KARAR

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde arama tarama faaliyeti sonrası intikal halinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ögelerine yapılan taarruzda 3 asker şehit olmuştu. TSK’ya yapılan taarruz sonrası taarruzun ardında hangi örgütün olduğu hakkında ise iktidar cephesinden hala açıklama gelmedi.

Hücum sonrası Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Şehitlerimizin kanları yerde kalmadı, kalmayacak” dedi.

“BU ÖRGÜTÜN DAHA EVVEL DE TSK’YA YÖNELİK ATAKLARI OLMUŞTU”

İdlib’de son vakitte artan akın ve kayıplara ait Karar’a konuşan Medya Günlüğü muharriri Aydın Sezer, atağın gerisinde Türkiye’nin terörist örgütler listesine aldığı IŞİD, EL -Nusra, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) üzere örgütlerin uzantısı olan cihatçı terörist kümelerden birisinin olduğunu belirterek, “İsimlendirmek kıymetli değil. Çünkü şu an İdlib’te isimlerini sayabildiğimiz 20 cihatçı terörist örgüt var. İsimlerini bilmediklerimiz farklı. Daima olarak yeni örgüt isimleri duyuyoruz. Bu hücumda ismi geçen örgütün ‘Ensar Ebu Bekir es Sıddık’ daha evvel de TSK’ya yönelik atakları olmuştu” dedi.

“DETAYLAR VE ÖRGÜT İSMİ KONUSUNDA KARARTMA UYGULANIYOR”

Sezer, hücumun ayrıntıları ve saldırıyı gerçekleştiren örgütün ismi konusunda bir ‘karartma’ uygulandığını düşündüğünü vurgulayarak, şunları söyledi: “Belki bir mahcubiyet kelam konusu. Şayet hakikaten bilinmiyorsa bu aslında başlı başına bir zafiyet konusu. Bu akına ait ayrıntı bilgiler Rus medyasında da yer almadı. Yalnızca MSB’nin açıklamasına yer verildi.”

“ÖRGÜTÜN SİLAHLARA NASIL ULAŞTIĞI ÇOK KIYMETLİ BİR SORU”

Türkiye’nin şu an sergilediği genel yahut bölgeye yönelik dış siyaset stratejisinden kaynaklı bölgede rahatsızlıklar olabileceğini söz eden Sezer, “Malum, Türkiye, 2020 Temmuz ayından beri dış siyasetinde U dönüşü sürecinde. Ayrıyeten, Astana mutabakatları çerçevesinde bölgedeki terör örgütlerine yönelik, ağır silahları toplamak da dahil çeşitli sorumluluklarımız var. Bu silahları toplamak bizim sorumluluğumuzdaydı. Bu örgütün bu silahlara nasıl ulaşabildiği başka ancak çok önemli, çok değerli bir soru” halinde konuştu.

“TERÖRİSTLERİN ARDINDA 3’ÜNCÜ BİR ÜLKE OLABİLİR”

Sezer, Rusya ve Suriye ordusunun İdlib’teki cihatçılara yönelik atakları giderek artırdığını belirterek, şu tabirleri kullandı:

“Son günlerde atakların sıklaştığını görüyoruz. Birliklerimize çok yakın bölgelerde de ataklar gerçekleşiyor. Lakin, bu taarruzlar kapalı gizli taarruzlar değil. Esasen bölgedeki Rus üniteleri resmi açıklamalar da yapıyor. Resmi açıklamamızda son akınlarının terörist gruplarca gerçekleştirildiği belirtildi. Hatta ‘şehitlerimizin kanları yerde kalmadı’ da denildi. Lakin, teröristlerin ardında elbette 3’üncü bir ülke olabilir. ‘Hangi ülke ve saklı servisler olabilir’ sorusu yerine ‘hangi ülke yahut bâtın servisler olmayabilir’ sorusu bence daha mantıklı. Rusya Türkiye’den taahhütlerini yerine getirmesini istiyor ve bunu sıklıkla gündeme getiriyor.”

“BİZ ‘ÇATIŞMASIZLIK BÖLGESİNDE’ ATEŞKESİ KORUMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ”

Sezer, Türkiye’nin İdlib’te bulunmasına ait “TSK’nın İdlib’te bulunması, Astana’da 2017 Mayıs ayındaki toplantılarla gündeme gelen ‘çatışmasızlık bölgesi’ kurulmasıyla ilgili. Biz, İdlib çatışmasızlık bölgesindeki ateşkesi korumakla ve teröristleri, ölçülü silahlı muhaliflerden (o zamanki ismiyle ÖSO) ayırmakla yükümlüyüz. 2018’de Rusya ile imzaladığımız Soçi mutabakatıyla da, teröristlerin elindeki ağır silahları toplamak da dahil olmak üzere, teröristlerin Rus ve Esad birliklerine yönelik hücumlarını önlemek üzere sorumluluklarımız da vardı” dedi.

“TERÖRİST ÖRGÜTLERİ KORUMAK ÜZERE BİR SUÇLAMANIN MUHATABIYIZ”

“Ancak, bilindiği üzere Rusya sık sık bu misyonumuzu yerine getiremediğimize dair açıklamalar yapıyor” diyen Sezer, son olarak 9 Eylül’de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ‘Türkiye’nin bu vazifesi tamamlamaktan çok uzak olduğunu’ vurguladığı açıklamalarını hatırlatarak, “Türkiye’ye yönelik olarak terörist örgütleri korumak ve kollamak üzere bir suçlamanın da muhatabıyız” sözlerini kullandı.

“TEMAS ARAYIŞINDA OLDUĞUMUZ TARAFINDA İŞARETLER VAR”

Sezer, İdlib’teki atağın Afganistan’da gelişen son durumla da ilgisi olabileceğini fakat bunun tek bir neden olduğunu düşünmediğini belirterek, “Türkiye’nin Körfez ülkelerine yönelik açılım eforları, bilhassa Mısır ile yürütülmekte olan müzakerelerin Esad ve Suriye’yi de kapsaması ihtimali bölgedeki teröristleri ve kapalı servisleri endişelendiriyor olabilir. Son günlerde, Suriye’ye yönelik birtakım açıklamalarımıza şahit oluyoruz. Her ne kadar Suriye tarafından yalanlansa da, temas arayışında olduğumuz istikametinde işaretler var” dedi.

Karar