CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da apartman görevlileriyle bir ortaya geldi. Kılıçdaroğlu,”Apartman vazifelileri, sıkıntınız var mı? Elbette var. Örgütlenin. Bakın sayınıza Türkiye genelinde en az bir milyon şahıssınız. Bir milyon kişi bir ortaya gelip ses çıkardığınızda Türkiye’yi sallarsınız. Bir ortaya gelin. Her yerde sözcünüz olacağım” dedi.

Kılıçdaroğlu Sefaköy Kültür Merkezi’nde düzenlenen 3. Bölge Apartman Vazifelileri Buluşması’na katıldı.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada iktidarın apartman görevlilerin meselelerine kayıtsız kaldığını söyledi. Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini, hiçbir insanın çöp konteynırlarından yiyecek toplamasını, hiçbir bayanın pazar artıklarından bir şeyler toplayıp çocuklarına götürmesini istemediğini söz eden Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Devleti yönetenler sanki bir apartman görevlisinin meskenine gidip bir çay içti mi? Devletin Hazine Bakanı Maliye Bakanı gitti mi? Nasıl yaşıyor bu beşerler. Bu insanların güneş, ağaç, kuş görmeye hakkı yok mu? Hakları var. O vakit neden bu haklarını teslim etmiyoruz. Ben garibin gurebanın sözcüsüyüm. Kim adaletten yana haktan ve hukuktan yana bir eşitsizlikle karşılaşıyorsa bana haber vermesi kafidir. Bunun gayretini yapacağım. Bu çabayı yapmadığımız vakit siyasetçi olarak vazifemizi yapmamış olurum. Şayet ben gözlerime bant çekip yalnızca zirvedekileri görür aşağı milyonları görmezsem, onların yoksulluğunu görmezsem ben de siyasetçi olarak vazifemi yapmamış olurum. Londra’daki tefecilerin meselelerini bilirler, beyefendilerin paşaların meselelerini bilirler sizin sıkıntılarınızı bilmezler. Bir mş alması yetmez 5 farklı yerden mş alırlar, onların meselelerini bilirler, sizin meselelerinizi bilmezler” dedi.

‘HER YERDE SÖZCÜNÜZ OLACAĞIM’

Apartman vazifelilerinin meselelerini vurgu yapan Kemal Kılıçdaroğlu şu halde devam etti:

“Apartman vazifelileri, sıkıntınız var mı? Elbette var. Örgütlenin. Bakın sayınıza Türkiye genelinde en az bir milyon şahıssınız. Bir milyon kişi bir ortaya gelip ses çıkardığınızda Türkiye’yi sallarsınız. Bir ortaya gelin. Dernek kurun, örgütlenin. Temsilcilerinizi seçin. Her yerde sözcünüz olacağım. Gerekirse sizin sözcünüzü Türkiye Büyük Millet Meclisinde kümede kürsüye çıkaracağım. Herkes dinlesin. Sorunu yaşayan sizsiniz. Ben sizin çocuklarınızın da iyi beslenmesini isterim. Uygun okullara gitmesini isterim. Hiçbir eğitim sıkıntısıyla karşılaşmamalarını isterim. Okuyacaklar büyüyecekler bu ülkeye hizmet edecekler. Hiçbir ayrım yapmamak zorundayız. Ayrım yaptığımız vakit toplumu ayrıştırırız. “

‘APARTMAN GÖREVLİLERİNE İŞ BİZ BULDUK’

Kılıçdaroğlu, İzmir sarsıntısında çalıştıkları apartmanları yıkılan apartman görevlilerine iş bulduklarını açıklayarak şöyle dedi:

“İzmir’de bir zelzele yaşadık. Gittim İzmir’e. İzmir’de kimlerle toplantı yaptım çoğunuzun haberi yoktur. Birinci toplantıyı apartman görevlileriyle yaptım. Kardeşim konutları yıkıldı. Bu insanların gidecek yeri yok. Herkes taşınmış bir yere. Bu insanların meskenleri yok. İşlerinden de oldular. Meskeni yıkılan, apartmanı yıkılıp işsiz kalan bütün apartman görevlilerine iş bulduk. Belediye liderlerini huzurunda yaptım toplantıyı. ‘Bu insanlara iş bulacaksınız. Evsiz barksız kalan bireyler onlar. Bir formda bu beşerler geçinecek?’ dedim.”

