İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili soruya, “Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri adayıyken, aday olacağım dedim mi, hayır. İlçe lideriydim, ilçe başkanlığına adayım demedim önerildim. İlçe belediye lideri adayıyken ön seçim istedim. Talebim üzerine ön seçim yapıldı.

Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için benden bir şey duydunuz mu hayır. Genel Liderimiz Sayın Kılıçdaroğlu, ittifakımızın Genel Lideri Sayın Akşener, uygun görmüşler, yanlışsız aday demişler. Ben aday olacağım vakit ‘adayım’ demedim, daima önerildim” sözlerini kullandı.

İmamoğlu, “Yaza daha sağlıklı girmemiz için katiyetle İstanbul’da bayramı da içine alan tam kapanma kararı alınmalı. Biz de belediyede korona nedeniyle 48 çalışanımızı kaybettik” açıklamasını yaptı.

Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

Öncelikle Allah razı olsun. Tabi güç günler. Biz aile büyüğümüzü annemizi Kovid’den değil bir rahatsızlıktan kaybettik. 10 çocuk sahibi bir anneydi. Tüm geçmişlerimize rahmet diliyorum. Ancak tabi bir yandan eşimin rahatsızlığından ötürü cezaneye gidememesi kendisini çok üzdü. Bu Kovid konutumuzda sıkı bir periyot yaşattı hepimizde. Eşim artık iyi. Ancak pandemi sıkıntısı değerli. Ben yaşadım hastalığı gördüm. Bütün ailem negatife döndü.

“TAM KAPANMAYA GEREKSİNİMİMİZ VAR”

Şunu söylemek gerek. Bir kısım açılma süreci bizi de kentimizi de yoruyor. Dün bilim heyetimizle sıkı bir toplantı yaptık. Ne yazık ki yapılan test ve hadise sayısı eşit bir halde devam ediyor. Bugün itibariyle 48 çalışanımızı kaybettik. Bu gösteriyor ki alınan önlemler yetmiyor. Şunu söylemeliyim ki tam kapanmaya gereksinimimiz var. Bilim heyetimiz da 4 hafta tam kapanmaya muhtaçlığımız olduğunu söylüyor.

Bu açıdan bayramı da içerisine alacak formda tam kapanmaya muhtaçlığımız var. Ayrıyeten aşı tereddütü duyuyorum alanda. Bu çok yanlış. Tabi kafidir yetersizdir bu farklı bir tartışma. Bu yetkililerin işi. Lakin sırası gelenleri aşı olmaya davet ediyorum.

Biz tabi Türkiye’nin sayılarıyla ilgili bir yorum yapamayız. Olay sayısının yüzde 40’ı İstanbul’da demek çok inandırıcı gelmiyor bana. Biraz daha aşağı olabilir. Şöyle ki 84 milyon nüfusun 16 milyonu İstanbul’da yaşıyor. Ancak İstanbul koronavirüsü ağır bir formda yaşıyor. 2 gün evvel bulaşıcı hastalıktan ölenlerin sayısı 200’ü aştı. Bugün sanıyorum 160’ı aşacak. Şu anda vefat sayılarının yarısı İstanbul görünüyor.

‘KRİPTO PARA VURGUNU’ YORUMU

Kripto para vurgunuyla ilgili olarak birisi elini kolunu sallaya sallaya bu formda Türkiye’den gidemez.

“1 BUÇUK MİLYON HANEYE DAYANAK VERDİK”

İstanbul ile ilgili 21 buçuk ayı bitirdik. Bu mühlete çok şeyi sığdırdık. Pandemi çok tesirli oldu. Bu açıdan bence harikulâde bir devri yönettik. 1 buçuk milyon haneye dayanak verdik. Birinci kez 65 bine yakın üniversite öğrencisine yıllık 3 bin 200 lira takviye verdik. Bu güç günlerde ağır bir formda gereksinimi olanların yanında olduk.

Şu anda İstanbul ve tüm kentlerin en büyük sorunu yoksulluk. Öte yandan ormanlarla ilgili Hacıosman’daki Atatürk Kent Ormanı’nı neden açmamışlardı bilmiyoruz. Biz geldik ve düzenledik.

110 AT İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

Adalar’daki fayton sorununu tahlile kavuşturduk. Bayrampaşa’daki otogarı apayrı bir hale getirdik.

