SALİHA SULTAN
Sinema salonlarında bugün 4’ü yabancı 10 sinema vizyonda. Yerli üretimlerde belgeselci, müellif Metin Yeğin’in yönettiği ‘Grev’ sineması öne çıkıyor.
Çekimleri Türkiye ve İspanya’da gerçekleşen sinema, 1910’da Osmanlı Devleti periyodunda Bursa’da ipek personelliği yapan bayan personellerin makus çalışma şartlarına karşı Türk, Ermeni, Rum demeden birlikte gösterdikleri gerçek bir direniş öyküsüne dayanıyor. La Casa de Papel dizisinde canlandırdığı ‘Lizbon’ rolüyle tanınan oyuncu Itziar Ituño Martínez’inde rol aldığı sinemada Pelin Batu, Tansel Öngel üzere isimler yer alıyor.
Kosova kökenli diş tabibi Gökhan Tunalıgil’in birinci gençlik yıllarında şahit olduğu Sırp zulmünü sinemaya aktardığı ‘Saklı Yüzler: Bosna’ sineması de haftanın dikkati çeken bir öbür yerli üretimi. Tunalıgil’in de başrolünü oynadığı sinemada Ayhan Krüezi, Deniz Çevik rol alıyor. Sinema, Yugoslavya iç savaşı sırasında Sırp ordusu askeri olan Haris’in çocukluk arkadaşlarının savaşta öldürülmesine, yapılan azaplara tahammül edememesinin akabinde Bosna ordusuna katılmasını bahis ediniyor. Bu hafta sinemada gülmeyi tercih edenler direktörlüğünü Bülent İşbilen’in üstlendiği ‘Zoraki Misafir’ güldürüsünü izleyebilir.
Mustafa Üstündağ, Uğur Yücel, Murat Akkoyunlu’nun rol aldığı sinema eskisi kadar tanınan olan işlere imza atmayan bir medya işvereninin son bir program tecrübesiyle birlikte yaşananları izleyiciye aktarıyor. Romantik dram cinsini seven izleyiciler içinse yabancı üretim ‘Aşk Mahzur Tanımaz’ bugün beyazperdede. Alice Filippi’nin yönettiği Ludovica Francesconi, Giuseppe Maggio üzere oyuncuların rol aldığı sinema ender görülen bir hastalıkla boğuşan bir gencin hayatına odaklanıyor.
Çocukların severek izlediği çizgi sinema ‘İstanbul Muhafızları’nın ikinci sineması ‘100 Yılın Muhafızları’ ise bugün minik seyirciler için vizyonda. Davet Cem Bayraklı’nın yönettiği, senaryosunu Gökhan Karagülle ve Hüseyin Sorgun’un yazdığı animasyon tarihin akışını değiştirmeye çalışan Gürgen ile Azmi’yi engellemeye çalışan İstanbul Muhafızları’nın uğraşını bahis ediniyor.
TESTERE’NİN DİREKTÖRÜ TEKRAR KORKUTACAK
Sinemada kaygı sevenleri bu hafta 4 üretim bekliyor. Testere serisinin direktörlerinden Darren Lynn Bousman imzalı, Maggie Q, Luke Hemsworth, Alex Essoe üzere oyuncuların başrolde olduğu ‘Benim Ölümüm’, Tayland’da tatil yaparken öldürdüğünü gösteren bir görüntü kasetinin arkasındaki gizemi çözmeye çalışan bir bayanın öyküsünü beyazperdeye taşıyor.
Scott Cooper’in yönettiği ‘Boynuzlar’ sineması de Nick Antosca’nın Kızılderili folklorundan esinlenen doğaüstü bir varlık olan Wendigo hakkındaki kısa hikayesine dayanıyor. Keri Russell, Jesse Plemons, Jeremy T. Thomas üzere oyuncuların rol aldığı sinema içine kapanık bir öğrenciyle bağlantı kurmaya çalışan bir öğretmenin öyküsü etrafında şekilleniyor.
Burak Çelik imzalı yerli endişe ‘Enna: Kara Büyü’de Vedi İzzi, Sevil Akdağ, Erhan Tipsin rol alıyor. Sinema, bir fotoğrafçının geçmişte müthiş olaylar yaşanan bir köye gitmesiyle başlayan tansiyonu izleyiciye aktarıyor. Tayfun Can Demirtaş’ın yönettiği ‘Cinni Nazar’ ise isminden da anlaşılacağı üzere bir cin kıssası. Savaş Özkul, Sara Özyıldız, Seçil Altıntaş’ın oynadığı sinema, meskenine gittiğinde anne ve babasını öldürülmüş bulan Sinan’ın öyküsünü anlatıyor.
MEKSİKA EMEKÇİ SINIFI PATLAMAYA HAZIR
Bugün vizyona giren yabancı üretimlerde sineması Michael Heneke ile kıyaslanan Meksikalı direktör Michel Franco’nun ‘Yeni Düzen’ sineması öne çıkıyor. Naian González Norvind, Diego Boneta, Monica Del Carmen üzere oyuncuların rol aldığı ve distopik bir gelecekte geçen sinema Meksika personel sınıfının silahlı ayaklanmasını hayal ediyor.
Adaletsizlik ve eşitsizliklerle boğuşan günümüz Meksika’sının toplumsal ve ekonomik tansiyonunun patlayışının nasıl olabileceğini beyazperdeye taşıyan sinema, ihtilali soft bir Hollywood stili yerine yırtıcı ve dehşetli sahneler eşliğinde sunduğu için birçok reaksiyon aldı.
Direktörün mevcut sisteme bir uyarısı olarak algılanan sinema birtakım eleştirmenler tarafından Meksika’daki melezleri ve yerli fakirleri teröre teşvik ediyor gerekçesiyle eleştirildi. Kimi de sineması ülkenin şımartılmış beyaz zenginlerine karşı ‘ayağınızı denk alın’ bildirisi olarak gördü.
Karar
