CHP Umum Yönetici Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, parti umumi merkezinde basın içtiması düzenledi.

CHP HEYETİ HENDEK'E GİDİYOR

Sakarya'nın Hendek ilçesinde, havai fişek fabrikasında yaşanan patlama nedeniyle tüm emekçilere ve Hendek halkına geçmiş olsun dileğinde bulunan Öztrak, CHP Küme Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un gelişmeleri takip etmek üzere kesime hareket ettiğini, ayrıyeten bölge yöneticisinin da vukuat alanında olduğunu söyledi.

İktidarı sert laflarla eleştiren Öztrak, işsizlik buhranının pençesine düşürülen vatandaşa had bildirilmeye, vatandaşın sesinin kesilmeye çalışıldığını söyledi.

“ÇOKLU BARO, BİR FETÖ PROJESİ”

Öztrak, yasama ile adalet sisteminin savcı ve yargıç ayağından sonra adaletin üçüncü sac ayağı savunmanın yani baroların da bölünmeye ve vesayet altına alınmaya çalışıldığını tabir etti. Barolara ait kanun teklifinin dün TBMM'de görüşülmeye başladığını anımsatan Öztrak, bunun bir FETÖ girişimi olduğunu söyledi.

Öztrak, “Ak baroları kurma hayaliyle, kamu kuruluşu niteliğinde meslek kuruluşu olan baroları bölüp parçalarken, bu milletin kardeşliğine, birliğine ve bütünlüğüne kasteden terör örgütleri bu sefer da baroları ele geçirirse ne yapacaksınız? Milletten bir sefer daha af mı dileyeceksiniz?” diye konuştu.

“VATANI BÖLME VE İHANET PROJESİ”

Düzenlemeden hukuk devletinin zarar göreceğini belirten Öztrak, “Çoklu baro girişimi, avukatlara partilerine, etnik kimliğine, diyaneti inancına nazaran cübbe dikme girişimidir. Daha da değerlisi bu aziz vatanı bölme ve ihanet girişimidir.” tabirlerini kullandı. Öztrak ayrıyeten baro yöneticilerinin salgın periyodunda 1 hafta evvel 27 saat Ankara'nın kapısında, dün de TBMM kapısında bekletildiğini belirterek tenkitlerde bulundu.

“MİLLET SİZİ GÖRÜYOR VE NOTUNUZU VERİYOR”

Milletin haber alma özgürlüğü üzerinde kurulan vesayetin, RTÜK eliyle pekiştirilmeye çalışıldığını belirten Öztrak “Devlet idaresinde bu türlü bir yozlaşma ne görüldü ne de yaşandı. En son en çok izlenen özgür kanallardan Tele 1 ve Halk TV ekranlarının 5 gün karartılmasına karar verdiler. Aslında karartılan ekranlar değil, halkın gerçekleri öğrenme hakkıdır” tabirlerini kullandı.

Milletin gerçekleri terk etmemek için direndiğini lisana getiren Öztrak, “Şimdi yeni yasaklarla, sansürlerle milletimizin bu direncine saldırılıyor fakat ne yaparsanız yapın, ne kadar saldırırsanız saldırın, milletimiz gerçekleri terk etmeyecektir. Attığınız her adımda, söylediğiniz her lafta, yaptığınız her işte millet sizi görüyor, notunuzu veriyor. Sandık geldiğinde de mekanınızı gösterecek.” dedi.

“YİNE MİLLETE HAD BİLDİRNE MODUNA GEÇTİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplumsal medyaya ait açıklamalarına değinen Öztrak, “Erdoğan tam bir hafta evvel, gençlerle yaptığı dijital içtimada, 'İhmal edilmeyecek kadar kıymetli bir mecra.' diyerek toplumsal medyaya iltifatlar yağdırıyordu. Buna karşın Erdoğan, o içtimada gençlerin 'dislike tsunamisi'nden kurtulamadı. Gençler 'Sana oy moy yok.' diyerek sandıktaki kaderine işaret etti. Erdoğan toplumsal medyada gençlerden çalımı yiyince, 'Bak topu patlatırım.' diyen mızıkçı evlatlara dönüverdi. Bir densizin alçakça hakaretlerini bahane ederek toplumsal medyayı topyekun kapatacağını söyledi. Tekrar millete had bildirme moduna geçti.” tabirlerini kullandı.