110 at ile ilgili Lale Mansur hanımefendinin kelamları çok kırıcı çok yanlış. Biz orada hakikaten atlara çok iyi bakıyoruz. Bin 100 atı zulümden kurtardık. 300’ü aşan faytonla ilgili süreci o denli hoş yönettik ki. Tarım Bakanlığı ile bir protokol yapıp Anadolu’ya bedelsiz ve kontrolü de oradaki Tarım Vilayet Müdürlükleri’nin yapması kaydıyla canlı taşıyoruz. Bu hassasiyeti taşıdık. Lakin ne yazık ki Dörtyol’daki olay bizleri çok üzdü. Burada devrettiğimiz için hukuken bir sorumluluğumuz yok.

Dünyada birebir anda 10 metroyu yürüten tek kurumuz. Ayrıyeten 20 ayda metro sınırları ismine çok kıymetli adımlar attık.

İBB’NİN BORÇ YÜKÜ ARTTI MI?

İstanbul’un bütçesinin kamuoyuna bu kadar şeffaf anlatıldığı bir periyot yok. 6 ayda bir kamuoyuna anlatıyorum. 22 ay olacak ve dördüncü sunumumu yapacağım. İBB Meclisi’nde Tevfik Beyin tabiri ise hakikat değil. Biz geldiğimizde İBB’nin 29 milyar lira borcu vardı.

21 ayda biz geldiğimizden beri 4.2 milyar lira iç, 9.2 milyar lira da dış kredi kullanıldı. Biz belediyeyi 6 milyon lirayla devraldık. Birinci gidilen yer de kamu bankasıydı. 21 ayda İBB 9 milyar lira dış borç ödedi. Aldığımız kredi kadar da borç ödedik.

Pandemi kaybı olarak tam 2 buçuk milyar liramız gitti. Bu devirde bütün otobüslerimiz işçimiz çalıştı.

İBB’yi devraldığımızda 2 milyar euro dış kredi borcu vardı. Euro 10 lirayı aştı. Bu borcun 12 milyar liradan fazlası döviz kur farkından geliyor. Bizim finansal tüm sayılarımız bütünüyle şeffaf. Birinci kez İstanbullular kendi parasının nereye harcandığını biliyor.

“SOSYAL YARDIMI 2 BUÇUK KATINA ÇIKARTTIK”

Toplumsal yardımı 2 buçuk katına çıkarttık. Dünyanın en hoş kenti olarak toplumsal yardımı konuşmak ağrıma gidiyor. Biz her 4 haneden birine dokunduk. Bize yağmur üzere talep geliyor. Pandemi süreci bir seferberlik süreci bunu hafifletelim dedik. Ancak İBB Meclisi’nde reddedildi. Hâlâ bkolajda duran 5 milyon TL var. Sayın bakana yalvardım yapmayın dedim. Biz kampanyaya başladığımızda Cumhurbaşkanlığı şimdi kampanyaya başlamamıştı.

“HALK EKMEK DAĞITIMI 1 BUÇUK MİLYONA ÇIKTI”

123 bin konuta süt dağıtıyoruz her ay. Neredeyse 200 bine hakikat giden annelere fiyatsız seyahat yapabilsin diye kart verdik. Öğrenci kartı da Türkiye’nin en ucuz kartı oldu. Pandemi sürecinde sıhhat çalışanlarına fiyatsız seyahat ve park imkânı tanıdık.

Bunlar küçük işler ve küçük akıllar. Halk Ekmek ile ilgili İBB’nin dağıtımı bizden evvel 900 bindi. Biz geldikten sonra 1 buçuk milyon adet ekmeğe çıktı. Keşke İstanbul’un zenginliklerini konuşabilsek. Bunun tek sebebi yoksulluk. Bu ağır talebi görünce artırmak istedik. Bunları konuşmak bile üzücü.

“400 BİNİN ÜZERİNDE İŞ BAŞVURUSU ALDIK”

400 bini aşan insanın iş başvurusu oldu. 16 bin şahsa bölgesel istihdam ofisleri üzerinden iş bulduk. 200 bin başvuruyu bölgesel istihdam ofislerine ilettik.

“GEZİ PARKI’NDA ÖNLEM KARARI KONULDU”

Seyahat Parkı’nın Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne dönemine yönelik karara bizim müracaatımız üzerine önlem kondu. Bu tabi vazgeçildiği manasına gelmiyor. Türel süreç devam ediyor. Galata Kulesi için de bu halde müracaatımız var.

AK PARTİ İSTANBUL VİLAYET LİDERİ İLE NE KONUŞTU?

