. Karakteri gerçek oturtmaya çalışmak zordu. Sahnede zorlanmak demeyeyim fakat bunları oluşturabilmek Şahin hocayla, Özcan’la yanlışsız irtibat kurup yanlışsız noktayı bulabilmek aslında zorladı.
Karar
