DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Mustafa Yeneroğlu, 28 Şubat darbesinin yıldönümü nedeniyle yazılı açıklama yayımladı. “Tek Tipçi ve Baskıcı 28 Şubat Zihniyeti Bugün De İktidardadır” başlığı ile yayımlanan açıklamada, 28 Şubat sürecinin Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olduğu belirtildi. Yeneroğlu, bu süreçte toplumun mütedeyyin kesitinin ötekileştirildiğini, on binlerce kamu vazifelisi hakkında soruşturma ve disiplin cezası süreçleri yürütüldüğünü, binlerce asker ve kamu vazifelisi hukuksuz bir biçimde vazifesinden uzaklaştırıldığını, irtica fişlemeleri yapıldığını, vakıfların kapatıldığını ve binlerce yayının toplatıldığını söyledi.

“DİNDARLAR TEHDİT OLARAK GÖRÜLDÜ”

Yeneroğlu, dindarların ve dindar hayat biçiminin ‘rejim’ açısından bir tehdit olarak görüldüğünü belirterek, şunları söyledi: “Başörtülü öğrencilere hiçbir kademede eğitim alma imkânı verilmemiş, diploma gerektiren mesleklerde çalışmaları engellenmiştir. İmam hatip ortaokulları kapatılmış, burada tahsil gören öğrenciler adeta vebalı muamelesine tâbi tutulmuştur. O denli ki İmam Hatip Lisesi mezunlarının üniversitede İlahiyat Kısmı dışındaki kısımlara yerleşmelerini engellemek üzere mezunlarına öteki lise mezunlarından farklı katsayı uygulaması getirilmiştir. Böylelikle potansiyel hatalı olarak görülen muhafazakâr ve mütedeyyin kimselerin üniversitede okumaları ve sonrasında kamu takımlarına girmelerinin önlenmesi amaçlanmıştır.”

“HÜKÜMET İSTİFA ETMEK ZORUNDA BIRAKILMIŞTIR”

28 Şubat MGK kararları sonrasında başlayan süreçle, demokratik yollarla seçilmiş hükümet üzerindeki baskının daima astırıldığını söz eden Yeneroğlu, “‘İrticayla mücadele’ ismi altında bürokrasi, asker, yargı, medya, sermaye kümeleri ve kimi muhalefet partilerinin koalisyonuyla hükümet istifa etmek zorunda bırakılmıştır. Rejimin bekasını müdafaa mazeretiyle bir ortaya gelen bu ittifak, antidemokratik yollarla tek tip bir toplum yaratmak istemiştir. 28 Şubat sürecinde demokrasi derin bir yara almış, laik tertibin kelamda korunması makyajı altında otoriter bir rejim oluşturulmuş, her alanda anayasal hak ve özgürlükler kısıtlanmıştır” dedi.

“28 ŞUBAT AK PARTİ’Yİ DOĞURDU”

28 Şubat devrinin otoriter yapısının bir reaksiyon olarak AK Parti’yi doğurduğunu söyleyen Yeneroğlu, “Ve onu, bu reaksiyonun bir tezahürü olarak tek başına iktidara getirmiştir. AK Parti’nin 19. yılına ulaşan uzun iktidar periyodunda, 28 Şubat sürecinde mevzuata işlenen ve dindarları amaç alan düzenlemelerin çabucak hemen tamamının ilga edildiği açıktır. Lakin ne yazık ki demokratikleşme ve hukuk devletinin yerleşmesi sağlanamamış, son yıllarda hızlanan bir biçimde demokrasiden uzaklaşılmıştır” tabirlerini kullandı.

“MAĞDURLARIN TEMSİLCİSİ İKTİDAR GÜNÜMÜZÜN MAĞRURU DURUMUNA GELMİŞTİR”

“Kendisini 28 Şubat’ın ‘mağdurlarının’ temsilcisi olarak gören iktidar, maalesef bugün gelinen noktada günümüzün ‘mağruru’ durumuna gelmiştir” diyen Yeneroğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “28 Şubat sürecinde ‘rejimin bekası’ ismi altında seçilmiş iktidara ve dindarlara baskı uygulanırken bugün de ‘devletin bekası’ ismi altında seçilmiş muhalefete ve siyasi iktidarla kendisini birebir çizgide görmeyen herkese en ağır baskılar uygulanmaktadır. 28 Şubat’ın en acılı günlerinde darbecilere alkış tutan MHP ve Doğu Perinçek ile birlikte bugün Tayyip Erdoğan, 28 Şubat’ın tek tipçi anlayışı ile kendi ‘makbul vatandaşlık’ kriterlerini 84 milyona dikte etmektedir. 28 Şubat zihniyeti, o devrin kudretlilerinin dahi tahayyül edemeyeceği derecede bugün mevcut iktidar tarafından temsil edilmektedir.”

“DAYATMACI ZİHNİYET İNSANLARI MAĞDUR ETMEYE DEVAM ETMEKTEDİR”

Yeneroğlu, hukuk devletinin ve temel hakların adım adım yok edildiğini belirterek, “Popülist ve dayatmacı zihniyet toplumun farklı kesitlerinden insanları mağdur etmeye devam etmektedir. 28 Şubat periyodundaki toptancı yaklaşımın birebir biçimiyle ve misal formüllerle toplumun birçok kesiti ötekileştirilmiş ve fişlenmiştir. FETÖ’ye karşı yürütülen haklı çaba araçsallaştırılmış, cadı avına dönüştürülmüştür. Bir milyondan fazla insan hakkında terör örgütü üyeliği gerekçesiyle soruşturma ve kovuşturmalar açılmış, on binlerce insan siyasi dayatmalarla yargılanmış, sayısız insan haksız bir biçimde cezaevinde tutulmaktadır” dedi.

“TOPLUMSAL HUZURSUZLUĞU ARTIRIYOR”

Yeneroğlu, açıklamasını şöyle sonlandırdı: “İktidar partisinin şuurlu olarak sürdürdüğü toplumsal kutuplaşma stratejisinin kendi partisi lehine işlediği üzere görünse dahi toplumu bölmekte ve insanların birbirine karşı olumsuz hisler beslemesine sebep olmaktadır. Kimlikçi bir popülizmle tırmandırılan bu süreç, demokratik kültürü maksat alarak toplumsal huzursuzluğu artırmaktadır.

“BASKICI İDAREYE SON VERECEĞİZ”

DEVA Partisi olarak bu sorumsuz keyfi idareye son verecek, temel haklar önündeki manileri kaldıracak, kanun önünde eşitlik prensibinin tam olarak hayata geçmesini sağlayacağız. Şeffaf, eşitlikçi, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasi anlayışıyla herkes için yaşanabilir, huzur veren bir Türkiye inşa edecek, kendilerini hukukun üstünde konumlandıran ve millete efendilik yapan baskıcı idareye ve zihniyetine son vereceğiz.”

Karar