Batı, Doğu Türkistan’daki asimilasyona yaptırım adımlarıyla karşılık verdi. İslam başşehirlerinin Müslümanlara yönelik zulme tepkisizliği ise dikkat çekiyor. Son olarak İran, Çin’le milyar dolarlık mutabakata imza attı.
Türkiye’de yaşayan Uygurlar da Ankara’nın vahşete karşı teşebbüste bulunması için davette bulundu. Burada okudukları, yaşadıkları için yakınları kamplara atılanlar Türklüğün, Müslümanlığın yok edildiğini vurguladı.
‘TÜRKİYE’NİN BİR HAL SERGİLEME VAKTİ GELDİ DE GEÇİYOR’
Üç yıldır ailesinden haber alamayan Cevlan Şirmehmet “Çin’le ticaret yapan Türk şirketlerin zulmü göz önüne getirerek teşebbüste bulunmasını istiyorum” dedi.
Hasta annesine bakmak için Çin’e giden kız kardeşi Mevlüde Hilal’i bir daha göremeyen Medine Nazimi ise “T.C. vatandaşı olmasına karşın kampta tutulanlar diplomatik teşebbüsle kurtarılsın” diye konuştu. “Türkiye’nin zulme karşı duruş sergilemesinin vakti geldi de geçiyor” daveti yaptı.
HİÇ DEĞİLSE ONLARA SAHİP ÇIKIN
Çin’in Doğu Türkistan’daki vahşetine karşı Müslüman ülkelerin başşehirleri sessizliğini korkuken, Batı soykırıma yaptırım atağıyla karşılık verdi. Son olarak İran, Pekin ile 25 yılı kapsayan milyarlarca dolarlık mutabakatlara imza attı.
Türkiye’de yaşayan Uygurlar ise Ankara’nın artık adım atması davetinde bulundu. Zulüm kamplarında tutulan Türk vatandaşlarının diplomatik kanallarla kurtarılmasını isteyen Cevlan Şirmehmet ve Medine Nazimi ekledi: Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergilemesinin vakti geldi de geçiyor.
Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine ve öteki Müslüman azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri uzun vakittir dünya gündeminde. ABD, Kanada, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri Çin’e yönelik yaptırım kararları alırken, şimdiye kadar BM nezdinde Pekin’e karşı yapılan ataklara Müslüman ülkelerin başşehirleri katılmadı.
Muhaliefet Türkiye’nin de bu hususta adım atmaması tenkitlere neden oluyor. Muhalefet hükümeti maddi takviye karşısında Doğu Türkistan’da yaşananların gözardı edildiği suçmasında bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Türkiye vatandaşı Uygurlar ise Türkiye’nin bu zulme artık dur demesini istiyor.
TÜRK CET KÜLTÜRÜ YOK EDİLİYOR
Türkiye’de yaşayan Uygur Türkleri “Orada Türk cet yurdu ve kültürü yok ediliyor, orada insanlık, Türklük, Müslümanlık yok ediliyor” dedi.
Türkiye’de doktora yapan Uygur Türkü Rabigül Hacimuhammed, Doğu Türkistan’daki kamplarda tutulan annesinden 4 yıldır haber alamıyor. Yaptırım kararlarını birinci evvel Türkiye ile Türk ve İslam Cumhuriyetleri’nden beklediklerini söyleyen Rabigül Hacimuhammed “Bugüne kadar net bir adım atılmadı.
Türk ve İslam Cumhuriyetlerinin buna karşı uyanık olmasını, hassas davranmasını, yaptırım uygulamalarını çok isteriz. Şayet yapılmazsa bizim için çok büyük hayal kırıklığı olur. Zira orada insanlık, Türklük, Müslümanlık yok ediliyor. Tutuklu beşerler ortasında Türk pasaportu taşıyan vatandaşlar da var” dedi.
ZULÜM AKIL ALMAZ DERECEDE
Kamplardaki azapların akıl almaz derece olduğunu, orada tutulanların zorla fabrikalarda çalıştırıldığını tabir eden Hacimuhammed şunları anlattı: “Kamplarda 3 milyondan 5 milyona kadar Uygurlar çoğunluk olmak üzere Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar üzere Türk asıllı halklar tutuklu. Kamplarda azap ve zulüm insan aklı almaz derecede.
En son BBC’nin yayınladığı habere nazaran bayanların sistematik tecavüze uğradığını öğrendik. Daima azap yapıldığını öğrendik. Şu anda gündemde olan başka mevzu toplama kamplarında fabrikalar açılmış ve insanları köle personel olarak ağır kurallar altında çalıştırıyorlar. Ben de mağdur yakını olarak annem de orada olduğu için en çok kaygı duyduğum mevzu bu. Mesela ilaçların beşerler üzerinde denendiği anlatılıyor.”
