Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu öğretmenlerin ve atanamayan öğretmenlerin meselelerini dinledi. Atanamayan bayan öğretmen fiyatlı ve kontratlı öğretmenlik uygulamasındaki ‘sıra dışı durumlara’ dikkat çekti. Bir bayan öğretmen fiyatlı öğretmenliği anlatırken, “Veterinerlik mezunu sınıf öğretmeni olarak vazife alıyor. Hemşirelik mezunu matematik öğretmeni, iktisat mezunu okul öncesi öğretmen olarak vazife alıyor, yani çocuklar alması gereken eğitimi fiyatlı öğretmenlikten ötürü alamıyor” dedi. Koronavirüs sürecinde çalışan bayan öğretmen ise 515 öğrencili okulda 82 bireye tablet verildiğini aktararak, “Çocuklarda ne akıllı telefon ne de tablet vardı. Çocuklar eğitime ulaşamadı. Kendi uğraşımızla 13 öğrenciye ulaşabildik” diye vurguladı.

Kılıçdaroğlu, 24 Kasım Öğretmenler Günü hasebiyle atanamayan öğretmenlerle bir ortaya geldi. Çevrimiçi gerçekleşen toplantıda öğretmenler Kılıçdaroğlu’na taleplerini anlattı.

Atama talep eden bayan öğretmen, “Ücretli öğretmenlik, mülakat sonucu, KPSS süreci ve bunun ruhsal tesirleri, özel okullar, 3600 ek gösterge” diye sıkıntılarını sıraladı. Ataması yapılmayan genç erkek öğretmen ise Sayıştay raporlarına atıfta bulunarak, “138 bin öğretmen açığı var. Geçtiğimiz günlerde pandemiden kaynaklı olarak 62 bin de risk kümesinde olan öğretmen bulunuyor. Toplamda 200 binlik acil açık var. Sayın Bakanımıza 62 binlik açığı nasıl kapatacağı sorulduğunda ‘Ücretli öğretmenle’ diye cevap verdi. Biz çok üzüldük. Fiyatlı öğretmenliğin koşulları çok ağır. Aylık 1500 lira ile yarı sigortayla çalıştırıyorlar” diye konuştu.

Öteki bir öğretmen de taban 60 bin atama talep ettiklerini söyleyerek, KPSS imtihanı puanların geçerlilik süresindeki değişikliğe dikkat çekti. Kontratlı öğretmenlerin çalışma şartlarının ‘ağır olduğunu’ kaydeden bayan öğretmen ise “Düşük fiyatlarla, öğrenciyi değil de veliyi kazanmak için çalıştırılıyoruz. Daima işten çıkarılma tehlikesi ile karşı karşıyayız” diye vurguladı.

VETERİNERLİK MEZUN SINIF ÖĞRETMENİ

Bir bayan öğretmen ise alan dışından bireylerin öğretmenlik yaptığını anlatarak, “Veterinerlik mezunu sınıf öğretmeni olarak misyon alıyor. Hemşirelik mezunu matematik öğretmeni, iktisat mezunu okul öncesi öğretmen olarak misyon alıyor, yani çocuklar alması gereken eğitimi fiyatlı öğretmenlikten ötürü alamıyor” dedi.

‘EMEKLİ OLMAYI BEKLEYEN ÖĞRETMENLER’

Öğretmenler şikayetlerini şöyle sıraladı:

-3600 ek gösterge yasasını bütün memurlar bekliyordu. Emekli olmak isteyen öğretmenlerimiz de bunu bekliyor ve daima emekliliklerini erteliyor. Biz de onlar emekli olmadığı için takım bahtımızı erteliyoruz.

-Öğretmenlik gerekli pahası görmüyor. Aslında iki katı kadar alım yapılabilecekken, biz hala 60 bin için bekliyoruz.