“AKLI BAŞINDA HERKES TARAFINDAN KINANDI”

Kaynak ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve eşi Esra Albayrak'ın uğradığı alçakça taarruzun, bu memleketteki aklı başında herkes tarafından kınandığını belirten Öztrak, “Elbette olması gereken de buydu. Kaynağı ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin nefret lisanına, itibar suikastlarına karşı ortak tavır alınmalıdır ancak şu da bir gerçek, Sayın Meral Akşener, Sayın Canan Kaftancıoğlu, Sayın Başak Demirtaş ve topluluk önündeki daha pek çok bayan için, yeşil benekli troller toplumsal medyada itibar suikastları düzenlerken neden bu kadar öfkelenmediniz, had bildirmeye kalkmadınız Sayın Erdoğan?” diye konuştu.

“100 MİLYAR DOLAR GELİRİMİZ CEBİMİZDEN ALINDI“

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin başlamasından bu yana 2 milyon 281 bin vatandaşın işinden olduğunu lisana getiren Öztrak, “100 milyar dolar gelirimiz cebimizden alındı. Market raflarında bebek mamalarına güya pahalı elektronik aletmiş üzere hırsız alarmı takılmaya başlandı. Bebek maması ateş pahası olmuş. Bıraktık büyükleri, bebelerimiz ne yiyip içecek? Biz bu iktisattan sair neyi konuşacağız? Ancak bunlar sarayın umurunda mı? O, baroları, televizyonları, toplumsal medyayı vesayeti altına alıp bebeğine mama alamayan işsiz ana babanın isyanını gizlemekle uğraşıyor.” diye konuştu.

Aylık pahalılığın yüzde 1'in üzerinde olduğunu, bunun mevcut fiyat serisindeki 2. en yüksek haziran ayı pahalılığı olduğunu aktaran Öztrak, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“RAKİPLERİMİZ RUANDA, SRİ LANKA ÜZERE MEMLEKETLER…”

“Yılın birinci yarısında tüketici pahalılığı yüzde 5,8. Son bir yılda yüzde 12,6. Bu arada sarayın talimatlı marketlerinden toplanan, ağırlık altındaki besin fiyatları da aylık olarak düşmüş. Fakat buna karşın yıllık yüzde 13'e dayanan besin ve alkolsüz içecekler pahalılığıyla bu ortamda dünyada en yüksek pahalılığı olan devletlerden biriyiz. Bu meydanda rakiplerimiz, Ruanda, Kazakistan, Sri Lanka üzere devletler. 

“NİYE BU PAHALILIK DÜŞMÜYOR?”

Bu yıl 70 yılın en büyük çekirge istilasına uğrayan Kenya'da dahi azık pahalılığı yüzde 8,2. Ne yapsanız yapın mızrak çuvala sığmıyor. Milletimizin tenceresi dolmuyor. Milletimiz sizin güdümlü market fiyatlarını pazarda, markette bulamıyor. Tüm dünyayı bize güldüren, o kerameti kendinden menkul 'enflasyon-faiz teorilerinize' ne oldu? Merkez Bankasının getirisi yüzde 8,25 lakin pahalılık yüzde 12,62. Hani nema sebep, pahalılık sonuçtu? Nema düştü 8,25'e. Niçin bu pahalılık düşmüyor? Yüzde 12'yi geçti.”

“EKONOMİ SIYASETLERINDE 50 YIL ÖNCESİNE GİTTİK”

Emekliye verilen bayram ikramiyesinin 1500 lira olması gerektiğini, polisler, sıhhat çalışanları, imamlar ve öteki öbür memurların 3600 ek göstergeyi beklediğini söz eden Öztrak, esnafın da sesini duyurmaya çalıştığını söyledi. 

Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu ucube rejimle bir arada iktisat siyasetlerinde 50 yıl öncesine gittik. Memleketimiz 1970 model siyasetlerle dünyadan koparılıyor. Gencimize, kadınımıza, çalışanımıza dünyada ne varsa en iyisini alabilecek, üretebilecek imkanı vermek yanına, saray, kişimizin bunları görmesini engellemeye, bunlara erişme umudunu yok etmeye uğraşıyor. Gümrük duvarları yükseltiliyor. Varlık hareketleri kısıtlanıyor. Piyasalar 90 metrelik meydanda oynamaları gereken oyunu, 10 metrede hem de onlarında rakip olmadan yerli oyuncularla oynamaya zorlanıyor. Artık de Yarışma Heyetinin sopası şirketlere sallanıyor.”

“BU KARAR İÇİN NEDEN 20 GÜN BEKLENDİ?”

