HAVA ASAL | KARAR

Tüm dünyayı tesiri altına alan ve ülkemizde de birinci olarak 11 Mart 2020’de görülen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hayatımızdaki tüm normalleri değiştirdi. Gündelik ömür, iş ömrü, okul hayatı en fazla etkilenen alanlardan oldu. Bu süreçte milyonlarca öğrenci uzaktan eğitimle tanıştı. Eğitimi baştan sona değiştiren koronavirüsün tesirleri kalıcı hale gelirken, yüz yüze eğitimin bundan sonra nasıl devam edeceği ise hala muallak…

Yeni periyotta hibrit, etaplı seyreltilmiş ve yüz yüze eğitim modeli tartışılırken, yeni periyotta yeni sıkıntılara karşı nasıl bir yol izleneceğine ait KARAR’a konuşan Eğitim ve İrtibat uzmanı Ece Karaboncuk, hibrit eğitimin kalıcı hale gelerek ‘asenkron eğitim’e dönüşmesi gerektiğini söyledi.

Ece Karaboncuk’un açıklamaları şöyle:

Soru: 2020 Mart ayından beri okullar kapalı ve bu süreçte yeteri kadar toplumsallaşamayan , dışarıda güçlerini atamayan çocuklarda ne cins ruhsal ve ya toplumsal ezalar oluştu? Okullarda yüz yüze eğitimin başlaması ile birlikte ne cins problemlerle karşılaşacağız?

“Bence bu süreçte Türkiye’nin farklı yerlerinde farklı sıkıntılarla karşılaşacağız. Bir kez herkes durumu birebir görmediği için meseleler da farklı olacak. Her bölgede farklı sıkıntılar var. Türkiye o denli bir mozaik ki her kümenin meseleleri farklı. Güya sorun tekmiş ve tahlil de tekmiş üzere davranıyoruz. Ben bu türlü olduğunu düşünmüyorum. Dezavantajlı öğrenciler olarak gördüğümüz öğrenme zorluğu çeken öğrenciler bu devirde avantajlı pozisyona geçtiler. Akran zorbalığı yaşayan ve bu nedenle ahenk ve öğrenme sorunu yaşayan öğrencilerde pandemi sürecinde avantajlı kümeye geçiş yaptı. Örneğin benim disleksi sorunu olan 9 yaşındaki kızım uzaktan eğitimde dezavantajlı kümeden çıktı ve avantajlı bir pozisyona geldi. Yani baskıya, akranları tarafından dışlanmaya maruz kalmadığı için çok daha rahat öğrendi ve kendisini geliştirdi. Yani işler bilakis döndü diyebiliriz.

‘EN ÇOK BİRİNCİ SINIFLAR ŞAŞIRTTI’

Beni en çok şaşırtan şey bu periyotta ilkokul birinci sınıflardaki çocukların çok okuma yazma sorunu olmadı. Okumayı yazmayı öğrenme süreçleri olağan seyrinde gitti. Lakin bu çocukların toplumsallaşma ve duygusal gelişimleri çok geride kaldı. Lakin kentte anaokulundaki çocuk öğretmenine sarılamıyor. Buradaki tek ortak sorun bağlanma sorunu olacaktır.

Okulun açılması bu manada iyi olacak. Ama ben üst kademelerde birçok çocuğumuzun öğrenme manasında sorun yaşadığını düşünmüyorum.

Köyde yaşayan çocuklar pandemiden en az etkilenen küme durumunda. Köy çocukları okullarına gidemedi lakin dışarı çıkabildi. Günlük ömürlerine devam edebildiler. Kentteki çocuklar kadar dört duvar ortasında kalmadılar.”

Soru: Çocukların okullara gönderilip gönderilmemesi konusunda son karar velilere bırakılıyor. Kronik rahatsızlığı olan çocuklar ya da meskende hastası olan aileler çocuklarını okullara göndermeme kararı alabilir. Bu durumdaki çocuklar ne olacak?

