Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, HDP’ye yönelik kapatma davasına ait “Seçim ortamına gidilecek yerde yapılabilecek siyaset mühendisliğini yapıyorlar. Niyetleri terörle uğraş falan değil emin olun. Bir kaygı iklimi yaymak” dedi.

Davutoğlu, “İnsan Hakları Hareket Planı’na ait ‘havada kalan, içi boş bir plandır’ yorumunda bulunarak, “Gerçek bir uygulama alanı olması için evvel iyi niyet, sonra samimiyet, sonra da ciddiyet lazım” tabirlerini kullandı.

Andınız probleminin toplumun temel sorunu olmadığını lisana getiren Davutoğlu, “Türk varlığı nerede tehdit altında? Doğu Türkistan’da tehdit altında. Türkçe yasak, Türk bayanları gece meskenlerine konulan Çinli erkeklerin tasallutu altında, kocaları da toplama kampında. Şayet Türk varlığını koruyacaksanız Doğu Türkistan’la ilgili ses çıkartın” dedi.

“NİYETLERİ TERÖRLE GAYRET DEĞİL”

Kanal 42’de Rumeysa Zügül ve Muhammed Okur ile Tepki programına konuk olan Davutoğlu, şunları söyledi:

Seçim ortamına gidilecek yerde yapılabilecek siyaset mühendisliğini yapıyorlar. Niyetleri terörle çaba falan değil emin olun. Bir kaygı iklimi yaymak. Pekala oylarını yok saydığınız seçmenlerden nasıl oy isteyeceksiniz?

Maalesef bu siyaset mühendisliğini geçmişte siyaset mühendisliğinin kurbanı olmuş Erdoğan yapıyor.

Bütün sansürler berbattır ancak en makus sansür otosansürdür. Hakim, savcı siyasi otoriteyi rahatsız edecek bir karar almaktan korkarsa olmaz. Hakim savcı teminatı maalesef Türkiye’de yok.

“İNSAN HAKLARI AKSİYON PLANI’NIN İÇİ BOŞ”

İnsan Hakları Aksiyon Planı havada kalan, içi boş bir plandır. Gerçek bir uygulama alanı olması için evvel iyi niyet, sonra samimiyet, sonra da ciddiyet lazım.

Birtakım önderler toplumu manipüle ederek ayakta kalmaya çalışırlar. Bazen korkutarak, bazen ümitler vererek. Bazen Karadeniz’de rezerv muştular, bazen aya gidiyoruz diyerek sansasyon yaratırsınız, bazen onu bunu terörist ilan edersiniz.

Erdoğan inandırıcılığını, sahiciliğini kaybetti.

“TÜRKİYE’NİN TEK ANDI İSTİKLAL MARŞI”

Halkın gündemi, meskenine ekmeği nasıl götüreceğiyle ilgili. Üstte ise, söylemsel bir fırtına kopuyor, bir anda ülke kutuplaşıyor. Türkiye’nin anayasal teminat altında olan tek bir ortak andı vardır, o da İstiklal Marşı’dır.

“Andımız” problemi toplumun temel problemi değil.

Türk varlığı nerede tehdit altında? Doğu Türkistan’da tehdit altında. Türkçe yasak, Türk bayanları gece meskenlerine konulan Çinli erkeklerin tasallutu altında, kocaları da toplama kampında. Şayet Türk varlığını koruyacaksanız Doğu Türkistan’la ilgili ses çıkartın.

Türkiye’nin 21. yüzyılda ilgilenmesi gereken husus “and” problemi değil. Bizim gençlerimizi, çocuklarımızı özgür niyetle yetiştirmemiz lazım.

Yapmamız gereken geriye dönük tartışmalarla gündemi değiştirmek değil, ileriye bakmak. Kimsenin gücenmeyeceği, gocunmayacağı ortak paydalar üzerinde yeni bir Gelecek inşa etmek.

Almanya’daki Türklere “Varlığım Alman varlığına kurban olsun” dedirtilse güzelimize gitmez. Kimseye bir şeyi dikte etmeyelim, doğal bir süreç içinde herkes birbirini benimsesin, herkes birbirine hürmet göstersin.

“KANAL İSTANBUL İHANETTİR”

Kanal İstanbul, İstanbul’a ihanettir. Tek sebebi kanalın iki yakasındaki arsa rantları üzerinden birilerini varlıklı etmektir. Diğer bir gayesi yok.

Türkiye’nin 5 şirketten öbür şirketi mi yok? Bütün ihaleler oraya gidiyor.

Konya metrosu birine rant sağlayacak olsa yapılırdı. Niçin bitmedi Mevlana etrafındaki düzenlemeler? Kaç sene oldu? Biz konuştukça bunlar yapmak zorunda kalacaklar.

“İKTİDAR YAZLIK SARAY İÇİN 600 MİLYON TL HARCIYOR”

İktidara geldiğimizde bunların öteki yerlere aktardıkları kaynakların hepsini kesecek, yarım bırakılan projeleri tamamlayacağız.

İktidar yazlık Saray için 600 milyon lira harcıyor. Niçin yani? Ne gereksinimimiz var?

Kurun artışı, ülkeye inancın azaldığını gösterir. Türkiye’deki kur artışı büsbütün siyaset yanlışlarından kaynaklanıyor. Dünyada Türk Lirası kadar kıymet kaybeden para yok.

Karar