Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, Dendias’ın basın toplantısındaki kelamlarına ait “Biz nezaket içinde, gerginliği azaltma konusundaki niyetlerimizi de lisana getirdik. Lakin basın toplantısının muhakkak bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla ülkemi suçlamaya başladı. Bu neyi gösteriyor? ‘Ben bu arbedeyi devam ettirmek istiyorum’ demektir. Bu maksimalist anlayışı, kelamda Sevilla haritası üzere anlayışlara kendilerini de inandılarsa aslında bir yerer varmamızın manası yok. Biz bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik. Bunların geçerli olmadığını gösterdik” sözlerini kullandı.
İşte Tatar’ın açıklamalarından satır başları:
Bu, o denli bir günde geliştirilen bir siyaset değildir. Bu siyasetin gerisinde yılların çabası vardır. Gelinen noktada ne diyoruz dünyaya? Biz başka bir halkız. Egemenlik iki halka devrediliyor.
Kıbrıs’ta hür-bağımsız, kendi geleceğimizi tayin etme hakkı ve özgür bir niyetle mutabakata gidilecekse Kıbrıs Türk halkı elbette doğal olarak kendi devletiyle bir muahedeye girmek isteyecektir.
Eski anlayışta federal de olsa bir tek egemenlik ögesi vardı. Hükümranca sözler kullanıldı, bana nazaran onlar bir bakıma safsataydı. Kıymetli olan bağımsızlıktır. Kıbrıs Türk halkı ana vatan Türkiye’nin de dayanağıyla bunu hak etmektedir. Yan yana yaşayan hâkim ve bağımsız iki devletin işbirliğiyle bir muahede olabilir.
Buranın AB’ne alınmış olması buradan Türkiye’nin fedakarlık yapması manasında değildir. Kıbrıs Türk halkı her vakit ana vatan Türkiye’nin dayanağını önemsemiş, takdir etmiştir. Garantörlüğünüz bizim için olağanüstü değerlidir. Bizim egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve Türkiyemizin garantörlüğü bizim için vazgeçilmezdir. Bu anlayışla Cenevre’ye gidiyoruz.
“SON 4 YILDA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK”
Çavuşoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar, şu formda:
Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın da söylediği üzere bu ziyaretin gayesi gayri resmi 5+1 BM toplantısı öncesi hazırlıklarımızı gözden geçirmekti. Son derece faydalı toplantılar geçirdik.
Elbette bu görüşe bir gecede varmadık. İki bölgeli, toplumlu federal tahlil için Türkiye elinden gelen çabayı tüm platformlarda gösterdi. Rum-Yunan ikilisi bu tahlili istermiş üzere gözükürken günün sonunda Kıbrıs Türkü’nün eşitliğini reddetti. Ne iktidarı, ne refahı paylaşmak isterler. Son 4 yılda değişen bir şey yok.
Siyasi süreçte, önümüzdeki süreçte, müzakerelerde, elbette müddeti geçmiş ve Kıbrıs Türk halkının iradesinin yansıtmayan BMGK kararlarına işaret ederek federasyon modelini tekrar dayatmak istediklerini görüyoruz. Bir yararı olmayan ve olmayacak olan kararları ve artık statükoya dayanmış parametreleri dayatmanın manası yok. İmkansızı dayatmanın sebebi ne?
Crans-Montana’da Rum tarafının masayı devirmesiyle yaptığımız tüm açıklamalarda artık federasyonu müzakere etmeyeceğimizi deftle söyledik. Biz artık federal tahlil için vakit kaybetmeyeceğimizi, yeni fikirlerin görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Adadaki gerçekler çerçevesinde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir vizyon ortaya koyuyoruz. Bu vizyon, adadaki iki devletin hâkim eşitliği temelinde işbirliği yapması ve birbirlerini karşılıklı tanımalarıdır.
Bu sağlandıktan sonra iki devlet hâkim eşitlikleri temelinde işbirliği yapabilirler, başka fırsatları değerlendirebilirler. Biz gerçek, manalı, eşit ve sonuç getirecek yeni bir müzakere süreci başlatılmasını istiyoruz.
Cenevre’de 5+1 formatındaki toplantı gayri resmi bir toplantıdır. Burada yeni bir müzakere başlamıyor. Mutlaka Crans-Montana’da kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz, bu kelam konusu bile olamaz. Bunu da bir kere daha vurgulamak isterim.
