CHP Umum Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin küme değerli açıklamalar yaptı.Konuşmasında Sakarya'nın Hendek ilçesinde meydana gelen ve 7 kişinin hayatını kaybettiği fabrika patlamasına da değinen Kılıçdaroğlu, fabrika patronlarının patlamadan sonra moral yemeği düzenlemesine de reaksiyon göstererek, “Bir de utanmadan sıkılmadan ziyafeti paylaşıyorlar, sizin yediğiniz insan eti” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle: 

“En büyük dileğimiz huzurlu bir Türkiye, elbette ki farklılıklarımız olacak. Farklılıkları zenginlik olarak görürsek huzurlu yaşayabiliriz. CHP olarak, görüşü, kimliği ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızı kucaklıyor ve sesleniyoruz. Bütün belediye liderleri da birebir felsefeyle harekete ediyoruz.

Sivas ve Başbağlar'da milletvekillerimiz her yıl anma programlarına katılır.

Ormanlarımıza korunması son nokta değerli.

“SİZİN YEDİĞİNİZ İNSAN ETİ”

Geçenlerde Sakarya Hendek'te büyük acılar yaşadık. Havai fişek fabrikasıda patlamada 7 vatandaşımız ömrünü yitirdi.  O kişiler fabrikada niçin çalışıyorlardı, meskenlerine helal ekmek götürmek, kimseye muhtaç olmamak için. Siz tedbir almıyorsunuz, patlamalar oluyor. 7 kişi hayatını kaybetti. Bu fabrika sicili nezih olan bir fabrika değil. 11 yılda 4 münferit patlama oluyor, beşerler yeniden hayatlarını kaybediyorlar. Bu fabrikanın sahibi kimlerden güç alıyorsa fabrikasını her seferinde hiçbir tedbir almadan açıyor. Beşerler ağlıyor, acıları var. Patron tekrar patron. Bir de utanmadan sıkılmadan ziyafeti paylaşıyorlar, sizin yediğiniz insan eti.

Arkadaşlarımız bütün dokümanları topluyor. Hakkı, hukuku ve adaleti kesinlikle sağlayacağız. Birinci gelen raporlar… Fabrikadaki binalar arasında güvenlik arasına uymamış, tüzüğe makul havalandırma sistemi yok. Ruhsatı kim verdi? Havai fişek fabrikasındaki patlama hükûmetin kişisi ne kadar önemsediğini gösteriyor. İnsan hayatı pahalıdır. Sarayın baktığı tek şey ranttır, bu arkadaşların haklarını savunacağız. 

Ortada bir kaza yok, cinayet var. 

“NE KADAR BASINÇ KURARSAN KUR SEN GİDİCİSİN”

Halk TV ve Tele1'e vatandaş doğruları öğrenmesin diye verilen cezalar. Onlar en güçlükle koşullarda özgürlüğün en fazla sınırlandığı bir ortamda, namuslarıyla ve alınteriyle çalışıyorlar. RTÜK cumhuriyet tarihin en büyük cezasını veriyor Halk TV ve Tele1'e. Ne kadar pres kurarsan kur sen gidicisin kardeşim! 

Demirtaş, Osman Kavala neden içeride? Haksız noktaya içerideler. Hadise bir yargılamadan tümüyle çıkmış iktidar dayatmayla içeride tutacaksınız diye. 

Basın İlan Kurumu besleme basına kaynak aktaran bir heyete dönmüş durumda. Buradan Basın İlan Kurumu'nun başkanlarına sesleniyorum; bu tirajları bağımsız bir denetleme konseyine denetlettirin. Saraydan talimat almaları gerekir. 

ATV hakkında 90 bin şikâyet geliyor fakat bir tek evrak bile görüşülmüyor RTÜK'te. RTÜK Lideri görevlendirilmiş eleman. Sen aklını saraya kiraya vermişsin. 

“500 BİN LİRA RÜŞVET ORTAMLARI MERAK ETMEDİN Mİ?”

Baro liderleri hakkında yazı yazmış Yılmaz Özdil. TBMM Başkanlığı Yılmaz Özdil hakkında kabahat duyursunda bulunmuş. TBMM'nin itibarını korumak hepimizin ortak hizmeti, demokrasinin kıblesi burada. Her milletvekilinin ahlaklı olması lazım. Meclis Başkanı'na sormak isterim, 'Bu kadar hassassan 500 bin liralık rüşveti kimin aldığını merak etmedin mi?' İki bakan var.  Ayakkabı kutusunda rüşvet yerler vardı. 

Çiftçi, esnaf güç durumda. HDP'li bir milletvekili arkadaşımız “Son bir buçuk yılda kaç iş tarafı kapandı?” diye sordu. 56 vilayette 90 bin 743 esnaf kepenk kapattı. 100 bin esnaf işsiz kaldı, onların yanında çalışanlar da işsiz kaldı. 

Bir günde Türkiye Cumhuriyeti'nin ödediği nema 277 milyon 610 bin Türk Lirası. Demek ki para var, buraya gidiyor. Londra'daki tefecilere bir gün ödediği getirisi esnafa ödeseler, vatandaş rahat edecek.

Biz bu devlete adaleti getireceğiz. Adalet yalnızca duruşmada değil.

Pahalılık rakamları açıklandı, emekli maaşlarına artırım yapılacak. Londra'daki tefecilere senin boğazından alıp veren bu iktidara oy mu vereceksiniz?

“SARAY SOSYETESİ LALE DEVRİ'Nİ YAŞIYOR”

Yıllardır bayram ikramiyesi bin lira, 1500 lira isteyin. Milyonlarca genç işsizim diyor. Genç bir çocuk, 'Köpek üzere çalışıyorum lakin et yiyemiyorum' diyor; saray sosyetesi Lale Devri'ni yaşıyor. 

Onlar vatandaştan büsbütün kopmuşlar. Bebek mamasına neden alarm takar bir süpermarket. Bebek mamasını kim çalar? Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda. Saray sosyetesi yüzleri kızarmadan IBAN numarası verip 'Bize para verin' diyor. Yediniz de doymadınız mı Allah aşkına? Şehit yakınlarının gazilerinin paralarını yiyenlendir bunlar. Bir AK Partili bayan, “Bu millet size parasını verdi, malını, canını verdi, sen bir huzur veremedin' diyor. Gerçek mu yanlışsız. Sarayda oturanlar ahtapottur. Vantuzlarıyla milletin kanını emiyorlar. Onlardan hesap sormak bu milletin namus vazifesidir. O vantuzları kesmemiz lazım. 

“İHANET VE BÖLÜCÜLÜK PROJESİDİR”

Avukatlar bir baro oluştururlar, kamu hukuksal kişiliğine sahiptir, yani bölünmezler. Baroları parçalamak Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet ve bir bölücülük girişimidir. 

Baro yöneticileri gelip görüş beyan etmek istiyor. Müsaade vermiyorlar. Ancak bir gün evvel avcılıkla ilgili düzenleme yapıyor, dernek liderini çağırıyorlar. Adalet Encümeni, Adaletsiz Komisyonu'na dönüşmüş durumda. 

Teklif sarayda hazırlandı. Adalet Bakanı'ndan, Adalet Bakanlığı'ndan ve barolardan görüş alınmadı

Karar