CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden gece yarısı ani bir formda yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile çekilmesi üzerine ‘’İstanbul’da bayan gerçekliği’’ üzerine geniş çaplı bir kamuoyu araştırması gerçekleştirerek CHP İstanbul Mukavelesi Dayanışma Ağı’nı kurdu. Yapılan kamuoyu araştırmasının sunumu ve kurulan dayanışma ağının tanıtımı, Vilayet Lideri Dr. Canan Kaftancıoğlu tarafından düzenlenen basın açıklaması ile gerçekleştirildi.
“ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI SON DERECE ÇARPICI”
Kaftancıoğlu, basın toplantısına ‘’İstanbul’da Bayanların Gözünden Türkiye’de Bayan Olmak’’ başlıklı kamuoyu araştırmasının sunumu ile başladı. Kaftancıoğlu, gerçekleştirilen araştırmanın bayanların problemlerini ve tahlil tekliflerini kendilerinden duymak olduğunu belirterek ‘’Sizlerle paylaşacağım datalar, İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı operasyonuyla hukuksuz bir formda ortadan kaldırılmasından çabucak evvel yaptığımız bir araştırmanın dataları. Bayana şiddetin her gün arttığı ülkemizde CHP İstanbul Vilayet Lideri olarak, aslında bu araştırmayı yaptırmaktaki hissim ve fikrim başta şiddet olmak üzere bayan meselelerinin her geçen gün arttığı bir periyotta tahlil arayışımıza katkı sunması için evvel bayanları kendi sesinden duymak istememdi.
Araştırmanın sonuçları son derece çarpıcı. Araştırma üzerinden tahlil üretmeye çalışırken hepimizin bildiği 20 Mart gecesini yaşadık. Kendisine doğruları söyleyen siyasetçileri, bilim insanlarını, hukuk insanlarını, STK’ları dinlemeyen tek adamın karşısına, bir gece yarısı operasyonuyla karar vermeye kalktığı bayanların sesini, kelamını ve gerçekliğini bütün çıplaklığıyla ortaya koymak için de ikinci bir araştırma daha yaptık. Bu araştırmalarla; bayanlar konuştu, bayanlar anlattı başlarında olan sorunu kaygısı ve elbette tahlil önerilerini” dedi.
“EN SIK KARŞILAŞTIKLARI SORUN ŞİDDET”
Kaftancıoğlu, Türkiye’de yaşayan bayanların en sık karşılaştığı problemlerin şiddet, taciz ve aile baskısı olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “İstanbullu bayanların yaptığı tanım üzerinden ülkemizde bayan olmanın ne kadar güç olduğunu çok net görüyoruz. ‘Sizce Türkiye’de bayanlar hangi sıkıntılarla karşılaşmaktadır’ sorusuna verilen birinci üç karşılık %89,5 ile şiddet, %84 ile taciz, %72 ile aile baskısı. Çağ dışı, insanlık dışı bu problemlerin peşi sıra oran olarak azımsanamayacak diğer olumsuz karşılıklar da geliyor.
“KADINLARIN YÜZDE 73.3’Ü ŞİDDETE TANIK”
Örneğin erken yaşta evlilik, tıpkı işte erkeklere nazaran düşük fiyatlarla çalıştırılma üzere adaletsiz durumların varlığı da son derece yüksek. %89.5 olan şiddet ile %84 olan taciz bayanın kendi kelam konusu olduğunda sırasıyla %22.3 ve %30.5’e düşüyor. Araştırmacıların denek kirliliği olarak tanımladığı bu durum aslında bayanların üzerindeki baskının boyutunu bize bir kez daha gösteriyor. Bayana şiddete ailesinde ve etrafında şahit olup olmadığını sorduğumuzda bayanların %73,3’nün şiddete tanıklık ettiğini görüyoruz. Dikkatinizi çekmek isterim kendi yaşadığı değil tanıklık ettiği.
“CEZALAR YETERSİZ”
Otobüste yanımızdaki, iş yerinde karşımızdaki, markette kasa sırasında önümüzdeki bayanlar, apartmanda komşumuz, annemiz, teyzemiz, arkadaşımız, halamız; biz bayanlar şiddetle her an yüz yüze yaşıyoruz. Bayanların sosyo-ekonomik statüleri farklı, demografileri farklı, siyasi tercihleri farklı ancak talepleri tıpkı. Cezalar yetersiz! Cezaları kâfi buluyor musunuz sorusuna bayanların %94,6’sı yetersiz bulduğunu tabir ediyor”.