-Uzaktan eğitim ile uzaklaşan eğitim diyebiliriz. Bu halde fırsat eşitliğinden bahsedebilir miyiz? 62 bin kronik rahatsızlığı öğretmenin ders verememesini biz ataması yapılmayan öğretmen ile çözebiliriz.

-Çalışın dediler çalıştık, puan almanız gerekiyor dediler puan aldık. Lakin kısıtlı ve adil olmayan kontenjandan ötürü mağdur olmak istemiyoruz.

‘3600 ÇIKSA 100 BİN ÖĞRETMEN EMEKLİ OLACAK’

Öğretmenlerin meselelerini dinleyen Kılıçdaroğlu da birinci öncelik olarak atama bekleyen öğretmenlerin atamasını yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Bu bahiste bizim üstümüze düşen her şeyi yapacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, 3600 ek göstergenin çıkması halinde en az 100 bin öğretmenin emekli olacağını kaydederek, “Şu anda 3600 ek gösterge çıkacak diye emekli olmayan çok sayıda öğretmen var. Bunların içinde benim yakınlarım, arkadaşlarımın yakınları da var. Artık emekli olsalar aldıkları fiyat yarı orada azalıyor” diye konuştu.

‘MALİYE, BAKANLIĞIN ÖNÜNDE ENGEL’

Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın imkanı olsa 60 bin öğretmeni ataması çabucak yapacağını belirten Kılıçdaroğlu, MEB’in önündeki pürüzün Hazine ve Maliye Bakanlığı olduğunu vurguladı. “Kadrolar buradan tahsis ediliyor ve bakanlıklar buradan kullanıyor” diye hatırlatmada bulunan Kılıçdaroğlu, Hazine Bakanlığı’nın mali olarak sıkıntı durumda olduğu için takımları vermediğini ve daha az maliyetli ‘sözleşmeli ve ücretli’ öğretmenliği tercih ettiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu eğitimden tasarruf olmayacağını kaydederek, “Çocuktan tasarruf olmaz, çocuğu eğiteceğiz. Ömür uzunluğu eğitim dediğimiz kavram toplumların gündemi işgal ediyor. Eğitim verilecekse, takımlar var ve bu takımlara da biz öğretmen diyoruz” tabirlerinin altını çizdi.

Köy okullarının açılması gerektiği görüşünde olan Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin gittikleri yerde danışılan insan olduğunu söyledi.

ATAMA YAPMAZLARSA OY VERMEYİN

Kılıçdaroğlu kelamlı imtihan ve güvenlik soruşturması uygulamasının ‘torpilin aracı olduğunu’ vurgularken atama bekleyen öğretmenlerin iktidara bizden oy beklemeyin” demesi gerektiğini şu biçimde lisana getirdi:

“Normali mülakatın kaldırılması. Aslında KPSS imtihanı yapılıyor. Beşerler emek harcıyor. İmtihanı kazanan her öğretmen rahatlıkla atanabilir. Atama bekleyen öğretmenlerin atamasını yapmazsanız, bizden oy beklemeyin. Bu sizi politik olarak güçlü kılar. Potansiyel güç olduğunuzda bütün siyasi partiler sizi dinleyecektir.”

ATANAN ÖĞRETMENLER DE SIKINTILI

Kılıçdaroğlu, koronavirüs sürecinde çalışan öğretmenlerin meselelerini da dinledi. Bir bayan öğretmen 515 öğrencili okulda 82 şahsa tablet verildiğini aktararak, “Çocuklarda ne akıllı telefon ne de tablet vardı. Çocuklar eğitime ulaşamadı. Kendi uğraşımızla 13 öğrenciye ulaşabildik. Bu eğitimde fırsat eşitliğine aykırı” dedi.

Maddi olarak öğretmenlerin desteklenmediğini vurgulayan erkek öğretmen ise, aldıkları teknolojik aygıtlar nedeniyle ek yükün altına girdiklerini söz etti. Öğretmen, “Okullarda internet irtibatı, altyapı problemleri yaşandı. Teknolojik altyapı sağlanamadı” diye konuştu.

