Giresun’daki sel felaketinin akabinde Dereli’de incelemelerde bulunan Gelecek Partisi heyeti, 10 kişinin hayatının kaybettiği afet ile ilgili rapor hazırladı.  

Tıpkı ilçede 18 yıl evvel de benzeri bir felaketin yaşandığı ama 23 Ağustos’taki çok daha büyük olduğunun vurgulandığı raporda, hükümetten kamuoyunun da aydınlatılması için pek çok sorunun yanıtı istendi.

Gelecek Partisi’nin hazırladığı rapordan ayrıntılar şöyle: 

“Olay yerindeki vatandaşlarımızla konuşarak ve gözlemlerde bulunarak ulaştığımız datalar ve kamuoyunun takdirine sunduğumuz bilgiler şu biçimdedir:

1. 23 Ağustos 2020 Pazar akşamı saat 19.00 civarında, zati meteorolojik olarak beklenen yağışla bir arada, ilçenin üst kısmında birikmiş olan su kütlesi, tutulum yaptığı noktayı patlatarak Dereli ilçemizi basmıştır.

2. Birebir ilçede 18 yıl evvel de bir sel felaketi yaşandı. Bölgede yaşayan vatandaşlarımız bu son felaketin evvelkinden çok daha büyük olduğunu belirtmişlerdir.

3. AFAD, Kızılay, çok sayıda STK, gönüllüler, izci kümeleri, itfaiye grupları, DSİ, jandarma ve polis üniteleri ilçede müdahale ve iyileştirme evrelerinde faaliyette bulunmuşlardır.

4. Karadeniz kıyı yolunu, Şebinkarahisar ve iç kesitlere bağlayan ana yol buradan geçmektedir. Mevcut mahallî kayıpların dışında, sel anında bölgeden transit geçmekte olan ve kaybolan araç ve şahıslar hakkında veri/istatistik konusunda bilgi bulunmamaktadır.

5. Küçük esnaf büsbütün ağır hasar ve ziyan ile karşı karşıyadır. Bölgenin can damarlarından olan fındıkta büyük zayiat yaşanmıştır. Bu tıp ziyanlar için hali hazırda sarsıntı tehlikesi ve konutlar için uygulanan DASK sigorta sistemimizin, sellere bağlı konut ve işyeri hasarlarını da karşılayacak formda genişletilmesi değerlidir. Tıpkı biçimde fındık, çay üzere dünyada önder olduğumuz tarım eserlerinde yaşanabilecek hasarlar için TARSİM sigorta sistemi bölgede kesinlikle herkesin ulaşabileceği biçimde uygulanmalıdır.

6. Menfez yıkılması sonucu jandarma aracımızın kaybolduğu ve şehitler verdiğimiz yolda mühendislik yanlışı olduğundan bahsedilmektedir. Bu yolu kim, hangi tarihte inşa etmiştir? Yolun bölge koşullarına uygun olup olmadığına itiraz etmiş ve onay vermemiş bir Japon firması var mıdır?

7. Çabucak dere yatağının yanında olan ve ağır hasar gören binaların inşaat ruhsatını kim, ne vakit, hangi kaidelerde ve neden vermiştir?

8. Köylerde mahsur kalan vatandaşlarımız vardır. Onlara hava takviyesiyle kumanyalar indirilebilir.

9. Afetler, sonrasında su kirliliği, kolera, tifo üzere ikincil afetlere yol açabilir. Pak su ve kullanma suyu gereksiniminin hemen temin edilmesi gerekmektedir.

10. Bütün canlıların hayat hakkı gözetilmeli. Bu kapsamda tekrar kent planlaması, kentsel dönüşüm ve altyapı çalışmaları bu sefer ülkenin coğrafik özellikleri göz önünde bulundurularak acilen hayata geçirilmelidir.

11. Böylesi büyük bir felaketin tekrar yaşanmaması için dere alanlarını süratli bir halde ıslah etmek gerekiyor. HES’lerden bir an evvel vazgeçerek ülkeyi mümkün doğal afetlere hazır hale getirmek birinci öncelik olmalı.

Gelecek Partisi olarak sormak istiyoruz

1. Kent merkezini harap eden, iki metreye kadar yükselen çamurla bütün dükkanları kullanılmaz hale getiren Dereli felaketi için yetkililer daha evvel tedbir alamaz mıydı?

2. Başta belediye lideri olmak üzere bakanlık da yapmış olan şu anda da AK Parti’de milletvekilliği misyonunu yürüten Nurettin Canikli hiç mi bunları hesap edemedi?

3. Felakete yol açan Dereli’nin üzerindeki köprünün yalnızca beş metre olduğunu ve muhtemel bir taşkında tıkanan derenin kenti yok edeceği nasıl görmezden gelinebildi? İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.

4. Tirebolu-Torul yolunda köprü yapılması gereken yerde yalnızca menfez yaparak yolu bitiren firmanın kim olduğunu merak ediyoruz. 2010 yılında yapılan yolu kontrolör teslim alıp imzalamış mıdır?

“MİLLETİN AKLI İLE DALGA GEÇİYOR”

Giresun’da sel felaketi sonrası eski Şehircilik Bakanı, Lokal Idarelerden Sorumlu Ak Parti Genel Lider Yardımcısı Mehmet Özhaseki akla ziyan bir açıklama yaptı. Güya Giresun’da yaşanan büyük sel felaketinde kendisinin ve partisinin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi… İmar barışının sorumlusu da kendisi değilmiş üzere.

Mehmet Özhaseki’nin sel üzere bir felaketten sonra yaptığı açıklamalar milletin aklıyla dalga geçmekten öte öbür bir mana tabir etmemektedir.”

Karar