“Bir de sınıfın yarısı konutta yarısı okulda olacak bu da çok değişik bir durum. Düşünsenize siz konutta yaşlı olduğu için çocuğunuzu okula göndermiyorsunuz, çocuk sınıftaki arkadaşlarını kameradan görüyor. Bu durum çocuğun gelişiminde önemli kasvetlere neden olur.”

Soru: Hibrit eğitimde neler olacak? Hangi zorluklarla karşılaşacağız?

“Hibrit eğitim modeli de sıkıntı bir şey. Okullar da şaşkın durumda. Sınıfın yarısı var yarısı yok nasıl yapacağım diyor. Kimi sınıflarda akıllı tahta yok. Çocukların okula gidememesinden daha büyük kaos var mı? Çok kasvetler var. Çocuklarımız çok sıkkınlar, tedirginler, bezginler. Bırakın çocukları öğretmenler de o denli. Öğretmenlerin yükü çok ağır. Öğretmenler yüz yüze eğitim mi uzaktan eğitim mi şaşırmış durumdalar. Hangisine nasıl yetişeceklerini şaşırdılar.

Ece Karaboncuk

‘4. SINIFTAN İTİBAREN ASENKRON EĞİTİM YAPILMALI’

Okulların tecrübe noktası olması gerektiğine öğrenmenin ise uzaktan asenkron yapılması gerektiğine inanıyorum. İlkokul 4. sınıftan itibaren çocuklar öğrenme süreçlerini akıllı aygıtlarından asenkron olarak gerçekleştirebilirler. Daha sonra okulda da bunun tecrübesini yaşayıp sosyalleşebilirler. Bu türlü bir eğitim sistemi yaratabilirsek biz bu işten avantajlı çıkabiliriz.

Bence öğretmenin seçilme sürecinden başlayarak pek çok şey değişmeli. Öğretmenler birinci olarak mentörlük hünerlerini, ikincisi soru sorma beceresini, üçüncüsü de danışmanlık maharetlerini geliştirmeleri gerekir. Öğretmenleri buna nazaran yetiştirmek gerekiyor. Türkiye’de kimin öğretmen olacağına yalnızca puanıyla bakıyoruz. Çok fazla eğitim fakültesi var. eğitim kalitesi de son derece düştü. Eğitimdeki meseleler tek değil pek çok meseleyle karşı karşıyayız.”

ASENKRON EĞİTİM NEDİR?

Eğitmen ve öğrencinin farklı yerlerde (uzaktan) ve farklı vakitlerde (asenkron) etkileşime girdiği eğitime “Online banttan eğitim” denir. Online banttan eğitim tıpkı vakitte “Asenkron uzaktan eğitim” eğitim diye de isimlendirilebilir.

ECE KARABONCUK KİMDİR?

Ece Karaboncuk, ODTÜ`de aldığı Fizik eğitiminin akabinde İstanbul Üniversitesi’nde Bağlantı okudu.

Yüksek Lisansını Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde “Eğitim Programları ve Öğretimi” alanında tamamladı.

Hem eğitimci hem de bağlantıcı olarak TV8, CNN Türk ve 360 TV üzere ulusal televizyon kanallarında on yıldan fazla müddet eğitim programları hazırladı ve sundu.

Kurucu ortağı ve editörü olduğu “Eğitim ve Eğitim” platformunda bilhassa öğretmenlerin mesleksel gelişimine dayanak olan referans niteliğindeki canlı yayınlarıyla öğretmen adaylarına eğitim veriyor.

Ece Karaboncuk, tıpkı vakitte İstanbul Kültür Üniversitesi, Medipol Üniversitesi ve İstinye Üniversitesi’nde Öğretim Vazifelisi olarak Eğitim Sosyolojisi, Tesirli Bağlantı, Eleştirel ve Analitik Düşünme, Öğretimi Ferdileştirme ve Uyarlama, Eğitimde Program Geliştirme dersleri vermekte.

Karar