İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul projesi çalışmaları için hakkında açılan soruşturma kapsamında verdiği yazılı tabirde , “Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet siyasetidir.” dedi.
TV 100’de Ahu Özyurt’un sunduğu Sağlı – Sollu programına katılan gazeteci Barış Yarkadaş, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun İçişleri Bakanlığı’na verdiği yazılı sözün ayrıntılarını paylaştı.
“DEVLETİN DEĞİL HÜKÜMETİN PROJESİ”
İmamoğlu’nun sözünde 5993 sayılı Belediye Kanunu’nu hatırlatarak, “Ben Kanal İstanbul’un bu kentin tabiat varlıklarını bozacağına inanıyorum. Tıpkı vakitte misyonum gereği de bunlara karşı yurttaşı uyarıyorum” dedi. Kendisinin afiş asma yetkisi olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Halkı bilgilendirme misyonumu yerine getirdim. Benim bu bilgilendirme misyonum Anayasa ile garanti altına alınmıştır” dedi.
Ayrıyeten İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından kullanılan ve reaksiyon çeken ‘devletin projesi’ sözüne istinaden de, “Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet siyasetidir. Devletin değil AKP’nin siyasetidir” sözünü kullandı.
Barış Yarkadaş’ın açıklamalarına nazaran, İmamoğlu’nun tabirinin ayrıntıları şöyle;
“Ekrem İmamoğlu’nun yasal mühlete nazaran sözü vermesi için müddet yarın doluyor. Lakin Ekrem İmamoğlu bugün İçişleri Bakanlığı müfettişlerine yazılı tabirini gönderdi. Ekrem İmamoğlu yazılı savunmasında 5993 sayısı Belediye Kanunu’nun kendisine verdiği yetkileri hatırlatıyor. ‘5993 sayısı kanunun 38. unsurunun A bendine nazaran benim vazifem belediye halkının huzur, iyilik, sıhhat ve memnunluğu için tedbir almaktır’ diyor.
AFİŞ ASABİLİRİM
‘Aynı kanunun 14. unsurunda belediye kültür ve tabiat varlıkları ile tarihi dokunun ehemmiyet taşıyan yerlerini ve fonksiyonlarını korur’ diyor. Yani diyor ki, ‘Ben Kanal İstanbul’un bu kentin tabiat varlıklarını bozacağına inanıyorum. Birebir vakitte vazifem gereği de bunlara karşı yurttaşı uyarıyorum. Benim üst geçide, alt geçide, değişik yerlere afiş asma yetkim var. Bu afiş asma yetkim de 5216 sayısı kanunla bana verilmiştir. Ve bu kanun uyarınca da bir yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğe nazaran de ismi geçen yerlere afiş asabiliriz’” diyor. Bu yönetim açısından.
Ekrem İmamoğlu savunmasına şöyle başlıyor:
‘Kanal İstanbul bir devlet değil, hükümet siyasetidir. Devletin değil AKP’nin siyasetidir.’
PROJE İÇİN DAVA AÇTIM
‘Ben 20 Aralık 2019 tarihinde İBB Lideri olarak Kanal İstanbul protokolünden çekildim. Belediye olarak bundan çekildik. Yönetim olarak siz bugüne kadar buna itiraz etmediniz. Bu protokolü bozmamızı mahkemeye götürmediniz! Rastgele bir itirazınız olmadığı için de bu katılaşmıştır.
Bu protokolden çekilmekle kalmadım. Birebir vakitte Kanal İstanbul projesinin durdurulması için gittim dava da açtım.’
HALKI BİLGİLENDİRME MİSYONUM YERİNE GETİRDİM
‘Hukuk devleti unsurlarından biri de belirliliktir. Yönetimin tek taraflı süreç yapma üstünlüğüne karşı Anayasamız bireylere bilgi edinme, dinlenilme ve savunma hakkı vermiştir. Ben de bu doğrultuda Kanal İstanbul’un etrafa, tabiata, kente ziyan vereceğini… Yalnızca İstanbul’u değil, bütün Türkiye’yi etkileyeceğini düşündüğüm için. Halkı bilgilendirme misyonumu yerine getirdim. Benim bu bilgilendirme misyonum Anayasa ile teminat altına alınmıştır.’
“DEVLET PROJESİ DEĞİL, HÜKÜMET PROJESİ”
“Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bir anket düzenledik. Bu ankete 606 bin 317 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 64.2’si bu projeye karşı çıktı. O yüzden bu ortaya konulan projenin bir devlet projesi değil, hükümet projesi olduğuna inanıyorum. Devlet siyaseti örneğin; Öbür bir ülkenin içişlerine karışmamaktır. Biz ulusal güvenliğe muhalif bir tavır içine girersek. Bu devletin egemenlik yetkisine halel getirir. Lakin Kanal İstanbul bu kapsamda değil. Esasen bu proje AKP’nin 2023 seçim vaatlerinin ortasındadır, çılgın proje olarak tanımlanmıştır. Hükümetin bir partinin seçim vaadidir. O yüzden bu soruşturmanın hakikat olmadığını ve üzerime atfedilen hataları işlemedim.”
Karar
