Virüs tedavisinin ardınan yaşadığı zorluğu anlatan Nedim Kulaoğlu, vatandaşları tedbirler konusunda uyardı.

Yakalandığı yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) güçlü bir tedavinin akabinde yenen 48 yaşındaki Nedim Kulaoğlu, “Yoğun bakımda ölmek için yalvarıyorsun lakin ölemiyorsun. ‘Allah’ım canımı al, artık kurtulayım’ diyorsun. Zira nefes alamıyorsun artık. Büsbütün bitmişsin, o açıdan çok güç. Dışarıdaki beşerler bunun bu kadar sıkıntı olduğunu bilse bırak gezmeyi, işe gitmeyi, başlarını dahi camdan dışarı çıkarmazlar.” dedi.

Beyoğlu’nda bir dokuma atölyesinde kat sorumlusu olarak çalışan 48 yaşındaki Kulaoğlu, Covid-19 teşhisi konulduktan sonra yaklaşık 2 aylık kuvvetli tedavinin akabinde sıhhatine kavuştu.

Yaşadığı şiddetli süreci anlatan Kulaoğlu, birinci evvel öksürük şikayeti yaşadığını ve soğuk algınlığına yakalandığını düşündüğünü daha sonra kaslarında dayanılmaz bir ağrı hissetmesi üzerine hastaneye gittiğini ve testler sonucunda koronavirüse yakalandığının tespit edildiğini belirtti.

EVVEL KONUTTA KARANTİNAYA ALINDI LAKIN HASTANEYE KALDIRILDI

Kulaoğlu, birinci evvel hekimlerin tavsiyesi üzerine meskende kendisini karantinaya aldığını ve ilaçlarını kullanmaya başladığını fakat meskende karantinadayken yüksek ateş şikayetinin olması üzerine ambulansla hastaneye kaldırıldığını anlattı.

HASTANEDEKİ DÖRT GÜNÜN AKABINDE AĞIR BAKIMA ALINDI

Hastanede olağan serviste 4 gün yattığını ve durumunun daha da berbata gitmesi üzerine ağır bakıma alındığını kaydeden Kulaoğlu, “Ateşim çok yüksekti, nefes alamama problemim vardı. Ağır bakımda hava hortumunu burnunuza takıyorlar. Hava hortumunu burnundan çıkardılar mı katiyetle nefes alamıyorsun. Bir dakika bile duramıyorsun nefessiz.” dedi.

”ÖLMEK İÇİN YALVARIYORSUN LAKIN ÖLEMİYORSUN”

Kulaoğlu, ağır bakımda tutulduğu sırada, 10’u teneffüs aygıtına bağlı 12 kişinin daha yattığını aktararak, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Yoğun bakımda ağrın var. Muhakkak bir stte tabip, hemşire geliyor ve ondan sonra kimse yok. Yüzde 50 ölmeyi bekliyorsun, yüzde 50 kurtulmayı bekliyorsun. Ölmek için yalvarıyorsun lakin ölemiyorsun. ‘Allah’ım canımı al, artık kurtulayım’ diyorsun. Zira nefes alamıyorsun artık. Büsbütün bitmişsin, o açıdan çok sıkıntı. Dışarıdaki beşerler bunun bu kadar güç olduğunu bilse bırak gezmeyi, işe gitmeyi, başlarını dahi camdan dışarı çıkarmazlar. Bir de 24 stte ne kadar dayanabilirsen 16 st, 18 st yüz üstü yatırıyorlar. Yüz üstü yatmak sahiden çok güç.”

Tedavisi sırasında uyutulmadığı için ağır bakımda yaşayarak çok güç vakitler geçirdiğini söz eden Kulaoğlu, “Adam orada entübe olmuş yatıyor. 5 dakika sonra bakıyorum, çarşafları almışlar, toplamışlar. Adamı götürmüşler, ölmüş.” diye konuştu.

”ÇOCUĞUMU ANAHTAR DELİĞİNDEN İZLEDİM”

Nedim Kulaoğlu, ağır bakımdaki tedavisinin tamamlanmasının akabinde tekrar olağan servise geçtiğini, bir mühlet sonra taburcu edildiğini lakin meskende 14 gün değil, bir ay müddetle karantinada kaldığını lisana getirdi.

Konutta kendisini odaya kapattığını ve yalnızca eşinin maske takarak yemek getirdiğini anlatan Kulaoğlu, şunları kaydetti:

“Küçük çocuğum var 2,5 yaşında. Bir sinema izlemiştim, savaş sineması. Çocuk dolaba saklanıyordu. Annesini ve babasını vurdular. Çocuk dolapta anahtar deliğinden annesinin ve babasının öldüğünü izledi. Ben de motamot çocuğumu anahtar deliğinden izledim. Konutun içerisinde sağa sola gidiyordu. Orada olduğumu katiyen çocuğuma söylemedim. O beni görmedi. Sarılma olmadı. Çocuğuma ‘ben buradayım’ üzere katiyetle bir söz dahi söylemedim. Zira orada olduğumu hissederse, orada olduğumu anlarsa benim yanıma gelmek isteyecek. Kapıyı açmıyorum zati devamlı kapı kilitli duruyordu. Çok sıkıntı bir süreçten geçtim”

KORONAVİRÜS KALICI HASAR BIRAKIYOR MU?

Koronavirüse yakalanmadan evvel alkol kullanmadığı ve sigara içmediği için 5 ile 10 kilometre ortasında koşabildiğini tabir eden Kulaoğlu, artık ise vücudunun yüzde 60’ını kullanabildiğini, iyileşmesine karşın koşmaktan fazla süratli bir biçimde yürümeye başladığında bile nefesinin kesildiğini anlattı.

Hastanede yatarken bütün hayatının gözünün önünden sinema şeridi üzere geçtiğini, daha sonra iyileşip birinci sefer olağan nefes aldığında kendisini tekrar doğmuş üzere hissettiğini lisana getiren Kulaoğlu, ağır bakımda tabiplerin çok güç kaidelerde çalıştığını belirterek, tüm sıhhat çalışanlarına teşekkür etti.

Bu hastalığın dalga geçilebilecek bir hastalık olmadığını kaydeden Kulaoğlu, insanların maske, uzaklık ve paklık hususlarına dikkat etmesi gerektiğini kelamlarına ekledi.

Karar