Kariyerine kostüm dizayncısı olarak başlayan lakin birinci senaryosunu 1976’da yazdıktan sonra direktörlüğe yönelen Joel Schumacher birinci sineması “The Incredible Shrinking Woman’ı 1981’de çekti.
Schumacher’i 80’li yılların ankım Hollywood’unda aranan bir direktör haline getiren sinema başrollerini Demi Moore, Rob Lowe, Judd nelson üzere genç yıldızların rol aldığı “St. Elmo’s Fire” oldu.
“LOST BOYS”
Akabinde tekrar genç oyuncuların rol aldığı vampir sineması “Lost Boys” ile bir defa daha hit bir sinemaya imza atan Joel Schumacher 1990’lı yıllarda da sinema üzerine çekecekti. Bu devirden akılda kalan bir gayrı sineması de süratle kült statüsüne ulaşan “Flatliners” oldu.
“A TİME TO KİLL”
Devrin en çok satan müelliflerinden John Grisham’ın “The Client” (“Müşteri”) ve “A Time To Kill” (“Öldürme Zamanı”) isimli romanlarını filme uyarlayan Schumacher o yıllarda gişenin hakimi olarak da tanınmaya başladı.
“FALLİNG DOWN”
Cannes Sinema Festivali’nde gösterilen ve Michael Douglas’ın önüne geleni vurmaya başlayan bir adamı canlandırdığı “Falling Down” (“Sonun Başlangıcı”) 90’lı yıllarda çok ses getiren bir diğer Schumacher sinemasıydı.
“BATMA VE ROBİN”
“Batman” serisinin Tim Burton’dan sonraki direktörü olarak “Batman Forever” ve “Batman & Robin” isimli sinemaları de çeken filmci bu iki sinemayla çok parlak tenkitler almadı fakat sinemalar yerkürede çok izlendiği için yeniden de yapımcıların yüzünü güldürdü.
Andrew Lloyd Webber’in ünlü müzikali “Phantom of the Opera”nın film uyarlamasını yapan Schumacher bir kere daha eleştirmenlerin gazabına uğrasa da sinema üç kolda Oscar’a aday oldu.
Joel Schumacher, 2002 tarihli sineması “Phone Booth”da oynayan Colin Farrell ile birlikte.
20’den çokça film sinemasına imza atan Joel Schumacher beyazperde için en son 2011’de Nicole Kidman ve Nicolas Cage’in başrollerini üstlendiği “Trespass” (“Yakın Tehlike”) isimli sineması çekmiş, Netflix serisi “House of cards”ın da birkaç kısmını yönetmişti.
Uzun devrandır kanser tedavisi gören Schumacher New York’ta hayata veda etti.
Karar