‘BİR TELEFON KADAR YAKINIM SİZE’

Apartman vazifelilerinin yasal haklarını kullanamadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, sıkıntıları aşmanın yolunun ise birlik olmaktan geçtiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“İzin hakkınızı yeteri kadar kullanabiliyor musunuz? Kıdem tazminatı hakkınızı alabiliyor musunuz? Pek çok hakkınız var. Yasalar bu hakkı vermiş size. Lakin bu hakları alma ya da tanıma konusunda sorun var. Bu sorunu aşmanın yolu birlik olmaktır, ortak ses çıkarmaktır. Apartman yöneticisiyle gerekirse siz değil sizi temsil eden sendika yahut derneğin lideri konuşmalı. Burada bu türlü bir haksızlık yapıyor denmeli. Kıymetli olan arbede yaratmak değil, kıymetli olan sorunun çözülmesine katkıda bulunmaktır. Biz her vakit yanınızdayız. Hiç kaygınız olmasın. Bir telefon kadar yakınım size. Beni ararsınız, büyükşehir belediye liderimizi ararsınız. Benim prensibim şu. Bu ülkede herkesin huzur içinde yaşadığı hoş bir Türkiye’yi inşa etmek. Bir apartmanda bir tane huzursuz insan varsa herkes huzursuzdur. Bunu en iyi siz bilirsiniz. Huzuru kendi ülkemizde kendi apartmanımızda sağlamak zorundayız.”

‘İKTİDARIN BAŞARISI YARATTIĞI İSTİHDAMA BAĞLIDIR’

Türkiye’de yaşanan işsizlik sıkıntısına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Neden istihdam yaratılmıyor? Neden bizim bütün vergilerimiz Londra’daki bir avuç tefeciye gidiyor?” diye sordu. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bir siyasi iktidarın başarısı neye bağlıdır. Yarattığı istihdama bağlıdır. Almanya’da arıyorsunuz çalışacak adam yok. Dışardan işsiz ithal ediyorlar. Bizim gençliğimiz diyor ki, Türkiye’de iş yok, yurt dışına gideceğiz. Niçin Türkiye’de iş yok? Neden istihdam yaratılmıyor? Neden bizim bütün vergilerimiz Londra’daki bir avuç tefeciye gidiyor? Neden milyarlarca doları oraya ödüyoruz biz? Milyarlarca doları bir avuç bireye öderken, bu parayı kim ödüyor? Daima bir arada ödüyoruz sizler de ödüyorsunuz. En ağır yükü bu ülkenin vatandaşı ödüyor. Vergiyi niçin veririz? Devlet yatırım yapsın diye değil mi? Herhalde tefecilere faiz ödesin diye değil. Dolar sabit kalsın düşmesin diye 128 milyar dolar sattılar. Merkez Bankası’nın kasasından. Sordum bu 128 milyar doları kime verdiniz? Emekçiler, memurlar satın almadı. Kim aldı bu 128 milyar doları? Ben yanıtını bilmiyorum. Meclisteki 600 milletvekili de bilmiyor. Sizler aslında hiç bilmiyorsunuz. Münasebetiyle hepimize düşen bir misyon var, düşünmek. Yeni bir siyaset anlayışını bu ülkeye getirmek zorundayız.

Hepinize hürmet duyuyorum. Neden biliyor musunuz alın teri döküyorsunuz. Aldığınız her kuruş ananınızın ak sütü kadar helaldir zira. Konutunuzu su basıyor, nemli fakat şartlarda bile bir sakinin gidip gereksinimini karşılayabiliyorsunuz. Onlar da size minnet borçlu. O denli olmak zorunda. Karşılıklı anlayış içinde meselelerimizi çözmek zorundayız. Unutmayın Ankara’da bir kardeşiniz var. Bizden birisi. Bizi bilen birisi. Bizi savunan birisi. Bizim problemlerimizi lisana getiren birisi. Siz bunu söylediğiniz vakit ben bundan büyük bir gurur duyacağım. Evet bütün apartman vazifelileri benim kardeşim ve ben de onların sözcüsü olmaktan onur duyuyorum.”

Karar