Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli Üniversitesi Sıhhat Tesisleri ve Araştırma Merkezleri Açılış Töreni'nde, Kocaeli Üniversitesi'nin Onkoloji Hastanesi ve Rehabilitasyon merkezi ile 3 tıp merkezinin açılışının yapılacağını lisana getirdi.
Araştırma ve uygulama hastanesine ilişkin poliklinik ve tıp eğitimi uygulama merkezinin toplam kapalı alanının 29 bin 500 metrekare olduğunu kaydeden Erdoğan, şu bilgileri verdi:
Sıhhat yatırımlarımızın değeri salgın periyodunda çok iyi anlaşılmıştırya poliklinik hizmeti verme kapasitesine sahip merkezimizde 225 poliklinik odası bulunuyor. Hizmete kazandırdığımız Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi ise 10 bin 300 metrekare kapalı alana sahip değerli bir yatırımdır. Binanın Aracı ailesi tarafından üniversitemize bağışlanmasından ötürü bu merkezimize merhume Semahat Aracı'nın ismi verilmiştir. 45 adet kemoterapi kabini bulunan merkezimizde günlük 110 hastaya kemoterapi tedavisi uygulanacak, gerekli hallerde bu sayı 200 hastaya kadar çıkabilecektir.”
Erdoğan, açılışı yapılan Deneysel Tıp Araştırma ve Uygulama Ünitesi Merkezi'nde denek hayvanları için kurulan elektrofizyoloji, kardiyoloji, davranış araştırma laboratuvarları ve ameliyathanelerle ilaç ve tıbbi deneylerde çok başarılı sonuçlar elde edileceğine inandığını belirtti.
Yatırım meblağı 17,5 milyon lira olan 10 bin 500 metrekare kapalı alana sahip Batı Yerleşkesi Sıhhat Bilimleri Araştırma Merkezleri binasının içinden geçilen periyotta kritik ehemmiyet taşıdığını lisana getiren Erdoğan, tesis içerisinde tıbbi genetik ve moleküler biyoloji araştırma merkezi, PCR laboratuvarı, proteomiks laboratuvarı, klonlama laboratuvarı ve kök hücre merkezi yer aldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezin Kovid-19 salgınıyla çabada bölgede yürütülen PCR test hizmetlerine etkin olarak katkı sunduğunu kaydederek, toplam yatırım bedeli 147 milyon lirayı bulan sıhhat tesislerinin güzel olmasını diledi, yapıtların inşasında emeği geçenleri tebrik etti.
“PEK ÇOK ÜLKENİN SIHHAT SİSTEMİ ÇÖKTÜ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünya genelinde yaklaşık 750 bin kişinin hayatına mal olan koronavirüs salgınının pek çok gerçeğin görülmesine sebep olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu salgın sıhhat yatırımlarının ehemmiyetini göstermenin yanı sıra toplumsal devlet anlayışının da kıymetini ortaya koymuştur. Salgın periyodunda pek çok gelişmiş ülkenin sıhhat sistemlerinin çöktüğüne şahitlik ettik. Ekonomik güçlerine karşın tedarik zincirini devam ettiremeyen, kamu sistemini sağlayamayan devletler gördük. Bırakın vatandaşlarına sıhhat işçisine dahi maske, tulum, gözetici tıbbi gereç temin edemeyen ülkeler oldu. Bilhassa yaşlı bakımevlerinden yansıyan imajlar bir ibret ve utanç vesikası olarak hafızalara kazınmıştır. Elbette her bir ülkenin bu yaşananlardan alacağı dersler vardır.
Türkiye olarak biz de bu süreçte sıhhat sistemimizi test etme, güçlü ve zayıf taraflarımızı görme imkanı bulduk. Muhalefetin daima eleştirdiği, gereksiz dediği sıhhat yatırımlarımızın değeri salgın periyodunda çok iyi anlaşılmıştır. Aslında muhalefet, çağdaş sıhhat kuruluşundan ne anladığını, meşhur sahra hastanesi skandalıyla ifşa etmiştir.
İstanbul'daki acil durum hastanelerimizi, Başakşehir Çam ve Sakura üzere devasa sıhhat tesislerini lisanına dolayanlar, vatandaşlarımıza derme çatma fuar alanlarını sahra hastanesi diye yutturmaya çalıştılar. Yönettikleri mahalli yönetimlerde toplu taşım hizmetlerini dahi salgın koşullarına uygun olarak sunmayı beceremediler. Gösteri yapmaktan, karamsarlık aşılamaktan, palavra yanlış bilgilerle evham oluşturmaktan kendi asli vazifelerini yapmaya fırsat bulamadılar. Tüm bunlara karşın hamdolsun güçlü sıhhat altyapımız ve tüm sıhhat çalışanlarımızın fedakarlığı ile en kritik evreyi muvaffakiyetle atlattık.”
Karar
