ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener partisinin Meclis küme toplantısında konuşuyor.
Akşener’in açıklamaları şöyle:
Sözlerimin başında Gaziantep’te bir üniversite hastanesinin Covid-19 hastalarının tedavi edildiği ağır bakım ünitesinde oksijen aygıtının patlamasıyla çıkan yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Bu hafta Maraş Katliamının yıl dönümü. Yitirdiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. İnsan hafızası unutur ancak kimi şeyler asla unutulmamalıdır. Ülkeyi felaketin eşiğine getiren olaylar asla unutulmamalıdır. Bu olaylara sebep olan süreçler asla unutulmamalıdır. Zira biz arbedelerden yana değiliz.
Siyasi rant için hengame çıkaranlardan artık tiksindik. Nefret ve düşmanlığı karşı biz her daim saygıyı ve dostluğu savunacağız.
Türkiye devleti şahsının mülkü, milleti de marabası zanneden bir idare anlayışının bedelini ödemeye devam ediyor. Kelamın de, kararın da millete ilişkin olduğu demokrasimiz, kendisini ulusal iradenin üstünde gören bir zihniyetin vesayeti altında.
DIŞ SİYASETTEKİ PROBLEMLER
Türk devleti vizyonsuz bir dış siyasetle diplomasiyi ülke önderleriyle kanka muhabbetinden ibaret zanneden bir cehaletin pençesinde her geçen gün prestij kaybettiği karanlık ve sisli bir yolda süratle ilerliyor.
Dış siyaset bir ülkenin ön savunma hakkıdır. Ekonomik coğrafyaya hükmetme yeteneğidir. Çatışmaların silahsız olarak çözümlenmesine imkan verecek gücüdür. Devletin prestejidir. Yalnızca düşmanlara karşı değil, dost ve müttefiklere karşı da ülkenin hak ve hukukunun koruyucusudur.
Sayın Erdoğan’ın ve bilgisiz danışmanlarının elinde Türkiye maalesef egemenlik hakkını kullandığı için cezalandırılmak istenen bir ülke durumuna geldi. Bu bu türlü gitmez. Türkiye bu vizyonsuzluğu daha fazla taşıyamaz. Diplomasideki tehditler slogan atarak bertaraf edilemez. Devlet yönetmek ciddiyet ister. Kurallara nazaran konum almak farklıdır.
Daima uyardık: “Diplomasi kurumsal bir disiplinle yürütülmelidir.” dedik. “Eşi dostu büyükelçi yapmakla bu işler yürümez, işi ehline, liyakatli takımlara bırakın.” dedik. “Büyükelçilik, şahsa sadakatin karşılığında dağıtılacak bir ödül değil, deneyim isteyen, ilim-irfan isteyen değerli bir makamdır.” dedik.
Dinlemediler. Bildiklerini okumaya devam ettiler. Hakikaten, bugün geldiğimiz noktada; Amerika Birleşik Devletleri’nin, S-400’ler nedeniyle aldığı yaptırım kararı, İşte bu vizyonsuzluğun sonucudur. Bizim için ulusal bir sıkıntı olan İdlib’deki müşahede noktalarımızın, iktidar ve küçük ortakları tarafından, sessizce terkedilmiş olması, işte bu beceriksizliğin sonucudur.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimize zulmeden Çin’e, tek bir kelam söyleyememek, işte bu kifayetsizliğin sonucudur. Doruktan tırnağa haklı olduğumuz Doğu Akdeniz’de,
“Sana ne?” diye posta koydukları Avrupa Birliği’nden, arabuluculuk istemek zorunda kalmak, işte bu cehaletin, bu iş bilmezliğin sonucudur.
Ülkemizi yönetenlerin yetersizliğinin sonucu da olsa, GÜZEL Parti olarak, Türkiye’ye yöneltilen her tehdidin, her yaptırımın, her düşmanca adımın karşısındayız. Zira AK Parti iktidarının, haklı olduğumuz bahislerde bile, bizi haksız duruma düşürmeyi becerebilen akılsızlığının faturasının, milletimize ve kurumlarımıza çıkarılmasına göz yumamayız. Darbe meraklısı, vesayetçi Dışişleri Bakanı inanmak istemese de; milletimiz, sandıkta yetkiyi bize verdiği vakit, yönetme sorumluluğunu aslanlar üzere alacağız.
Bütün tekliflerimiz tek önceliği safe sürmek olan iktidarın bir kulağından girdi başka kulağından çıktı. 2001’de en çok ne yaptınız diye size sorsalar tasarruf yaptık olurdu. Hepimiz tasarruf yapmak zorunda kaldık.
Benim de 2021 yıl bütçesinden en büyük beklentim oydu, tasarruf. Millet tasarruf ediyorsa hükümetin de tasarruf etmesi gerekir. 83 milyon tasarruf ederken, hükümetin yaptıklarından vazgeçeceklerini ümit ettim. Hey çizgi, olmadı utanmadılar. 2021 yılı bütçesinin özeti şudur, kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek. Yazıklar olsun hepinize.
Detaylar geliyor…
Karar
