Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen İDEF’21 15. Memleketler arası Savunma Sanayii Fuarı Açılış Töreni’nde konuştu. Erdoğan konuşmasında, “Türkiye, savunma endüstrinde geliştirdiği her türlü imkanı ve kabiliyeti dostlarıyla paylaşmaktan memnuniyet duyan bir ülkedir. Biz asla savunma sanayi konusundaki münasebetleri sıradan bir ticari münasebet olarak görmedik, görmüyoruz” sözlerini kullandı.
‘FUARDA YER ALAN ESERLER KAT ETTİĞİMİZ ARALIĞIN İSPATI’
Bölgede ve dünyada barış, istikrar ve inanç ikliminin savunma endüstrinde adil bir istikrarın kurulmasına bağlı olduğunu belirten Erdoğan, “Dünyanın en büyük savunma paktı NATO’nun önde gelen üyesi olarak ulusal savunma sanayimizi geliştirdikçe bölge ve dünya barışına vereceğimiz katkının da artacağına inanıyoruz. Savunma harcamalarımızı ve araştırma geliştirmeye ayırdığımız kaynakları istikrarlı bir halde artırarak bu doğrultuda üzerimize düşenleri yerine getirmenin uğraşı içerisindeyiz.
Fuarımızda ulusal imkanlarda geliştirdiğimiz pek çok eserin yer alması bu hususta kat ettiğimiz aralığın ispatıdır” dedi.
‘SAVUNMA ENDÜSTRİNDE DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ YÜZDE 80’DEN YÜZDE 20 DÜZEYİNE İNDİ’
Erdoğan, “Türk savunma endüstrinin dışa bağımlılığını azaltmak hedefiyle çıktığımız bu yolda hamdolsun çok iyi bir noktaya geldik. Mesela 2002 yılında ülkemizde yalnızca 62 savunma sanayi projesi yürütülüyorken günümüzde bu sayı 750’yi geride bırakmıştır. Bu projelerin bütçeleri de 5,5 milyar dolar seviyesinden 75 milyar doların üzerine çıkmıştır. Dalda fliyet gösteren firma sayımız da 56’dan bin 500’e ulaşmıştır. Firmaların yıllık ciroları 1 milyar dolardan 11 milyar dolara kadar yükselmiştir. Savunma endüstrimiz artık dünyada birinci 100 listesine giren ana yüklenicileri, gelişmiş kabiliyetlere sahip alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, üniversiteleri sayesinde geniş bir yelpazede kendi özgün eserlerine sahip hale geldi. Tüm bu çabaların sonucunda savunma endüstrinde dışa bağımlılığımızı yüzde 80’ler düzeyinden yüzde 20’ler düzeyine indirmeyi başardık” diye konuştu.
‘İNSANSIZ HAVA ARAÇLARININ SATIŞINDA DÜNYANIN BİRİNCİ 3-4 ÜLKESĞİ ARASINDAYIZ’
“Daha evvel 250 milyon doları bile bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sonunu geride bıraktı” diyen Erdoğan kelamlarına şu biçimde devam etti:
“Bu muvaffakiyetin gerisindeki ögelerden biri de kesimin araştırma geliştirmeye ayırdığı bütçenin 49 milyon dolardan 1,5 milyar doların üzerine çıkmış olmasıdır. Kara, hava ve deniz eserlerinde ulaştığımız düzeyin sembollerinin başında insansız hava araçlarımız geliyor. Bilhassa muvaffakiyetini alanda bilfiil ispat etmiş olan silahlı insansız hava araçlarının tasarımı, üretimi ve satışında dünyanın birinci 3-4 ülkesi ortasında yer alıyoruz” tabirlerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasının devamında şu tabirlere yer verdi:
“Geçmişinde sömürge, katliam, soykırım, işgal izi bulunmayan bir millet olarak gittiğimiz her yerde dostlarımıza göğsümüzü gererek tüm kalbimizle ve samimiyetimizle birlikte kazanmayı teklif ediyoruz. Bu teklifi Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da olduğu üzere Kuzey Afrika’da da yapıyoruz, Güney Amerika’da da yapıyoruz, Güney Asya’da da yapıyoruz. Biz asla sonlarından binlerce, on binlerce kilometre ötede, güya terörle gayret ismi altında sivil demeden, saf demeden insanların başına bomba yağdıranlardan olmadık, olmayacağız. Hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi kavramlarını en süfli, siyasi ve ekonomik çıkarlarının kılıfı haline büründürenlerle hiçbir vakit birebir çizgiye gelmedik, gelmeyeceğiz. Bir damla petrolü, bir damla kandan daha kıymetli gören zihniyetin bizim kıymet, toplum ve devlet dünyamızda zerre kadar karşılığı yoktur.
‘DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR TABİRİNİ HER HADİSE BİR KERE DAHA TEYİT EDİYOR’
Global teknoloji firmalarının terör örgütleri karşısında sergilediği ikili standart ve iki yüzlü tavır bile tek başına niye her alanda güçlü olmamız gerektiğini göstermeye kafidir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’ndaki çarpık yapıyı anlatmak için yıllardır lisana getirdiğimiz ‘Dünya beşten büyüktür.’ sözünün haklılığını yaşadığımız her hadise bir sefer daha teyit ediyor. Lafa geldiğinde büsbütün kar-zarar hesabı üzerinde yürüdüğü sav edilen ekonomik araçların, yeri geldiğinde nasıl siyasi ve ideolojik güce hizmet eden birer silaha dönüştürüldüğünü şahsen yaşayarak görüyoruz. Savunma sanayi de işte bu çarpık global nizamın en kıymetli araçlarından biridir. İDEF 2021’de gördüğümüz şu hoş görüntüyü, bu çarpık global sistemi değiştirme yolunda daima birlikte kat ettiğimiz aralığın remzi olarak değerlendiriyorum.“
Karar