Biz Türkiye olarak her vakit KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacağız. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk halkının refahıdır.
SORU-CEVAP
TATAR: ÇAVUŞOĞLU’NUN DENDİAS’A KARŞILIĞI ÇOK YERİNDEYDİ
Tatar: Sayın Çavuşoğlu’nun dünkü karşılığı çok yerindeydi. Biz Doğu Akdeniz’de ne Kıbrıs Türk halkının ne Türkiye’nin haklarını yedirtmeyiz. Yunan Dışişleri Bakanı’na verilen karşılıkta, Kıbrıs Türk halkı olarak sizi izlerken “Bravo sayın bakanımız” dedik. Zira çizgiyi aşmıştı, yanıtını aldı. Onların tez ettikleri alan çok daha azdır. Doğu Akdeniz bağlamında söylenen yanıt çok yerindeydi diye düşünüyorum.
Çavuşoğlu: Yunanistan’la son 1.5 yıldır gerginlikler yaşadık ve diyalog yoluyla bu farklılıklarımız görüşerek bir tahlil bulma anlayışı istedik. İstikşafi görüşmeleri tekrar başlattık. Sayın Dendias’ın Ankara ziyaretini de kıymetli bir yumuşatma fırsatı olarak görmüştük. Buradaki görüşme son derece hoş, samimiydi. Dostça bir ortamdaydı. Farklılıklarımızı ortaya koyduk. Bir toplantıda bu kadar farklılığın giderilmesi doğal ki mümkün değil fakat istikşafi görüşmelerin başlamasının maksadı bu görüşmelerin devam etmesiydi. Daha sonra basın toplantısı kısmına gelirken, sayın Dendias ve grubundan bize şöyle bir talep geldi: ‘Biz basın toplantısında tartışma yaratacak hususlara değinmeyeceğiz, sizden de tıpkı yaklaşımı bekliyoruz.’ Biz nezaket içinde, gerginliği azaltma konusundaki kanılarımızı de lisana getirdik. Lakin basın toplantısının belirli bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla ülkemi suçlamaya başladı.
Bu neyi gösteriyor? ‘Ben bu arbedeyi devam ettirmek istiyorum’ demektir. Bu maksimalist anlayışı, kelamda Sevilla haritası üzere anlayışlara kendilerini de inandılarsa aslında bir yerer varmamızın manası yok. Biz bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik. Bunların geçerli olmadığını gösterdik.
Biz sahiden mesken sahibi olarak gereken nezaketi de gösterdik, içeride her şeyi konuşabiliriz. Basın toplantımızda söylediklerimizin hepsi yapıcıydı ancak mlesef sayın Dendias haddini aştı. Kıbrıs’la da ilgili ithamları olduğu için gereken yanıtı Kıbrıs Türk halkı ismine vermek zorundaydım.
Biz bundan sonra da tıpkı yapan yaklaşımımızı devam ettireceğiz. Bu mevzuları çözersek biz çözeriz. Sık sık ‘AB arkamda’ diyerek bir yere varmanız mümkün değil. Alanda da gördünüz ki ne AB’nin ne kimi ülkelerin retorikten öte bir dayanak vermez. Onlar anca silah satar. İki komşu ülke olarak bizim tahlil yollarını bir arada bulmamız gerekiyor. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın bugünkü daha yapan açıklamasını da not ettik.
ANNAN PLANI
Tatar: Alışılmış ki Türkiye Cumhuriyeti bu hususlarda hamasetle adımlar atmaktadır. Şimdiye kadar iyi çocuktuk, artık makûs çocuk olursak bizi suçlayacaklar. Lakin iyi çocuk olduk da ne oldu? Daima aldılar, daima aldılar. Güzel çocuk olduğumuzda verdikleri bir şey yok. Temel prestijiyle Yunanistan ve Kıbrıs Rum İdaresi veto hakkı ve bize yaptığı dayatmalarla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin otoritesini kuzeye yaymaya çalışıyor.
Çavuşoğlu: Hem KKTC’ye, hem Kıbrıs Türk halkına hem de Türkiye’ye verilen kelamların nasıl tutulmadığını söylediniz. Kelamlar tutulmayınca inanç kalmıyor. AB KKTC’yi ve Kıbrıs Türk halkını büsbütün yok sayıyor ve yüzde yüz kusurlu da olsa Rum İdaresi’ni destekliyor. Bu türlü olunca KKTC’nin AB’ye güvenmemesini anlamanız lazım.
Karar
