Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

“İstanbul, Konya, Batman, Bartın ve Ardahan’da vilayet kongresi yapma kuralı gerçekleşmiş durumdadır. Önümüzdeki günlerde bir taraftan ilçe kongrelerini sürdürecek, öteki taraftan da bölge kongrelerimiz başlatacağız.

Avukatları otobanlarda kovalanan, kent girişlerinde itilip kalkılan bir devletin demokrasi olduğunu kim söyleyebilir? İktidar söylemek istediği ne varsa sonuna kadar söyleyebilme hakkına sahip. Tüm televizyonlar emirlerinde ancak tıpkı hak avukatlar için tasdikli değil.

İktidar bu yaptığı ile hukuk sisteminin en temel ayaklarından savunmanın mezheplere, etnik kimliklere nazaran bölünmesi ihtimalinin farkında bile değil. Ya da daha berbatı çok iyi farkında ve şahsen bu bölünmeyi istiyor.

“ALINTERİNİ HER AY ÇALMASINA MÜSAADE EDEMEYİZ”

Bütün dünya ticaretinin, Türkiye iktisadının, onlarca kesimde alışverişin büsbütün durduğu bir periyotta bu iktidar dünyada kimsenin başaramadığını başarmıştır: Bu iktidar iktisadi hayatın durduğu devirde yüzde 13 pahalılık üretmeyi başarmıştır.

Bir küme ciddiyetsiz ve liyakatsizin, etraflarındaki helal-haram bilmezleri besleyecekler diye milletimizin alın terini her ay çalmasına müsaade edemeyiz.

Biz bu işte “bir arıza var” derken boşuna demiyoruz. Arıza ne memleketin evlatlarında, ne de Allah vergisi kaynaklarımızda. Arıza tam da sizin ciddiyetsiz ve liyakatsiz bakanlarınızda, milleti hafife alan kibrinizde…Koalisyon hükümetinin ortakları kendilerini bir cennette zannedebilirler… Kaldı ki, cennette zannetmekte haksız da değiller… Yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarındadır…

“AYNI KİŞİ ÜÇ DÖRT MAAŞ ALABİLİYOR”

İktidar dünyasında sistematik yolsuzluk, bedavadan yaşama, emeksiz gelir, çalışmadan kazanma mümkündür. İktidar dünyasının cennetinde tam istihdam var. İşsiz kalmanız mutlaka mümkün değil. Velev tıpkı kişi üç dört konumdan maaş alabiliyor!

Son on yılda iki tane soru ile sık sık karşılaşıyorum. Bir numara soru Suriye’de ne oldu da bağlarımız bozuldu? Siz değil miydiniz Suriye ile ortak bakanlar şurası yapan, mütemadi başkanlar arası görüşme yapan…

Lakin bir kere daha yalnızca kayda geçsin diye karşılık verelim. Yüz binlerce temizi katledenlerle, kendi halkına karşı kimyasal silah kullananlarla memleketimize saldıranlarla ilgilerimiz bozulmayacaktı da ne olacaktı.

“ERDOĞAN ADALET DİYEN YÜRÜKMEKTEN VAZGEÇTİ”

2. soru: Erdoğan’la birlikte değil miydiniz? Daima yol arkadaşı olacağınıza kelam vermediniz mi? Biz şahıslara, tabelalara, kurumlara bir bağlılık kelamı vermedik. Biz unsurlara, ahlaka, dürüst ve şeffaf idarede birlikte ve birlikte olmaya kelam verdik. Erdoğan dürüstlük diyenle, ahlak diyenle, liyakat diyenle, adalet diyenle bir arada yol yürümekten vaz geçti. Şayet memleketi iyi yönetseydi, topluluğun her kesitine kulak verseydi, yalnızca kendi yakınlarını değil 83 milyonu kollasaydı bizler de iktidara destek olurduk.

Bu soruyu iktidara yaranmak için soran umumi yayın direktörü kendisine bir halde şu soruyu sormalı: 28 Şubat koşullarında genç bir akademisyenken rahatlıkla kanalıma davet edip röportaj yapabildiğim Davutoğlu’nu artık niye davet edip bu soruyu soramıyorum?

“ERDOĞAN'DAN RASTGELE BİR REAKSIYON GÖRDÜNÜZ MÜ?”

Kent Üniversitesi, Erdoğan’ın imzasıyla kapatıldığı gün içim yanarken kızım üzere gördüğüm Esra hanımın onuruna yönelik bir akın olduğunda tereddüt etmeden gereken tepkiyi gösterdim. Evet şu soruyu sormak benim ve vicdan sahibi kişilerin hakkı değil midir? Toplumsal medyada benim, eşim ve ailem hakkında alçakça tweetler atılırken siz Erdoğan’dan rastgele bir reaksiyon gördünüz mü?

Iktisadın durduğu, iş mekanlarının kapandığı, kişilerin meskenlerine mahkum olduğu bu türlü bir periyotta pahalılığı artırmayı başarmakta fakat bu iktidar üzere liyakatsiz ve iktisat cahili biri tarafından başarılabilirdi.

Siz döviz alımını zorlaştıracak vergiler ve yasaklamalarla, iki üç haftada bir yeni gümrük tarifeleri yayımlayıp yüzde 30’lara varan vergi artışlarıyla deliği yamamaya çalışırken, millet işsizlik ve yoksulluk ilen pahalılıkla her şeyi bir kenara not ediyor.

“MECLİS BİR KINAMA METNİ YAYINLAMAZ MI?”

Dört yıl evvel bağımsız dolaşımı hayata geçirmek üzere olduğumuz AB bugün Türkiye'yi turizm için bile seyahat edilecekler listesine almıyor. Yazık ki ne yazık.

Şark Türkistanlıları yekuna kamplarına toplayan, etnik aklık uygulayan, zulümle Müslümanlıklarını yaşamalarına pürüz olan Çin'e dair siyasetiniz nedir? Dünyada birçok parlamentonun yaptığı üzere TBMM bu cürümlere karşı neden kınama metni yayınlamaz?

Cumhurbaşkanını, “Ey Çin 21. Yüzyılın dünyasında kurduğun yekuna kamplarıyla insanlık hatası işliyorsun” demekten alıkoyan şey nedir? Cumhurbaşkanını, “Ey Çin Uygurlara karşı İslamofobyanın en zalim yüzünü temsil ediyorsun” demekten alıkoyan şey nedir?

Trump’ın Türkiye Cumhurbaşkanı’na “aptal olma!” diye hitap ettiği milletlerarası ilgiler tarihinin en ağır mektubunu sineye çekenlerin, 27 Şubat 2020’de İdlib’te 33 erimizin şehit edilmesinde rolü olan Rusya’ya vukuat sonrasında apar topar gidenlerin…

Şark Türkistan’da yapılanlara sessiz kalanların, AB’den kazanılmış vize muafiyeti hakkını sormayanların onurlu ve bağımsız bir dış siyasetten bahsetmeleri mümkün değildir.”

Karar