İktidar Bloku kendi tabanı eridikçe, yeni taktikler deniyor. Seçim Kanunu değiştirerek yeni partilerin seçimlere girmesini engellemek gibi… Seçim etraflarını daraltıp küçük partilerin temsilini kısıtlamak gibi… Meclis’te küme kurma sayısını oldukça üste çekmek gibi…

Ancak bunlar MHP’ye de ziyan verecek niteliktedir, MHP’nin ikna edilmesi zordur.

Aslında seçim sistemiyle oynayarak, seçim sonuçlarının Meclis’e farklı yansıtma uğraşları her vakit geri tepmiştir.

İktidar blokunun çok değerli bir eforu da bir yolunu bularak GÜZEL Parti’yi ‘halletmek’tir.

GÜZEL Parti siyasi hayatımızda belirleyici partilerden biri haline gelmiştir. Bütün kamuoyu araştırmalarında MHP’nin önündedir.

‘ŞEHİRLİ MİLLETÇİLİK’

ÂLÂ Parti sosyolojik bir tabana dayanıyor. Kentli kıymetleri ve demokratik hukuk prensiplerini özümsemiş, şiddet lisanıyla değil, diyalog ve müzakere lisanıyla konuşan bir milliyetçilik anlayışını temsil ediyor.

Siyasi çabada kavram fakirliği hakaret ve öfke kelamlarını tekrarlayıp duran monoton bir konuşma stili yaratır. Tarihçi Akşener’in konuşmalarında ise akademik ve kentli bir kavram zenginliği yanında, hiciv ve nüktelerle ilgi çeken bir üslüp var.

ÂLÂ Parti’nin daha çok “şehirli” seçmende başarılı olması, sosyolojik bir olgudur.

ÂLÂ Parti başarısız olsaydı “Millet İttifakı” bugünkü siyasi gücüne sahip olamazdı.

Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu ortasında itimada dayalı münasebetler şimdiye kadar sarsılmadı. Hatta yeni partilerle de iyi bağlar gelişiyor.

Kimi HDP’lerin dokunulmazlıklarını kaldırma teşebbüsü bu ittifakı bozar mı?

İktidar blokunun odaklandığı mevzu bu.

‘TERÖRİST’ SUÇLAMASI

CHP, bu mevzuda Avrupalı bir toplumsal demokrat parti ne yaparsa onu yapıyor, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkıyor…

İkisi de teröre karşı olan Thatcher ile Blair’in terör örgütü IRA’ya davranışları farklıydı.

Demokrasi, bünyesindeki çoğulculukla çeşitli kanallar yaratıyor. Bu türlü hem teröre karşı faal silahlı gayret, hem demokrasi kanalının açık tutulması, vakit için tahlil getiriyor.

İşte terörü bitirmiş olan İspanya ve İngiltere…

ÂLÂ Parti ise bu hususta farklı bir hassasiyete sahip. Yapılan açıklamalarda bunu görüyoruz. “Evet diyeceğiz” açıklaması da, “dosyaları görmeden karar vermeyiz” biçiminde türel duyarlık yansıtan açıklama da İYİ’ Partiden…

GÜZEL Parti Küme Lideri Prof. İsmail Tatlıoğlu “Önce fezlekelerin ne olduğunu göreceğiz” diyerek evrakları yetkili şuralarda ve milletvekilleriyle görüşeceklerini söyledi.

Nitekim her kızdığına “terörist” suçlaması yapan iktidarın kelamları tüzel data kabul edilemez.

Dahası, soruşturma evresinde iktidarın yargıya talimat vermesini hata olmaktan çıkaran da bu iktidardır! (18 Haziran 2014)

Demokratik dünyada bunun emsali yoktur.

Geçtiğimiz hafta Meclis’e gönderilen dokunulmazlık fezlekeleri de taa Kasım 2014’teki Kobani olaylarıyla ilgilidir. Şimdiye kadar niçin bekletildi?

Numan Kurtulmuş’un da “dokunulmazlıkları kaldırmak tahlil değil” formunda çeşitli açıklamaları oldu. Lakin orada Erdoğan’ın dediği üzere “eller kalkar iner.”

DENENMİŞİ DENEMEK

22 Ocak 1994’te PKK Mardin’de iki köyü basarak çocuklar dahil 20 vatandaşımızı vahşice katletmişti. “Meclis’te PKK’lı istemiyoruz” denilerek 2 Mart’ta DEP’li 6 milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırılmış, “yıldırım gözaltı” süreciyle mahpusa konulmuşlardı.

Hiç iyi sonuç vermedi. Terör güç kaybetmedi, geniş bir propaganda imkanı kazandı. Dünya medyasına husus oldu, parlamentolarda gündem yapıldı, oyları arttı.

Bu büyük kusur görülerek o defter kapatıldı sanıyorduk, tekrar açılıyor!

Evrakında, dünya hukuk etraflarının hak vereceği netlikte terör hareketlerine takviye ispatları dışında, muğlak suçlamalarda dokunulmazlık kaldırmak Türkiye’ye ziyan verir.

“TBMM hepimizin çatısıdır” inancını sarsmak terörün işine fayda.

Karar