Büyük bir kısmın kaldırılmasına karşı çıktığı hatta AK Parti içinde de tartışmalara neden olan İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik itirazlara bir reaksiyon de Gelecek Partisi'nden geldi.    

Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ, Twitter'dan İstanbul Sözleşmesi'ne gelen reaksiyonları eleştirdi, “Sözleşmeye ahlakilik savıyla karşı çıkanların birden fazla ne yazık ki şurada, burada ortaya çıkan çocuk istismarlarına birebir tepkiyi göstermediler. Kurslarda, yurtlarda ortaya çıkan rezaletlerin kontrat ile hangi ilişkisi var? ” dedi.

Özdağ'ın açıklamaları şöyle:

“Kendi gündemini yaratamayanlar, oburlarının gündemine meze olurlar. Son gündem, İstanbul Mukavelesi. Mukavelenin Türk aile yapısına uygun olmadığını savunanlar karşı duruş sergilerken, bayan haklarına sahip çıktığını söyleyenler savunuyor. Toplumun genelinde gözlenen ayrışma iktidarın içinde de var. Bu daha çok siyasi nedenlerden kaynaklanan bir ayrışma. Bu çevreler, kontratın oluşturduğu türel, oluşturacağı sosyolojik ve kültürel tabanı tartışmak yerine problemin ne kazanır ne kaybederiz cephesi ile ilgileniyorlar.

“BUGÜN İSTANBUL KONTRATI, ÖBÜR GÜN KİM BİLİR NE…”

Kontrattan çekilmezsek oy kaybederiz veya çekilirsek bayanların oyundan oluruz argümanından hangisi öne çıkarsa o kazanacak. Lakin şunu baştan tabir etmekte yarar var, dindar olmaktan çok mutaassıp (din cahili) çevrelere bir kere latifeli kaptırdınız mı bir daha kurtaramazsınız. Dün Ayasofya, bugün İstanbul kontratı, yarın hilafet öbür gün kim bilir ne. Bu çevreler ne İslam’ı biliyor, ne de yaşadıkları dünyanın gerçeğinden haberdar. Bugünü dünün fıkhıyla, hukukuyla yönetmeye kalkmak toplumsal değişmeyi, farklılaşan problemleri görmemektir. 

“LAKİN BU TEK BAŞINA AHLAK OLUŞTURMAZ”

Yanlışsız olan dünün kurumlarını bugüne taşımak değil, İslam’ın ışığını bugüne taşıyarak günümüzün sorunlarına tatbik etmek, günümüzün idrakiyle İslam’ı anlamaktır. Lakin iktidar, genelde toplumsal bilgisizliğe hitap ediyor, İslam’ın doğrularından çok halk İslam’ının kabullerine nazaran siyasetini tanzim ediyor. Bunu yaparken de popülizmini İslam ve ahlaklılık kisvesiyle örtüyor. 

Yasalar sonlar çizse de ahlaklılık bambaşka bir şeydir. Yasa, muhakkak sonlar çizdi diye toplumsal ahlak düzelecek diye bir şey yok. Bununla kanunların sosyolojik tesirleri olmadığını söylemiyorum, tam tersine iyi uygulanan ve toplumsal hassasiyetlerle örtüşen yasalar sosyolojik bir hüviyet kazanarak vakitle kültürleşir, hayatın bir modülü haline gelirler. Lakin, bu tek başına ahlak oluşturmaz. Yasalar tek başına ahlak bozmadığı üzere tek başına toplumu ahlaklı hale de getirmez.

“ÇOCUK İSTİSMARCILARINA TIPKI REAKSIYON GÖSTERMEDİLER!”

Bunu anlamak için İstanbul Kontratı öncesi ve sonrasına bakmak kafi. Öncesinde de bayan cinayetleri, tecavüzler, çocuk tacizleri vardı, bugün de var. Kontrat, yalnızca bayana hukuk karşısında bir güç, hasebiyle bir özgüven kazandırdı. Kontrata ahlakilik teziyle karşı çıkanların birden fazla ne yazık ki şurada burada ortaya çıkan çocuk istismarlarına birebir tepkiyi göstermediler. Kurslarda, yurtlarda ortaya çıkan rezaletlerin kontrat ile hangi teması var?

Olmayan bir ahlakı hiçbir yasa düzeltemeyeceği gibi ahlaklı bir toplum da yasa yahut mukavelelerle kolay kolay ölçülerinden kopmaz. Bir toplumun ahlaki geleceği bir mukaveleye indirgenemez. Din, sadakat duygusu bakımından birinci sırada gelir, hiçbir beşeri yasa dinin insan vicdanında bıraktığı kadar iz bırakamaz.”

NE OLMUŞTU?

Bayana yönelik şiddeti tedbire maksadı taşıyan, Türkiye'nin de imzacısı olduğu İstanbul Kontratı ile ilgili tartışmalar AK Parti içinde de rahatsızlıklara neden olmuştu.

Idare takımında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın da bulunduğu Kadın ve Demokrasi Derneği'nin, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmasının akabinde AK Partili kimi isimler de tartışmalara sert reaksiyon göstermişti.

Bu tartışmalar sırasında Akit müellifi Abdurrahman Dilipak, İstanbul Sözleşmesi'ni savunanlar için 'fahişe' ifadesini kullanmış, yansılar üzere AK Parti Dilipak'a dava açacağını duyurmuştu.

Son olarak İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 10 sayfalık rapor sunan Türkiye Niyet Platformu gelen reaksiyonlar üzerine geri adım atmıştı. 'Mayınlı alana girdiğimizi fark ettik' diyen platformdan yapılan açıklamada 'Herhangi bir halde bu işin bir kesimi olmayacağız zira çok yorulduk, yıprandık, yapacağımız öteki iyi işlere gücümüz kalmıyor' tabirlerine yer verilmişti.

Karar