BAKANLIĞA TBMM ‘YE DE BAŞVURDU
İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Cevlan Şirmehmet de 2018 yılından beri Doğu Türkistan’daki ailesi ile irtibat kuramıyor. Türkiye’de okuduğu için annesi, babası ve kardeşi toplama kampına götürülen Şirmehmet’in annesi 2013 yılında Türkiye’ye geldiği için 5 yıllık mahpus cezasına çarptırılarak tekrar kampa götürüldü.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na dilekçe vererek Çin’den ailesi hakkında bilgi alınması için talepte bulunan Şirmehmet, buradan da bir sonuç alamadı.
Dünyaca ünlü markaların Çin ile alakalarını kestiğini, birçok ülkenin Çin’e yaptırım uyguladığını belirten Şirmehmet “Bu cins somut adımların en başta Türkiye’den atılmasını bekliyorduk. Lakin soykırıma, insanlığa karşı cinayete Türkiye’den şimdi resmi somut adım atılmadı. Bunu Türkiye devletinden talep ediyorum; Doğu Türkistan’da insanlığa karşı cinayet işleniyor.
Fabrikalarda Doğu Türkistanlıların kanı ile üretim yapılıyor. Batı ülkeleri oradan eser satın almayacakları ile ilgili yaptırım uyguladı. Birebir hassasiyeti Türkiye’den de bekliyoruz. Türkiye’de Çin ile bağları olan şirketlerin Çin ile ticaret yaparken Doğu Türkistan’daki kardeşlerini göz önüne getirerek bir teşebbüste bulunmasını talep ediyorum” dedi.
TÜRK VATANDAŞLARI DA KAMPLARDA
12 yıldır Türkiye’de yaşayan Medine Nazimi’nin de kız kardeşi Çin’in Doğu Türkistan’daki kamplarında tutuluyor. Nazimi, Türkiye’de yaşayan kardeşinin hastalanan annesine bakmak için Çin’e gittiğini lakin bir daha Türkiye’ye dönemediğini söyledi. 2019 yılından beri kardeşinden haber alamadığını tabir eden Nazimi “Orada 35 milyon insanın hayatı, bir milletin yok oluşu kelam konusuyken Türk cet yurdu ve kültürü yok edilirken Türkiye’nin bu zulme karşı bir duruş sergilemesinin vakti geldi de geçiyor” dedi.
“Ben bu ülkenin onurlu bir vatandaşı ve bir Uygur Türkü olarak başta kız kardeşim Mevlüde Hilal olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmasına karşın o toplama kamplarında tutulan Uygur Türklerinin devletimizin tarafından diplomatik teşebbüslerle kurtarılmasını, ülkesi Türkiye’ye getirilmesini talep ediyorum. Öteki ülkeler kendi vatandaşlarını nasıl o toplama kamplarından çekip aldıysa Türkiye’nin de birebir hassasiyeti göstermesini talep ediyorum. Devletimiz bu zulme karşı halini ortaya koymalı. Kardeşlerine, soydaşlarına sahip çıkmalı.”
‘BAHÇELI 200 YIL ÖNCESINI ANIYOR LAKİN BUGÜNKÜ SOYKIRIMA SESSIZ’
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin Kıbrıs’ta 1821’deki Mora ayaklanmasının 200. yıldönümünü andı. Yaşananın soykırım olduğunu söyleyen bahçeli 40 bine yaın Müslüman Türk’Ün katledildiğini belirtti.
Doğu Türkistan Ulusal Meclis Lideri Seyit Tümtürk ise toplumsal medya hesabı üzerinden Bahçeli’nin açıklamalarını eleştirdi. Tümtürk “Ne acıdır ki sayın Devlet Bahçeli 200 yıl evvelki Mora katliamını acıyla hatırlarken bugün Çin işgalindeki 35 milyon soykırım mağduru Doğu Türkistanlıya karşı susmakta. Ah yetim Doğu Türkistan” tabirlerini kullandı.
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu da Bahçeli’nin Doğu Türkistan’daki zulme sessiz kalmasına reaksiyon göstermişti. “Bize karşı gür çıkan sesiniz Uygur kardeşlerimiz için niçin kesiliyor?” diye sormuştu.
Öte yandan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM İnsan Hakları heyetinin, Doğu Türkistan’da sınırsız erişimle inceleme yapabilmesi için Çin makamları ile “ciddi müzakere” halinde olduklarını bildirdi.
Karar
