Ankara’nın tahlil uğraşlarına karşın kırmızı bölgeye savaş gemisi gönderip Atina’nın tehdit lisanına dayanak veren Fransa, tansiyonu yükseltme siyasetine yatırım yapmayı sürdürüyor. Macron’un son atağı Med7 olarak anılan Güney Avrupa Forumu’nu devreye sokmak oldu. Korsika’da düzenlenen Akdeniz bahisli doruğa, Türkiye’yle yakın duran İtalya’yla birlikte İspanya ile Portekiz önderleri, Rum kesiti ve Yunanistan da katıldı.

“YETKİ ALANI BELİRLEMEK HADDİ DEĞİL”

Macron, 24-25 Eylül’deki Avrupa Kurulu toplantısı öncesi Türkiye’ye yaptırım adımları için dayanak talebinde bulundu. “Türkiye’nin faaliyetleri kabul edilemez. Büyük bir devlete yakışmayacak provokasyon var” tezini ortaya attı. Akdeniz’deki kabadayılık siyasetini kullanıp ülkesinde azalan takviyesini artırmayı planlayan Macron’a, Dışişleri’nden sert reaksiyon geldi: Açıklamaları acziyetinin dışa vurumu. Deniz yetki alanı belirlemek haddine değil. 

ATİNA AMBARGO PEŞİNDE 

Elysee Sarayı’ndan aldığı güçle ipleri germeyi sürdüren Kıbrıs Rum Kesiti, Avrupa Konseyi’nde Belarus’a yaptırım gündemine şerh koydu. Rum idaresi öncelikle Türkiye için yaptırımın masaya getirilmesini talep etti. Yeniden tehdide sarılan Yunanistan Başbakanı Miçotakis ise “Türkiye AB tepesine kadar sağduyulu tavır belirlemezse yaptırım dışında seçenek kalmıyor” dedi. 

MEİS’TEN SONRA KARAADA PROVOKASYONU 

Yunanistan Meis Adası’nın akabinde Türkiye’ye yalnızca 1,5 mil uzaklıktaki Karaada’ya da asker çıkardı. TRT’nin aktardığına nazaran Yunan askerleri adadaki birtakım binaları karargaha çevirdi. Karada’daki Yunan askerleri görüntülenirken, askerlerin Meis-Karaada ortası nöbet değişimi yaptıkları da görüldü. Karaada Türkiye’ye yalnızca 1.5 mil uzaklıkta yer alıyor.

MÖSYÖ KRİZE ORTAK ARIYOR

Doğu Akdeniz tansiyonunda diyalog davetlerine kulak tıkayan Atina ve Paris tansiyonu tırmandırıyor. Yunan Başbakan Miçotakis, Türkiye’ye yönelik ‘yaptırımlar dışında seçenek yok’ tezinde bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da ‘Akdeniz Yedilisi’ tepesinde “Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız” dedi. Ankara’dan sert karşılık geldi: Açıklamaları kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumu. Fransa’nın dünyada serbestçe at koşturduğu günler geride kaldı. 

D oğu Akdeniz, karşılıklı navtex ve tatbikat adımlarıyla ısınırken, bu tansiyonu iç siyasette kullanan Fransa ve onun desteklediği Yunanistan ‘masadan uzak’ tutumunu sürdürdü. Ankara’nın diyalog davetlerine kulak tıkayan iki başşehir, tansiyonu daha da tırmandıracak adımlar atıyor. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ele alındığı iki kritik toplantının yapıldığı günde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan dikkat çeken açıklamalar geldi. Türk ve Yunan askeri heyetleri Brüksel’deki NATO Karargâhı’nda ‘Ayrıştırma Usulleri’ni yani muhtemel çatışmayı önleyecek düzenekleri ele alırken, bir kritik toplantı da Fransa’nın Korsika Adası’nda gerçekleşti. Med 7 olarak bilinen Avrupa Birliği Üyesi Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi’ne mesken sahipliği yapan Macron “Türkiye konusunda ortak bir hal belirlenmeli. Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Avrupa’nın ortak bir siyaseti olmalı. Bu hususları yalnızca NATO’ya bırakmamalı. Bu bahislerde Avrupa ülkelerinin güçlü hali olmalı. Türkiye (Doğu Akdeniz) bölgesinde artık bir ortak değil” dedi. Macron, Türkiye’nin Yunanistan’ın “haklı” haklarını inkar ederek Libya hükümeti ile imzaladığı mutabakatların kabul edilemez olduğunu savunarak şunları söyledi: “Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve diğer şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar, Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Erdoğan hükümetinin kabul edilemez davranışları bulunuyor. Kırmızı çizgimiz belirli, AB üyesi her ülkenin egemenliğine hürmet göstermek, milletlerarası hukuka riayet etmek ve tek taraflı her kararı kınamak. İstediğimiz tansiyonun yükselmemesi lakin bu pasif olacağız manasına gelmemeli. Türkiye maksatlarını açıklığa kavuşturması gerekiyor.” Macron, doruğa katılan ülkelerle Türkiye ile tekrar diyalog oluşturmak için neler istenildiğinin belirlenmesi gerektiğini lisana getirerek “Türkiye konusunda yapmaya hazır olduğumuz ve yapmasını istediğimiz şeyleri belirlemeliyiz. Lakin pazarlıksız ön koşullarımız olacak. Avrupa’da bu açık hal ortaya konmalı. Avrupa birlik içinde olmalı” dedi. Fransa’nın konumunun son aylarda sabit olduğu ve bu konumun tansiyonu yükseltmeye yönelik olmadığını savunan Macron “Aylardır Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’deki yayılmacı siyasetleri nedeniyle, Yunanistan’ın ön saflarda olduğu bir bölgede tansiyon çok yükseldi. Fransa, baskı altındaki bölgelerde askeri güçlerini konuşlandırarak Atina’nın en güçlü Avrupalı destekçilerinden biri oldu” argümanında bulundu.