“KADINLAR KENDİNİ İNANÇTA HİSSETMİYOR”
Araştırma bilgileri, bayanların kendini inançta hissetmediğine dair dikkat cazibeli sonuçlar ortaya koydu. Kaftancıoğlu, bayanların kaygıya mahkum edildiklerini vurgulayarak “Araştırmada İstanbullu bayanların lisana getirdiği kimi sonuçlar biz bayanların hayatının nasıl bir kabusa çevrildiğini açıkça gösteriyor. Gece sokakta yürürken kendini inançta hisseden bayanların oranı yalnızca %7,3! Bu kentteki biz bayanlar, gece sokakta yürümekten, korkuyoruz! Bu dehşetin altında; vefat, tecavüz, taciz tehdidi var. Bunlar kadar makûs bir tehdit daha var; yalnızca gece sokakta yürüyor olmalarının bu cürümleri haklı çıkarabileceğini düşünen bir düzen” sözlerini kullandı.
“BU ÜLKENİN BAYANLARI HER AY FATURALAR İÇİN PARA DENKLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR”
Araştırma datalarının, bayanların karşılaştıkları ekonomik sıkıntılara dair çarpıcı sonuçlar ortaya koyması üzerine Kaftancıoğlu, İstanbul’da yaşayan bayanların ekonomik meselelerle gayret etmek zorunda olduğunu belirtti ve “İstanbullu bayanların yalnızca %33,7’si besin alışverişinde zorlanmadığını söz etmekte. Sıhhat harcamalarında ise yalnızca %33,5’lik bir oran zorlanmadığını söz ediyor. İstanbullu bayanların sadece %28,8’i eğitim masraflarını karşılamakta zorlanmadığını belirtmiş. Faturalarını öderken zorlanmadığını tabir eden İstanbullu bayanların oranı sadece %20,3. Bu ülkenin bayanlarının %79,7’si faturalar için her ay para denkleştirmeye çalışıyor. Bu datalardan sıhhat, eğitim üzere fiyatsız ulaşılması gereken meselelere bayanların ne sıkıntı ulaştığını görüyoruz” diyerek konuştu.
“TAM BİR FELAKET”
CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı tarafından yapılan kamuoyu araştırmasının en dikkat cazibeli sonuçlarından bir başkası ise bayanların yüzde 76,3’ünün kırmızı et tüketiminde zorlanması oldu. Kaftancıoğlu, bayanların tüketim alanında karşılaştıkları zorluklarla ilgili görüşlerini “Harcama kalemlerinden ekonomik olarak nelere yetişmekte zorlandıklarını anlamaya çalıştık. Hepsi birbirinden sorunlu ancak biri var ki büsbütün can sıkıcı. %76,3’ü kırmızı et almakta zorlandığını belirtiyor. Evet ejder meyvesi değil, kırmızı et! İstanbullu bayanların sadece %28,6’sı beyaz et tüketiminde zorlanmadığını tabir etmekte. İstanbullu bayanların sadece %28,2’si paklık eserlerinin alımında zorlanmadığını söz etmekte. Bu sonuçlar tam bir felaket. Bilhassa paklık eserlerinin temel ve zarurî bir muhtaçlık olduğu pandemi devrinde… Bayanların var olan yükünün üzerine bir de pandemi yükü eklendi. Pandemide psikolojisinin olumsuz etkilendiğini belirtenlerin oranı %77. Pandemi demişken, konutlardaki artan sorumluluklarına değinmemek olmaz. İstanbullu bayanların %67.3’ü pandemide konuttaki sorumluluklarının arttığını söylüyor. Görüldüğü üzere biz bayanlar her alanda güvencesizleşirken sorumluluklarımız da bir o kadar artıyor” kelamlarıyla söz etti.
“KADINLARIN SİYASİ GÖRÜŞLERİ FARKLI OLSA DA SIKINTILARI AYNI”
Vilayet Lideri Kaftancıoğlu, konuşmasında bayanların siyasi görüşleri farklı olsa da sıkıntılarının birebir olduğunu belirterek devam etti. Tahlile bayanların yol göstericiliği ile ulaşılacağını söyleyen Kaftancıoğlu, şunları lisana getirdi: “Bizim için en gerçek olan, en sağlam olan elbette bayanların yol göstericiliğidir. Bu nedenle ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsaydınız öncelikli olarak hangi meselelere yönelik çalışma yapardınız’ diye sorduk. Cevaplara baktığımızda araştırmanın evvelki bulgularını destekleyen şiddet ve tacizle uğraş birinci sıralarda yer alıyor. Eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına dönük eğitime erişimde zorluk, ekonomik bağımsızlığın olmaması üzere karşılıklar da peşi sıra geliyor. Gördüğünüz üzere bayanların siyasi görüşleri, kılığı, kıyafeti, fikri, sosyolojik durumu farklı olsa da problemleri birebir. Bu nedenle de biz farklılıklardan fazla çözmekle yükümlü olduğumuz sorunlarına odaklanmayı tercih ediyoruz.
