AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MKYK Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

İşte Çelik’in açıklamalarından satır başları:

DİYARBAKIR ANNELERİ

Diyarbakır Annelerimize, sevgilerimizi ve hürmetlerimizi gönderiyoruz. Kaçırılan 252 evlattan, 43’ü kız çocuğudur. 33’ünün yaşı 15’in altında. Terör örgütünün acımasızlığını ortaya koyan bir tablodur bu.

BIDEN’IN KELAMDA ‘SOYKIRIM’ AÇIKLAMASI

Bu hafta kuşkusuz herkesin gündeminde olan husus, Biden’ın yaptığı açıklamadır. ABD’de hem Demokrat Parti hem Cumhuriyetçiler tarafından sürdürülen siyaset, birinci sefer bir ABD Lideri tarafından terk edilmiş oldu. Soykırım sözünün milletimiz, tarihimiz için kullanılmasını asla kabul etmeyiz. Bu, her vakit telin edeceğimiz bir yaklaşımdır.

Sorumsuz, hiçbir tarihi desteği olmayan bir yaklaşımdır. Hangi bilgiye dayanarak bu biçimde kesin bir kararı verecekler ve bir milleti lekelemeye çalışacaklar? Net bir şey biliyoruz: Bu siyasetler diasporadaki Ermeni fanatik çıkar kümelerinin büsbütün lehinedir. Birinci sefer bir ABD liderinin bu türlü fanatik bir kümeye teslim olduğunu görüyoruz.

Burada siyaset ve diplomasinin varlık sebebini de terk eden, mlesef son derece dar bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Bir yerde bir soykırım cürmünden bahsedebilmek için milletlerarası ceza mahkemesinin hukuken bir kararı olması gerekir. Vakit aşımının olmaması, faillerinin yaşıyor olması gerekir. Hukuksal açıdan da baktığımız da altı büsbütün boş.

‘BIDEN’IN SÖYLEMİ REDDEDİLMESİ GEREKEN BİR SÖYLEMDİR’

Siyasi, tarihi ve tüzel açıdan sayın Biden’ın söylemi büsbütün yanlış, reddedilmesi gereken bir söylemdir. 1915 olaylarının tartışmalı bir niteliği olduğu, soykırım olarak nitelendirilmeyeceği ortaya koyulmuştur. Pekala ne olmuştur? Osmanlı, bir isyanla karşı karşıya kalmıştır. Fiilen içinde yaşanılan bir tehdit karşısında bizatihi yer değiştirme biçiminde, oradaki Ermeni çeteleriyle uğraş edebilmek için bir önlem olarak ortaya konmuştur. Tarih komitesiyle birlikte herkes arşivleri açabilir. Ortaya çıkacak tablo herkes tarafından kabul edilebilir denmiştir.

‘BIDEN’IN AÇIKLAMALARI HER ŞEYİ SABOTE ETMİŞTİR’

Bir mektup vardır. NY Times ve Washington Post gazetelerinde yayınlanmıştı. 69 Amerikalı tarihçi bu mektubu kaleme almıştı.

Biden’ın da içinde bulunduğu senatörlere yazıyorlar. 1915 olaylarının rastgele bir biçimde soykırım olarak adlandırılamayacağı biçiminde, 1915 olaylarının karmaşık, tartışmalı tabiatına dikkat çeken bir mektup. Tarih kurulunu kurulmasından öbür Türkiye, Ermenistan ile ortamızda inanç artırıcı değerler için bir aksiyon planı da hazırlamıştı. Ermenistan bunu kabul etmişti ama bu aksiyon planı da Ermenistan AYM’si tarafından reddedilmiştir.

Sonuç nettir: Türkiye öz itimatla bu probleme yaklaşırken Ermenistan tarafı daima olarak bundan kaçmıştır. Sayın Biden’ın yaptığı bu açıklama birden çok şeyi sabote etmiştir. Rastgele bir tarih komitesine yaklaşmayan diasporanın tezlerine takviye verir bir sonuç doğmuştur. Türkiye ve Azerbaycan ile Ermenistan ortasındaki diyalogların önünü kesmiştir. Kafkaslardaki olağanlaşmaya de mlesef büyük bir ziyan vermiştir. Diasporada artık kelamda Ermeni soykırımı ile ilgili bir problem olmuştur. Bu sıkıntının çözülmesini istemezler.

Bundan nemalanan pek çok odak vardır. Açıklamanın zamanlaması da son derece yanlış. Karabağ’daki zaferden sonra 6’lı bir sistem kurulacaktı. Buraya provakatif tavırlardan vazgeçerse Ermenistan da davet edilmişti. Olağanlaşma arayışları mlesef Biden tarafından sabote edilmiştir. Biden’ın telaffuzunun türel açısından da bir tesiri yoktur. Hukuksal açıdan, tarihi açıdan temeli olmayan bu karar niye verilmiştir? Ermeni diasporasını, fanatik Ermeni etraflarını tatmin etmek isteyen dar bakışlı bir çerçeve.

Türkiye bununla gayretini sürdürecektir. Fanatik Ermeni çevrelerin diğer ülkelerde de fliyetleri olacaktır, Türkiye’ye ziyan vermeye çalışmaya devam edeceklerdir. Bizim Ermeni devletiyle bir problemimiz yoktur. Ortak tarihe, ortak geleceğe imza attık, birlikte yaşadık. 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilere karşı değil, o bölgedeki Ermeni çetelere karşı alınmış önlemlerin sonucudur.

Alınmış soykırım kararlarına bakıldığında, bunun rastgele bir biçimde 1915 olaylarına uyarlanamayacağı ortadadır.

Karar