SEDA ÇAKIR | KARAR

30 Ekim Cuma günü saat 14.51’de, Ege Denizi Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen ve Ege Bölgesi genelinde hissedilen sarsıntı İzmir’de yakıcı kayıp ve hasara neden oldu. 114 kişi hayatını kaybetti, binden fazla kişi de yaralandı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi de İzmir sarsıntısıyla ilgili hazırladığı afet raporunu yayımladı. ‘Bütçenin önceliği afet idaresi olmalıdır’ denilen raporda, bu sarsıntı ile Türkiye’nin afetlere gereğince hazır olmadığı, afet öncesi, afet anı ve sonrasına ait kurumsal, yasal ve uygulama problemleri ve eksiklikler bulunduğu gerçeğinin bir kere daha görüldüğü vurgulandı. 

DEVA Partisi olarak afet idaresi konusunda tespit edilen sorunlar ve tahlil tekliflerine ait açıklama yapan Mahallî İdareler ve Şehircilik Siyasetleri Lideri Mehmet Emin Ekmen, “Afet sırasında müdahale ve afet sonrası iyileştirme çalışmalarında yetersizdir. Afet sonrası en acil muhtaçlığın çadır, battaniye ve besin olduğu göz önüne alındığında, AFAD’ın birinci davetinin battaniye ve besin yardım talebi olması sarsıntıya hazırlıksız yakalanıldığını göstermesi açısından bu yetersizliğin en çarpıcı ve vahim örneğidir. Bu yetersizliğin bir sistem sorunu olduğu açıktır. Meğer afetlere hazırlık ve afet idaresi, devletin öncelikli gündemi olmalıdır” dedi.

“‘KATİL BİNA’YI YAPAN KADAR…”

Sarsıntıda, birtakım sitelerin yan yana bloklarından bazılarının yıkıldığı imgeleri işaret edenMehmet Emin Ekmen, “Bir zelzelede yan yana inşa edilmiş iki binadan biri yıkılırken oburu ayakta kalıyorsa, ortada “katil bir bina” var demektir. Bu katil binayı yapan kadar, yapana göz yuman düzenek da bu sonuçtan sorumludur” diyerek kelamlarına şöyle devam etti:

“İMAR KONTROLLERİ ŞEFFAF OLMALI”

“Afetler konusuna, kalkınma siyasetleri içerisinde daha fazla yer verilmeli ve ziyanların azaltılması için gereken kaynak ayrılmalıdır. Kaynak idaresinde afet idaresinden daha acil ve önemli bir husus yoktur. Afetlere dair mevzuat bütünleşik bir biçimde düşünülmeli ve risk idaresi prensiplerine nazaran yenilenmelidir. İmarla ilgili idari ve yargı kontrolleri faal soruşturma ve cezalandırma sistemlerine kavuşturulmalı; yasalar ve cezaların infazına dair düzenlemeler, fiili olarak cezasızlık siyaseti halinde sonuçlanacak kararlardan ayıklanmalıdır.

“YEREL İDARELERİN SÜRATLİ REAKSİYON VERMELERİ KOLAYLAŞTIRILMALI”

Mahallî idareler, afet idaresinin tüm safhalarında sorumluluk paydaşı olmalı; mahallî idarelerin yönetim maharetleri ve kapasiteleri, süratli reaksiyon vermelerini kolaylaştıracak biçimde güçlendirilmelidir. Belediyelere, Afet Tehlike Haritalarının ve mikrobölgeleme haritalarının hazırlanmasına yönelik çalışma yapma yükümlülüğü getirilmelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne ahenk emeliyle yapılan mevzuat değişiklikleriyle ortaya çıkan belirsizlik ve kaos ortadan kaldırılmalıdır.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM RANTA NAZARAN DEĞİL…”

Kentsel dönüşüm projeleri ranta nazaran değil, afet risklerini dikkate alarak, vatandaşın faydasına nazaran tesis edilmelidir. Mevcut yapı stokunu güçlendirecek sermaye yetersizliğine tahlil üretilmelidir.

İmar barışından yararlanan yapılar acilen takip ve tetkik edilmelidir. Yapı materyallerinin üretim ve uygulamasına dair önemli kontroller yapılmalı, hiç kimse kayırılmamalı, usulsüzlük yapan herkes cezalandırılmalıdır.

Yapı müteahhitliği mesleğinin icra edilebilmesi için bir standart ve lisanslama getirilmelidir.
Eğitim programları, müdahale idaresi, sosyo-ekonomik iyileştirme stratejilerini içeren Afet Risk Azaltma Planları acilen hazırlanmalıdır. 

“MESLEK ODALARI SÜREÇLERE DAHİL EDİLMELİ”

Meslek odalarının mevzuat hazırlama, uygulama ve karar alma düzeneklerine iştiraki sağlanmalıdır. Toplumun afet şuuru yükseltilmeli; ülke genelinde büyük bir dayanışma gösteren STK’ların ve vatandaşlarımızın afet anında yaptıkları yardım ve kurtarma faaliyetlerine ait kapasite ve maharet geliştirmelerine yönelik özel bir program uygulanmalıdır.”

Karar