“KİRLİ OYUNLARINI BOZDUK”

Macron’un Korsika’dan verdiği bildirilere Ankara’dan anında reaksiyon geldi. Dışişleri Bakanlığı, Macron’un, Erdoğan’a yönelik kelamlarına ait “Aslında Macron’un açıklamaları kendi acziyetinin ve içinde bulunduğu çaresizliğin dışa vurumudur” değerlendirmesinde bulundu. Açıklamada ‘Fransa’nın tüm dünyada serbestçe at koşturduğu günlerin geride kaldığı’ hatırlatılarak “Dış siyasetteki tüm sinsi planlarını suya düşürdüğümüz, kirli oyunlarını bozduğumuz Macron, iç acısıyla her gün fütursuzca Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırmaktadır” denildi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerine arka niyetle bakılmasına asla müsaade etmeyeceğini vurguladı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise “Macron ‘Sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la’ demiş.  Sömürgecilerin eski ve ahlaksız bir oyunudur bu. Halkları sömürmek içi düzmece sevgi gösterisi sunar ancak vatansever önderleri maksat alırlardı. Macron şunu iyi bilsin, Cumhurbaşkanımızla milletimizi ayıran bir söz baştan çürük bir yaklaşımdır. Türkiye Cumhurbaşkanı, Türkiye’dir” sözlerini kullandı. 

YUNANİSTAN’I ‘DONATIYOR’ 

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis’in, Korsika’da Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmesi öncesinde Yunan Deniz Kuvvetleri için iki Fransız fırkateyninin kiralanmasının masada olduğu söz edildi. Yunan basınının “Fransa’dan ödünç fırkateyn” başlıklarıyla aktardığı haberde, Miçotakis’e yeni fırkateyn satılıncaya kadar 2019’da inşa edilmiş FREMM tipi iki fırkateynin kiralama yoluyla Atina’ya tahsis edilmesinin önerileceği kaydedildi. Yunan medyası görüşmede, Miçotakis’in Yunan hava kuvvetlerini güçlendirmenin yollarını aradığını, Fransa’dan Rafale tipi savaş uçağı alımı, deniz kuvvetlerini için de “Belharra” tipi firkateyn alımının masada olacağı belirtildi. 12’si yeni olmak üzere, toplamda 18 Rafale tipi savaş uçağı ve halihazırda iki firkateynin kiralanması konusunda mutabakata varıldığı ileri sürüldü. 

ATİNA YAPTIRIM KARTINA SARILDI

Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis, başta The Times olmak üzere birçok gazetede yayımlanan bir makale kaleme aldı. Miçotakis, AB doruğuna kadar ‘sağduyulu bir tutum’ benimsememesi halinde AB’nin, Türkiye’ye yaptırımlar dışında bir seçeneği olmadığını tez etti. “Avrupa, jeopolitik gücünü göstermek istiyorsa, saldırgan bir Türkiye’ye taviz vermeyi göze alamaz” tabirlerini kullanan Miçotakis “Meselenin tahlili kolay. Oturur ve görüş ayrılıklarımızı tartışırız ve bir mutabakata varmaya çalışıyoruz. Yapamıyorsak o vakit Memleketler arası Adalet Divanı’na gideriz” tehdidini savurdu. Öte yandan Avrupa Kurulu Lideri Charles Michel’in 27 AB üyesinde Belarus’a yönelik yaptırımların kabulünün hızlandırılması daveti yaparken; Kıbrıs idaresi, misal adımın evvel Türkiye için atılmasını istedi. Rum idaresi, Belarus’tan evvel Ankara’ya karşı birebir siyasetin hayata geçmesini talep etti.

SÖMÜRGECİ ZİHNİYET İÇ İŞLERİMİZE KARIŞAMAZ 

Fransa Cumhurbaşkanı’nın diplomasi hudutlarını aşan tutumuna, Gelecek Partisi başkanı Ahmet Davutoğlu’ndan da sert reaksiyon geldi. Toplumsal medyadaki paylaşımında Macron’u sert tabirlerle amaca koyan Davutoğlu şu tabirleri kullandı: Macron’un Türk demokrasisini ve Türk halkının özgür iradesini yok sayan ve sömürgeci zihni yansıtan küstah açıklamalarını şiddetle kınıyorum. İç ihtilaflarımız ne olursa olsun hepimizin en asli vazifesi ülkemizin ve demokrasimizin onurunu korumaktır. İç işlerimize kimse karışamaz!

Karar