Buluşmamız nezaket buluşmasıydı. Ben diyalogdan kaçmam. Ben kendisine siz ne yazık ki makûs bir devri devraldınız dedim.

İBB’DE CUMA NAMAZI İLE İLGİLİ FİŞLEME TEZİ

Bu türlü bir şeye müsaade eder miyim, soruştururum. Buradan kimseye ekmek çıkmaz.

“KANAL İSTANBUL BİR SEÇİM PROJESİ”

Biz vazifeye geldiğimizde kazmayı vuracağız deniliyordu. Hâlâ o biçimde duruyor. Ben şunu anlatacağım. Bu bir devlet projesi değil, bir seçim projesi. Devlet projesi olsa süreç farklı olurdu. Sayın Ahmet Davutoğlu bile iyi bir fizibilite ve tesir tahlili yapılmadığını söylüyor. Ekolojik aksiliklerine değiniyor. O periyot nüfus hareketliliği konusunda da net bir rapor yoktu diyor. Genelkurmaya sordunuz mu diye soruyor. Fakat aramamışlar bile. Kanal İstanbul yapılırsa 8 milyon vatandaşın güvenliği ne olacak diye sordum diyor. Tek bir karşılık alamadım diyor. Bu ülkenin 3 yıl boyunca başbakanlığını yapmış bir insan bunu söylüyor.

Sayın Ali Babacan da ÇED raporu dahil kritik raporların tümünün siyaseten hazırlandığını biliyorum diyor. Dün akşam da Sayın Cemal Saydam tabir etti. Marmara ölecek diyor. Beton Kanal işini rafa kaldırın demiyor unutun diyor. Benim üzere bilim insanlarını niçin davet etmediniz diyor.

İstanbul’u yöneten bir Büyükşehir Belediyesi Lideri var. Bir sefer davet ettiniz mi, muhalif düşünen bilim insanlarını bir ortaya getirdiniz mi, bunların sorulması gerek.

“SAZLIDERECE BARAJI YOK OLUR”

Öte yandan kanal üzerinde yapılacak köprülere geçiş garantisi verilecek mi? Bunlar değerli sorular. Sazlıdere Barajını yok ediyorsunuz. İstanbul’un suyunun yüzde 10’nu.

350 milyon metrekarelik bir alanı imara açmaktan bahsediyoruz. Ben motamot şunu diyorum. Bir kişi her şeye karar veremez. Çağırın bizleri konuşalım.

Biz buraya kenti koyacağız diyorlar. Buralar daima tarım alanı. Bu, İstanbul’un şehircilik ismine katliamıdır. Yaşanacak bir kentimiz kalmaz. Fatih Sultan Mehmet’in emanetine ihanet etmiş olursunuz.

Şehircilik Bakanı çıkıp diyor ki, biz lojistik alanlarını ticaret alanlarını iptal ettik konuta çevirdik diyor. Kime sordunuz. Hak hukuk var itirazlar var. Yüzbinlerce insan açıklanan planlara itiraz etti. Yüzbinlerce insan bu işin olmasını istemiyor. Toplumun büyük bir çoğunluğu istemiyor bunu.

Bu proje Türkiye’nin hazinesini ipotek altına alacak bir proje. Biz o bölgede satın alınan yerleri tarım olanı olarak almaya hazırız. O bölgede büyük bir arsa rantı kelam konusu oldu.

“BEN SEÇİMDEN EVVEL ONLARA NAZARAN SİSİ’YDİM”

Seçimde ‘Sisi mi, Binali Yıldırım mı’ diyorlardı. Ben seçimden evvel Sisi’ydim onlara nazaran. Ben o vakit da Ekrem İmamoğlu’ydum, bugün de. O gün bunları diyenler ise bugün Mısır-Türkiye dostluk kümesi kuruyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SORUSUNA KARŞILIK

Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri adayıyken, aday olacağım dedim mi, hayır. İlçe lideriydim, ilçe başkanlığına adayım demedim önerildim. İlçe belediye lideri adayıyken ön seçim istedim. Talebim üzerine ön seçim yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için benden bir şey duydunuz mu hayır. Genel Liderimiz Sayın Kılıçdaroğlu, ittifakımızın Genel Lideri Sayın Akşener, uygun görmüşler, hakikat aday demişler. Ben aday olacağım vakit ‘adayım’ demedim, daima önerildim. Benim şu an derdim bu kadim kent. En başarılı en demokrat belediye lideri olmak ve İstanbul’a hoşluklar katmak istiyorum.

Karar