Yarışma Kurulu'nun 5 Alman araba firması için soruşturma açtığını duyurduğunu, lakin 11 Haziran'da alınan kararın 1 Temmuz'da açıklandığını anlatan Öztrak, “Rekabet Heyeti bu kararı açıklamak için 20 gün neden bekledi? Acep Alman Volkswagen firması, Türkiye'de yatırım kararını sürdürme kararını almış olsaydı bu soruşturma kararı yeniden de alınacak mıydı? Yoksa iptal mi edilecekti? Bu kadar keyfi, hukuktan uzak bir yaklaşımın karar sürdüğü ve öngörülebilirliğin olmadığı bir bölgede ne yerli ne de yabancı kapital yatırım yapar. Yapmıyor da esasen.” diye konuştu.

Iktisat bürokrasisinin bittiğini, liyakat olmadığını belirten Öztrak, şunları kaydetti:

“1970 model antika bir otomobilde gibiyiz. Bu otomobilde ne yol denetimi var ne şerit ne takip sensörleri var ne de otomatik fren sistemi var. Hasılı ne istikrar ne de fren var. Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete. Direksiyonun başındaki şoför acemi, antika arabayı kullanamıyor, o alışmış otomatik otomobil kullanmaya. Iktisat düz yolda kaza üstüne kaza yapıp duruyor. Meğer sarayın bir de yaveri var.

“TAM BİR ANTİKA OTOMOBIL MERAKLISI…”

Tam bir antika otomobil meraklısı. 'Bırakın bir de o kullansın' diyeceğiz fakat o da baroları bölüp etnik ve radikal terör örgütlerine teslim ederek, memlekette yeni bir beka sorunu yaratma ve milletin toplumsal medyasını karartmakla meşgul, koalisyon ortağıyla birlikte. Sarayın yaveri 'kraldan çok kralcı' olmuş. Saraydan daha çok sesi çıkıyor. Yetmiyor üstüne bir de boykot hareketi yapıyor. Bu arada, Yunan Cumhurbaşkanının burnumuzun dibindeki Eşek Adası'na yaptığı ziyaretle ilgili sarayın yaverinden de saraydan da tık duymadık. Yoksa Tank Palet Fabrikası'nın, Katar ordusuna peşkeş çekilmesini içinize sindirdikleri üzere, Eşek Adası'nın Yunan toprağı olmasını da kabul mu etiler. Ne oldu yerlilik? Nereye gitti ulusallık?”

Milletin, vakti geldiğinde, kendisini küçümseyenlere, iradesini yok sayanlara, en ağır şamarı atmayı bildiğini tabir eden Öztrak, “İbret vesikasını uzaklarda aramaya gerek yok. Kıssadan pay almak isteyenler için 30 Mart 2019 ve 23 Haziran 2019 seçim sonuçları ortadadır.” dedi.

Öztrak, daha sonra soruları cevapladı. AK Parti Umum Başkanvekili Numan Kurtulmuş'un İstanbul Sözleşmesi'ne yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Öztrak, şöyle konuştu:

“AMN BUNLAR GÖRÜNMESİN…”

“İstanbul Sözleşmesi'yle uğraşmalarının altındaki temel neden şudur, milletimiz işsizlikle, yoksullukla, pahalılıkla boğuşuyor. Aman bunlar görünmesin, milletimizin dikkatini farklı bölgeye çekelim diye uğraşıp duruyorlar. İstanbul Akdi, bayana karşı şiddetle ilgili Avrupa'nın en kıymetli dokümanlarından biridir. Bunu nereye koyacaklar? Madem memleketler arası mukavelelerle uğraşacaksınız, o devir ben size bir memleketler arası ahitten bahsedeyim. Milletlerarası Çalışma Örgütünün 102 sayılı Toplumsal Güvenliğin Minimum Normları Kontratı var. 1971 yılında bu mukaveleyi kabul etmişiz. Milletlerarası kontrat mi istiyorsunuz, hem de bu mukaveleyi duyunca aziz milletimiz berhudar, mutlu olsun mu istiyorsunuz? O vakit bu kontratın gereğini konumuna getirin, Aile Destekleri Sigortası Kanunu'nu derhal çıkarın, biz de buna sonuna kadar destek verelim.”

Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Genelkurmay Yöneticisi Orgeneral Yaşar Güler ile Libya'da olduğuna dair son dakika haberleri geçtiği belirtilerek CHP'nin Libya sürecini nasıl izlediği ve değerlendirdiğinin sorulması üzerine Öztrak, “Libya sürecini büyük bir dikkatle izliyoruz. Orada bulunan erlerimizin ayağına taş değmemesini istiyoruz. Bu çerçevede Libya'da olan bitenlerin bu devletin ulusal menfaatleri doğrultusunda gelişmesini de destekleyeceğimizi açıkça söz ediyoruz” dedi.

Karar