“KADINLARIN YALNIZCA YÜZDE 26.2’Sİ ÖZGÜR HİSSETMİYOR”
Seçme talihiniz olsa hangi ülkede yaşamayı tercih edersiniz sorusuna verilen cevaplar da epeyce çarpıcı. Bayanlar açık orta daha fazla özgürlüğün, daha fazla refahın olduğu, görece daha fazla demokrasinin olduğu, bayana biçilen rollerin değil; bayanın hayatın ana öznesi olduğu batılı ülkeleri tercih ediyorlar. Farklı ittifak kümelerine baktığımızda da benzeri sonuçları görüyoruz. Fakat daha vahimi, bayanların yalnızca %26,2’sinin kendilerini bu ülkede özgür hissettiği sonucuna ulaşmamız. Bu ülkenin bayanı, hangi partinin seçmeni olursa olsun özgürlük hayalinde birleşiyor. İstanbullu bayanların yalnızca %23,2’sinin ise Türkiye’de bir bayan olarak yaşamaktan mutlu hissettikleri sonucuna ulaştık. Biz bayanlar bu türlü bir mutsuzluğu hak etmiyoruz. Tüm datalar gösteriyor ki; biz bayanlar bu ülkede kendimizi özgür hissetmiyoruz ve ömrümüzden mutlu değiliz.”
“HER ŞERDEN BİR HAYIR ÇIKAR DEDİKLERİ BU OLSA GEREK”
Kaftancıoğlu; gerçekleştirdiği sunumda, yapılan kamuoyu araştırmasının ani bir biçimde çıkartılan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik kıymetli sonuçlar ortaya çıkardığının altını çizerek, şöyle devam etti: “3 Martta yaptırdığımız araştırmada ‘İstanbul Sözleşmesi’ni biliyorum’ diyenlerin oranı %50,5; ‘sözleşmeyi duydum lakin bilmiyorum’ diyenlerin oranı ise %23,2. Bilmediğini tabir edenlerin oranı ise %26,3. 23 Mart tarihli araştırmada tıpkı soruya verilen cevaplarda ise manalı bir fark bulunuyor. Daha 20 gün evvel bilenlerin oranı %50,5 iken 23 martta bilinirlik oranı %75,3’e yükselmiş durumda. Her şerden bir hayır çıkar dedikleri bu olsa gerek. Bildiğiniz üzere uzun bir müddettir iktidar, İstanbul Sözleşmesi’ne dair adeta bir karalama kampanyası yürütmekte. Bütün propaganda aygıtlarıyla aşırılık yahut marjinallik ile ilişkilendirmeye çalışmaktalar. Bu kara propagandanın toplumda ne kadar karşılık bulduğunu anlamaya çalıştık.
“BU TOPLUMUN VİCDANI HÜKÜMETİN KARA PROPAGANDASINDAN BÜYÜKTÜR”
Sonuçlara baktığımızda İstanbul Kontratını ‘kadına şiddeti engelleyen ve bayan haklarını savunan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı %82,5 iken ‘toplumun genel ahlakına uygun olmayan bir sözleşme’ olarak görenlerin oranı sadece %17,5’tir. Cumhur İttifakına oy veren bayanların %68,2’si mukaveleyi olumlu gören ifadeyi desteklemektedir. Özetle bu sayılar bize göstermektedir ki, iktidar kendine oy vermiş bayan seçmenle karşıt düşmekte ve takviyesini alamamaktadır. Zira bu toplumun vicdanı hükümetin kara propagandasından büyüktür. İşte biz bu toplumun vicdanına inanıyor, güveniyoruz.”
“SÖZLEŞMENİN BİLİNİRLİĞİ ARTARSA TAKVİYE DE ARTAR”
Araştırmanın İstanbul Mukavelesi ile ilgili kısmında kelamlarına İstanbul Mukavelesinin ümitsizlik içinde olan bayanlar için bir destek olduğunun vurgulayarak devam eden Vilayet Lideri Kaftancıoğlu, “İstanbullu bayanlara kalsa %79,4’ü mukavelenin uygulanmasını destekleyeceğini belirtmektedir. Sadece %20,6’sı ayrılma istikametinde kararı destekleyeceğini belirtmektedir. Anlayacakları lisandan özetlemek gerekirse halk ile inatlaşmaya gerek yok. 3 Mart’ta yapılan araştırmada İstanbullu bayanların %50,7’si kontratın meseleleri çözeceğine inandığını söz etmekte. Tıpkı soruyu 23 Mart’ta tekrar ettiğimizde tahlil olacağına inananların oranının %50,7’den %57,3’e çıktığını görmekteyiz. Dikkat ettiyseniz mukaveleyi bilenlerin sayısı arttıkça tahlil olacağına dair inananların sayısı da artmaktadır. İşte tam da burada belirtmek isterim ki, sizlerin mukaveleyi topluma anlatmak için vereceği katkı son derece kritik. Zira görüldüğü üzere toplumda kontratın bilinirliğini ne kadar çok artırırsak destekleyenlerin sayısı da o kadar çok artacaktır. Çalışmanın datalarını sizlerle paylaşmaya iten de bu sonuçları görmek oldu” dedi.
