İslam dininde sevap katsayısının yüksek olduğu kutsal günlerinden biri olan cuma günleri kılınan cuma namazı öncesinde imam minbere çıkarak hutbe okur. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gönderilen hutbe, bir gün öncesinde Başkanlığın resmi internet sitesinde yayınlanıyor.
9 TEMMUZ 2021 CUMA HUTBESİ KONUSU
İHANETE KARŞI SADAKATE, HAMASETE VE ŞEHADETE ŞAHİDİZ
Sayın Müslümanlar!
İslamiyet’in Medine’de güçlenerek yayılmasından münafıklar rahatsız oluyor ve bu gelişmeyi önleyemedikleri için hayıflanıyordu. Her geçen gün güçlerini kaybeden münafıklar, Müslümanların birliğine kasteden bozgunculuk faaliyetlerinden de geri durmuyordu. Müslümanlar aleyhine gizlice ve rahatça görüşebilmek maksadıyla bir mescit inşa ettiler. Kur’an-ı Kerim’de “Mescid-i Dırar” olarak isimlendirilen bu mescitte Peygamber Efendimizin namaz kılmasını istediler. Böylelikle meşruiyet kazanacak olan bu yer, kentte sürdürdükleri nifak hareketlerinin merkezi olacaktı. Allah Resulü (s.a.s), bu mescitte namaz kılmaya hazırlanırken problemin iç yüzünü haber veren şu ayet-i kerimeler nazil oldu: “Bir de ziyanlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, müminler ortasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resulüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, ‘Bizim yeterlilikten diğer hiçbir kastımız yok’ diye de kesinlikle yemin ederler. Fakat Allah şahitlik eder ki bunlar kesinlikle yalancıdırlar. Onun içinde asla namaz kılma. Birinci günden temeli takva üzerine kurulan mescit, içinde namaz kılmana elbette daha layıktır…”
Aziz Müminler!
Şimdi Peygamberimiz hayattayken gerçekleşen bu hadise, din istismarının en bariz örneklerinden biridir. Tarih boyunca da birçok kişi ve küme, dinin beşerler üzerindeki tesirinden faydalanarak çıkar elde etmekten, din istismarcılığı yapmaktan çekinmemiştir. İslami paha ve kavramları istismar eden fırsatçılar dün olduğu üzere bugün de karşımızdadır. Halbuki Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) uyarısı pek açıktır: “Dini dünyaya alet eden insan ne kötüdür! Dilek ve isteklerinin kendisini saptırdığı insan ne kötüdür!”
Değerli Müslümanlar!
Bundan beş yıl evvel 15 Temmuz gecesi, muazzez kıymetlerimizin ardına gizlenen FETÖ’nün hain darbe teşebbüsüne daima birlikte şahit olduk. İhanet şebekesi olan bu örgüt, istiklal ve istikbalimizi maksat aldı. Vatanımıza, devletimize ve aziz milletimizin canına kastetti.
Unutmayalım ki FETÖ, İslam’ın büyük hakikatlerini kendi menfaati için kullanmıştır. Dinimizin temel bedellerini ve kavramlarını tahrif etmiştir. İnsanımızın dini hislerini istismar etmiştir. Suret-i haktan görünerek ortamıza fitne ve fesat tohumları ekmekten, bozgunculuk yapmaktan asla çekinmemiştir. Kur’an-ı Kerim’de fesatçılar hakkında şöyle buyrulmaktadır: “Onlara ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz fakat ıslah edicileriz’ derler. Şunu bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamak istemezler.”
Pahalı Müminler!
Rabbimize sonsuz hamd ü sena olsun ki 15 Temmuz’da, Rabbimizin yardımına, hakkın batıl karşısında zaferine şahit olduk. Bizler o gece, hainlerin emellerini kursaklarında bırakan milletimizin destansı direnişine ve yüreğine şahit olduk. Vücutlarını bu vatan için siper eden şehitlerimizin şehadetine, gazilerimizin kahramanlıklarına şahit olduk.
Bir daha bu türlü bir tabloyla karşılaşmamak için bize düşen, muteber kaynaklardan öğreneceğimiz sahih dini bilgiyle hayatımıza taraf vermektir. Kur’an-ı Kerim’in rehberliği ve Peygamberimizin örnekliğiyle hayatımıza istikamet vermektir. Ulusal ve manevi kıymetlerimizi istismar etmek isteyenlere asla fırsat vermemektir. Ülkemizi ve milletimizi fitneye sürüklemek isteyen istismarcılara karşı yekvücut, tek yürek olmaktır.
Hutbemi bitirirken geçmişten günümüze din ü devlet, mülk ü millet yolunda canından geçen aziz şehitlerimize ve dar-ı bekaya irtihal eden kahraman gazilerimize Şanlı Rabbimden rahmet diliyorum.
Karar