‘VELİLER VE ÖĞRETMENLER ÇATIŞACAK BİREYLER HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR’

Özel okullardan çocuklarını almak isteyen velilerin sıkıntılarını aktaran bayan öğretmen, velilerin çocuklarını devlet okuluna aldırmak istemesine karşın nakillerin durdurulduğunun altını çizdi. Öteki bir bayan öğretmen ise “Sanki Öğretmenler Günü kutlama günü değil de problemlerimizi lisana getirme günü olacak üzere geliyor bana. Kutlama filan aklıma gelmiyor, çok fazla değersizleştirildik” diye vurguladı. Öğretmen devletin siyasetleri nedeniyle toplumda “Öğretmen yata yata para kazanıyor” üzere bir algının oluştuğunu kaydederek, “Veliler ile öğretmen dayanışacak bireyler halinden çıkarılıp, çatışacak bireyler haline dönüştürüldü” diye ekledi.

29 yıllık bayan öğretmen ise son 5 yıldır öğretmelerin ‘itibarsızlaştırıldığını’ söyleyerek, “Bu itibarsızlaştırma bizi üzüyor. Mesleğimin en verimli dönemindeyim fakat emekli olmayı düşündüğüm vakitler oluyor. 35 kişilik sınıfımda en fazla 15-16 öğrencim canlı yayına katılabiliyor” diye konuştu.

‘BİR ÖLÇÜ DEZENFEKTAN DIŞINDA BİR ŞEY YOK’

Sinop’un Boyabat ilçesindeki bir okulda çalışan erkek öğretmen ise okullarında 25 öğretmen, 11 öğrencinin koronavirüs testini olumlu çıktığını açıklayarak, 2 öğretmen arkadaşlarını da koronavirüs nedeniyle kaybettiklerini söyledi. İlçelerinde 1830 öğrencinin internet erişimi olmadığını vurgulayan öğretmen, “Okullara ek bütçe tahsis edilmesi konusunda görüşler vardı lakin bir ölçü dezenfektan dışında bir şey yok” dedi.

Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin sıkıntılarını dinledikten sonra şu değerlendirmelerde bulundu:

“Siyaset kurumu üzerine düşeni yapmıyor. Tablet, bilgisayar problemi söz edildi. Biz kendilerine söyledik, davette da bulunduk. Belirli bir tarih itibariyle kuru sabitlerseniz, bütün öğrencilere parti olarak bilgisayar ve tablet sağlayabiliriz.”

‘ÖĞRETMENLER İÇİN FARKLI YASA LAZIM’

“Aynı derslere giren, tıpkı sınıfta tıpkı öğrencilere ders veren öğrencilerin farklı statülerde misyon yapmaları hakikat değil. Bütün öğretmenlerin takımlı ve garantili olması lazım. Öğretmenlik meslek kanunu hazırladık, bütün sendikalara yolladık. Katkılarını bize vermelerini istedik. Öğretmenlik meslek kanunu TBMM Genel Kurulu’nda tartışılırken, bu kanun teklifi olmaz diyen siyasi partilere oy vermeyin. Öğretmenlik başka meslekler üzere değil. Nasıl yargıçlar ve savcılar için farklı yasa varsa, öğretmenler için de farklı yaşanan olması lazım.”

“3600 ek göstergeyi genel konseye indireceğiz, önümüzdeki vakitte. Hiçbir öğretmen yoksulluk sonunun altında maaş almamalı, ay başını nasıl getiririm diye düşünmemeli. Öğretmene yapılacak her katkı, aslında öğrencilere yapılmış katkı demektir.”

“Durumu iyi olan aileler çocuklarına öğretmen tuttular, ek dersler verdiler. Durumu iyi olmayan aileler için eşitsizlik daha da arttı.”

Karar