Külahçıoğlu, AA muhabirine, salgınla uğraş sürecinde tüketicilerin makarnayı hem ekonomik hem de sağlıklı olmasından ötürü çokça tercih ettiğini söyledi.
Türkiye'de birinci vakanın açıklandığı 11 Mart'tan itibaren makarnaya ağır bir talep yaşandığını vurgulayan Külahçıoğlu, “Türkiye'de birinci vakanın açıklanmasının akabinde yaşanan 10 günlük süreçte iç tüketim yüzde 300 arttı. Yılın birinci 6 ayındaki tüketim ise geçen yılın tıpkı periyoduna nazaran yüzde 20 artarak 400 bin tona ulaştı.” dedi.
Külahçıoğlu, yıllık üretim kapasitesi 3 milyon ton olan makarna sanayicilerinin, salgın sürecinde iyi bir performans sergilediğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bir panik ortamı oluşmuştu. Süreci tüketicilere, marketlere iyi bir halde anlattık ve ihracatı öteleyerek iç piyasanın muhtaçlıklarını karşılamaya yöneldik. Bunda da başarılı olduk. Yaklaşık 10-15 günlük süreçte, raflarda eser bulunurluğu yanlışsız seviyeye geldi. Sabah boşalsa da öğlen saatlerinde makarnalar raflardaki noktasını aldı. Bu rahatlamayla tüketiciler de makarnayı rahatlıkla bulabildiler. Dalımızın bu aşamada iyi bir imtihan verdiğine inanıyoruz.”
“MAKARNAYA ULAŞIMDA MEŞAKKAT OLMAZ”
Makarna kolunun her koşula hazırlıklı olduğunun altını çizen Külahçıoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Gerek işçi kalitesi gerekse hijyen mealinde bu çeşit süreçleri nasıl yöneteceğimizi öğrendik. Lojistik, depolama, stok seviyelerinin yanlışsız tutulması manasında çok kıymetli dersler aldık. Perakende dalı ve tüketiciler de daha bilinçli hareket edeceklerdir. İnşallah olmaz lakin önümüzdeki süreçte 2. bir dalga olması durumunda makarnaya ulaşımda ıstırap yaşanmayacağını bugünden ilan edebiliriz.”
Külahçıoğlu, Türk halkının makarna ile adeta “yeniden tanıştığını” tabir ederek, otel, restoran ve kafelerin kapatılmasıyla daralan mesken dışı tüketim pazarının, konut içi tüketimdeki artışla dengelendiğini aktardı.
Yeni olağan periyotla açılan işletmeler ile tüketimin daha da artmasını beklediklerini belirten Külahçıoğlu, “Kişi başı makarna tüketiminde dünya sıralamamızın artacağını öngörüyoruz. Türkiye, şu anda kişi başı 8,1 kilogramlık tüketimle dünyada 11. sırada. Bunun en az 2 sıra üzerine, 9'uncu sıraya yükseleceğimizi varsayım ediyoruz.” diye konuştu.
“YILIN BIRINCI YARISINDA YÜZDE 25 ARTIŞ”
Külahçıoğlu, Türkiye makarna ihracatının, yılın birinci yarısında yüzde 25 artışla 360 milyon doları geçtiği haberini verdi.
Dünyada 160 memlekete makarna ulaştıran ve ihracatı günden güne yükselen Türkiye'nin, buğday gereksiniminin da arttığını aktaran Külahçıoğlu, şunları lisana getirdi:
“Buğdayda hasat haziran ayında başladı. Ölçü ve kalite manasında epey verimli bir yıl olduğunu düşünüyoruz. Uzun vadede bakıldığında, devletimizin makarnalık buğday gereksinimi her yıl artarak devam ediyor. Makarnalık durum buğdayı, bulgurda da kullanılan bir ham unsur. Her iki eserin de iç tüketim ve ihracat rakamları arttığı için uzun vadede ham husus üretimini kesinlikle arttırmamız gerekir. Aksi takdirde artan ihracatı karşılamak için daha fazla ithalat yapmak durumunda kalacağız. Aslında buğday üretimimiz, iç tüketime yerinde fakat ihracatı karşılamak için daha fazla buğdaya gereksinimimiz var.”
Külahçıoğlu, buğday ekim ortamlarının arttırılması gerektiğini vurgulayarak, “Ekilmedik bir karış ziraî meydanın kalmaması yanında bir tavsiyemiz, talebimiz var. Çiftçinin kesinlikle çok cepheli desteklenmesi lazım. Kovid-19 süreci bizlere şunu gösterdi, paranız olsa da sair devletlerden istediğiniz devir eser alamayabiliyorsunuz. Buğday, çok stratejik bir eser. Bunun kıymeti daha da fazla ortaya çıktı. Binaenaleyh bizim bu hususta kesinlikle süratli bir aksiyon almamız lazım.” sözünü kullandı.
Karar