“İSTANBUL KONTRATI MUHTAÇLIĞIN ÖTESİNDE BİR ZORUNLULUKTUR”
Sizlerin de gördüğü üzere İstanbul Kontratı, birilerinin anlattığı üzere yalnızca bir kağıt kesimi değil; bu ümitsizlik içinde aslında bayanların teminatıdır. İstanbul Mukavelesi, muhtaçlığın da ötesinde bir zorunluluktur. İstanbul Mukavelesi, az evvel seslerini bilgilerle duyduğunuz bayanların bahtı ve umudu. Son 2 günde en az 6 bayanın öldürüldüğü bir ortamda İstanbul Sözleşmesi’nin gerekliliğini herkese her fırsatta anlatmak ve tekrar anlatmak zorundayız. İstanbul mukavelesi kontrattı; ismi üstünde sözleşme… Tek adam yeniden kelamından döndü. Kelamının ardında duramadı. İktidar İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırarak, biz bayanları daha da teminatsız bıraktı, hukuksuz bıraktı. Biz bayanları sırtını dayamak istediği devletten mahrum bıraktı. İşte tam da bu nedenle ‘kadın cinayetleri politiktir’ derken aslında bu durumu kastediyorduk. Mağdur edilen, hukuktan yoksun bırakılan şiddete uğrayan bayanların da tek lakin tek sorumlusudur bu iktidar’’ diyerek kamuoyu araştırmasının sunumunu tamamladı.
CHP İSTANBUL MUKAVELESİ DAYANIŞMA AĞI KURULDU
Kaftancıoğlu, unumun akabinde CHP İstanbul Vilayet Başkanlığı tarafından meselelere ve tahlil arayışlarına karşı tüm bayanlarla birlikte hareket etmek emeliyle kurulan İstanbul Mukavelesi Dayanışma Ağı’nın kuruluş hedefini anlattı. Bayanların örgütlü çabayla gayelerine ulaşacaklarını belirten Vilayet Lideri Kaftancıoğlu, kelamlarını şöyle sonlandırdı: “Tüm bu acı gerçekliğimize karşın asla pes etmeyecek; kılığı, kıyafeti, kimliği, inancı, siyasi görüşü farklı da olsa araştırmada gördüğümüz üzere meselelerde ve tahlilde ortaklaşan tüm bayanları İstanbul Kontratı Dayanışma Ağı’nda buluşturacağız. İstanbul Mukavelesi bayanlar için bir ‘’İstanbul Birleşmesi’’ olacak aslında. İstanbul Mukavelesi Dayanışma Ağı, aslında yeni bir oluşum değil; var olanı, çabayı aha görünür kılmak, çalışmaları eş güdümlü yapmak, birbirinden haberdar olmak, ortak çabayı yan yana koyarak uğraşları yan yana koyarak daha süratli sonuç alınması emeliyle oluşturduğumuz bir yapılaşma. Ben İstanbul Kontratı Bayan Uyum Ağı’na hepinizi ve sizlerin aracılığıyla sesimizin gittiği herkesi davet ediyorum.
“YAŞSIN ÖRGÜTLÜ BAYAN MÜCADELESİ”
Bunun birinci adımı olarak önümüzdeki hafta İstanbul Kontratı Dayanışma Ağı Süreksiz Uyum Konseyi olarak bu alanda İstanbul’da çalışmalar yapan tüm bayan derneklerini, bayan meclisleri, platformlar ve siyasalları davet edeceğiz. Bizlere ulaşmak isteyen pahalı bayanlar [email protected] adresinden bize mail atarak herkes bize ulaşabilir. Bizler bu bayan dayanışma ağında bir kez daha yan yana geldiğimizde, çabalarımız eş güdümlü bir halde birleştirdiğimizde, hayatın her alanında meselelere karşı bütünleşik çabayı sürdürdüğümüzde biz bayanlar 2 şeyi göstereceğiz tüm topluma: Birincisi meselelerde ortaklaşan bizlerin tahlilde de ortaklaşarak amasız, fakatsız yan yana gelebildiğini. İkincisi ise tek adamlara karşı örgütlü çok bayan diyerek haklarımızı almakla kalmayıp tek adamı çok bayanlar olarak, çok daha kısa müddette göndereceğimizi. ‘Yaşasın örgütlü bayan mücadelesi’ diyerek hepinizi hürmetle selamlıyorum.”
Karar
