BİLGEHAN UÇAK
Armani’nin içerde rastgele bir kadrosu yenmesi sürpriz sayılamaz, Armani çok güçlü bir ekip fakat Jasikevicius’un milyon eurolara kurulan Barcelona’sı soru işaretleri yaratmaya devam ediyor. İki maçı uzatmada, bir maçı son topta kazanmışlardı. Bana nazaran, dünya çapında bir basketbolculuk mesleğinin üstüne Zalgiris’te coach olarak çok başarılı iki dönem inşa eden Jasikevicius’a Barcelona bir vücut büyük geldi. Elindeki takım, “yaparak” başarılı olabilir.
Geçen dönemin Efes’i üzere. Meğer, Jasikevicius, bu kadroyu kolej grubu üzere oynatmaya çalışıyor. Atmaktan çok attırmamayı önceliyor. Bu türlü olunca da bir türlü istenen dominasyonu sağlayamıyorlar. Koskoca Barcelona, hiçbir maçı üç üçlük isabetiyle kapatamaz.
Bu, kabul edilebilir değil. Yalnızca Davies, Smith ve Mirotiç’in fizik üstünlüğüyle içerden oynayarak Final Four’u sıkıntı görürler. Takım bu kadar iyi olmasa göremeyecekleri kesin. İsabet kısmı bir yana, son döneme girerken yalnızca on atış denemişlerdi ki bu da “iç-dış dengesinin” nasıl kurulamadığını gösteren bir istatistik. Maalesef, Saras, gösterdiği performansla Pesiç’i aratıyor.
İngilizce’de “overrated” diye bir kavram vardır, Türkçe’ye “abartılmış” diye çevirebiliriz. Bu tip coachlardan biri de CSKA’nın başındaki Itoudis bence. Fenerbahçe karşısında aradığı beşi maç boyunca bir türlü bulamadı. Fenerbahçe ise artık alışık olduğu formda Moskova’dan galibiyetle çıktı. Başrolde Nando de Colo vardı. Lakin kadro olarak çok yüzdeli üçlük atmaları da sanırım maçın bütün kırılma anlarının Fenerbahçe tarafında kalmasına yol açtı. Maç ne vakit 4 sayıya düşse, biri sorumluluk alarak CSKA’nın eşitliği yakalamasına fırsat vermedi. Djordjevic için hayati bir galibiyetti. Güç fikstürdeki yenilgiler serisine iyi bir deplasman galibiyeti eklemiş oldu.
Efes’te kaos devam ediyor. Bir türlü beklenen performansı gösteremiyorlar. Shane Larkin, çok etkisiz bir dönem geçiriyor. Bu maçı 14 sayıyla kapatsa da alışkın olduğumuz maçlarının çok gerisinde. Kadro olarak da geçen iki dönemdeki “winner” grubun yerinde yeller estiğini görüyoruz. Sertaç’ın yeri bir türlü doldurulamadı. Dunston da sakat olunca iş Pleiss’a kaldı. Pleiss, maçta Efes ismine en tesirli isim olsa da Ergin Ataman’ın hemen bir formül bulması gerekiyor. Eski Maccabili Bryant’ın NBA’den alınması da şu an için deva olmamış durumda. Efes, önemli bir türbülansta. Lakin buradan çıkacak deneyimi, gücü ve takım derinliği var.
Kızılyıldız, dönemin en flaş galibiyetlerinden birine imza attı. Nedoviç’in oynamadığı maçta Panathinaikos’u 48 sayıda tutarak 33 sayı farkla yendiler. Fransız ekipleri ise “momentum” arayışlarını olanca berraklığıyla gösterdiler. Asvel, momentumu yakalayana kadar Unics Kazan’ın gerisindeydi. Sonra, Jones ve Lighty ile zafere ulaştılar. Seri, devam etti onlar için. Maçın sonlarında Kazan’a yakalansalar da maçı kazanmayı bildiler.
En nihayetinde, kazanmak da kaybetmek üzere bir alışkanlıktır.
Monaco, istikrarsız performansına devam ediyor. Birinci dönemi 10 sayı önde kapattıkları maçta, üstelik 27 sayı atmışlardı, Olympiakos’a 20 sayı farkla yenildiler. EuroLeague’de yalnızca atletizmle bir yere gelmek çok güç. Kaos basketbolu, Olympiakos’un ne yaptığını bilen sistem basketbolu karşısında kaybetti.
Real Madrid ise Guerschon Yabusele’nin önderliğinde Münih deplasmanında Bayern’i yenerek haftayı en kârlı kapatan kulüplerden biri oldu. Değinmek istediğim son iki kadro ise artık mağlubiyetleri kanıksayan Baskonia ve Zalgiris Kaunas. Baskonia, meskeninde Maccabi’ye kaybederken yeniden 70 sayıyı bulamadı. Bu performans, EuroLeague düzeyinin çok uzağında. Maccabi, uzunları Zizic ve Reynolds’la bu maçı kazanırken bu iki oyuncudan toplam 42 verimlilik puanı aldı.
Gelelim, Zalgiris Kaunas’a. Zalgiris, kendi konutunda Alba Berlin’e de yenilerek sekizde sıfır yaptı. İli maçının akabinde Schiller’in yerine misyona getirilen Zdovc da ekibin başında çıktığı yedi maçı kaybetti. Alba maçında bir sefer olsun öne bile geçemediler. Bu türlü devam edeceklerse seneye EuroLeague’in dışında kalabilirler. Sekizde sıfır nedir arkadaş? Ey Litvanya, tıklım tıklım tribünler önünde bu oyun ve skorlar yakışıyor mu size?
Zalgiris kapatılsın, çocuk parkı yapılsın.
Karar
