Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Lideri Ali Babacan, cumhurbaşkanı seçimindeki ‘yüzde 50+1’ kuralı için iktidar kanadından gelen “Ciddi sorun çıkarıyor” açıklamasına yönelik, “İktidar, oyunun mevcut kurallarına nazaran yine seçilemeyeceğinin farkına varmış olmalı ki kuralları değiştirerek ‘acaba tekrar seçilebilir miyim’ hesabına girmiş durumda. Bunu, en son tartışmaya açılan 50+1 probleminde görüyoruz. Şunu her halde iyi anlıyorlar ki mevcut kurallarla seçime girilse artık kazanamayacaklar” biçiminde konuştu.

Ali Babacan, partisinin genel merkezinde DSP Genel Lideri Başkan Aksakal ile görüştü. Aksakal ve Babacan, görüşmenin akabinde ortak bir basın toplantısı düzenledi.

‘SIKINTI YALNIZCA YÜZDE 50+1 DEĞİL’

Lider Aksakal, yüzde 50+1 hakkında, “Sıkıntının yalnızca yüzde 50+1 olmadığını ben belirtmek isterim. Ana kasvetin, kuvvetler ayrılığı prensibinin ortadan kaldırılmış olması ve toplumun idarede hakimiyetini, yani Meclis’teki olması gereken tesirinin ortadan kaldırılması olduğunu düşünüyorum. Bütün siyasi aktörlerin, her türlü saplantılarından ve komplekslerinden arınarak demokratik Cumhuriyet’imizin Atatürk’ün kurduğu prensipler temelinde ve çerçevesinde bir yol alması istikametinde çalışma yapmasının değerli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

‘KENDİLERİ ÇOK İSTEDİĞİ İÇİN BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILDI’

Ali Babacan ise yüzde 50+1 tartışmalarına ait soruyu şöyle cevapladı:

“Şu andaki iktidar, oyunun mevcut kurallarına nazaran tekrar seçilemeyeceğinin farkında varmış olmalı ki kuralları değiştirerek ‘acaba tekrar seçilebilir miyim’ hesabına girmiş durumda. Bunu, seçim maddesiyle ilgili yapılan pek çok hazırlıklar ve bu hazırlıklarla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerde görüyoruz. Bunu, en son tartışmaya açılan 50+1 sorununda görüyoruz. Şunu her halde iyi anlıyorlar ki mevcut kurallarla seçime girilse artık kazanamayacaklar. Bir hükümet, şayet oyunun kurallarını değiştirerek iktidara devam etme hesabına girmişse artık o hükümetin ayrılma vakti gelmiştir diyoruz biz. 50+1 ile artık olmuyor, ne yapalım, 40+1 mi yapalım. 30+1 mi yapalım, ne yapalım ne istiyorlar yani. Bunu kendileri istedi, çok istedi. Kendileri çok istediği için bu anayasa değişikliği yapıldı. Ve ülkeyi uçuracak, kanatlandıracak ve Türkiye’nin tüm meselelerini çözecek bir sistem olarak ortaya koydular. Topyekun bir iktidar değişikliği olmadan, topyekun bir zihniyet değişikliği olmadan bu ülkenin problemleri asla çözülemez diyoruz.”

‘GERÇEKTEN BU HUSUSTA KİTAPLAR YAZILMALI’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ekonominin kitabını yazdık” açıklamasıyla ilgili bir soruya Babacan, “Doğru. Sahiden iktisat bilimcilerin çok iyi incelemesi gereken bir AK Parti iktidarı periyodu var. Nitekim bu mevzuda kitaplar yazılmalı. Ortak akıl ve istişare varken, dürüst ve liyakatli takımlar işin başındayken, planlı programlı çalışılırken nasıl bir ülke iktisatta tepeyi görür, gerisinden hukuk ve adalet ayaklar altında çiğnenince, istişare bırakılınca, ortak akıl bırakılınca, dürüst ve işin ehli takımlar, liyakatli takımlar devre dışı bırakılınca nasıl bir ülke çöker, bunun en hoş örneklerini Türkiye şu geçtiğimiz 20 yıllık devirde yaşadı” halinde cevap verdi.

‘BU DEVLET VE MİLLET BUNUN AĞIR BEDELLERİNİ ÖDEDİ, ÖDÜYOR’

Erdoğan’ın yap-işlet-devrete ait “Biz kaynak ürettik, yap-işlet-devret de bir kaynak” kelamlarına yönelik ise Babacan, şu sözleri kullandı:

“Yap-işlet-devretler birinci yapılırken gerçek, bir devlet kaynağı harcanmıyor, büsbütün özel kesim kendi bulduğu imkanlarla bu yatırımları yapıyor fakat bu ihaleler şayet şeffaf, geniş iştirakle yapılmıyorsa, yalnızca davet tarzı yapılıyorsa, gereğince rekabet, müsabaka oluşmuyorsa bir, bu ihalelerin sonucu bu projeler çok değerliye mal oluyor. İki, garanti ödemeleri sebebiyle devletin her sene bütçesinde büyük bir yük oluşuyor. Kaldı ki bu yılın bütçesinde biliyorsunuz, bu garanti ödemeleri için konulan sayı 31 milyar TL. Gelecek yılın bütçesine de şimdiden 40 milyarın üzerinde bir kaynak ayrılmış durumda. Proje yapılırken bir devlet kaynağı harcanmıyor ancak siz parametreleri yanlışsız kurgulamadıysanız, gereğince rekabet oluşmadıysa, herkese açık şeffaf bir ihale süreci işletmediyseniz daha sonra yüksek garanti bedelleri olarak bu devlet ve bu millet bunun ağrı bedellerini yıllara sari bir formda ödedi, ödüyor.”

Karar